Advertisement

İlki geçen yıl Kasım ayında ikincisi ise 2012 Şubatta olmak üzere Avrupa Merkez Bankası (ECB)  Avrupalı bankalara toplam 1 trilyon €'luk uzun vadeli repo ihaleleri (LTRO) açtı. Avrupa'nın farklı ülkelerinden 500'ün üzerinde banka bu ihalelerden 3 yıl vadeli % 1 maliyetli para borçlandı. Piyasanın genel durumuna bakıldığında LTRO'lar bir bakıma bankalar için 'sermaye benzeri kaynak' şeklinde yorumlanabilecek bir fonlama olmuştu.

LTRO sonrası yapılan açıklamalarda paranın %25'ini İspanyol diğer %25'ini de İtalyan bankalarının aldığı görüldü. Yani bankacılık sisteminde normal yollardan borçlanamayan iki ülkenin bankaları toplam 500 milyar €'ya yakın kaynağı ECB'den sağladığı görülüyor.

-Peki LTRO paraları nereye gitti?

İşin enteresan tarafı burada başlıyor. İspanyollar ve İtalyanlar aldıkları 500 Milyar €'nun büyük bir kısmını kendi devlet tahvillerine gömdüler. Ocak ayında %7'ler seviyesinde olan 10 yıllık İtalyan faizi, Mart sonunda % 4.80'lere kadar geriledi. Yine Ocak ayında %6 seviyesinde olan 10 yıllık İspanyol tahvilleri Mart ayında % 4,9 'lara gerilemişti. Bu arada LTRO'dan para alan diğer ülke bankalarının tahvil alımı yerine ellerindeki ekstra likiditeyi gecelik olarak ECB'ye geri yatırdığı anlaşıldı. Yani 'ucuz faziden borçlan, yüksek faizli tahvile yatır' senaryosu Alman, Fransız ve diğer AB ülke bankaları için geçerli olmamıştı.

-Tahvil Faizleri tekrar yükseliyor

Onca likidite pompalanmasına rağmen başta İspanyol faizleri olmak üzere İtalya ve problemli diğer ülkelerin tahvil faizleri tekrar yükseliyor. 10 yıllık İspanyol tahvil faizi % 6,5 civarında geziniyor. İtalya ise % 5,7'lerde.

Ortada likidite var ama yine aynı bankalar geçen yıl yaşadıklarına benzer bir fonlama sıkıntısı çekiyorlar.

-ECB 3.tur parasal genişleme operasyonu yapar mı?

İşte piyasaların en fazla sorduğu soru: ECB 3.tur parasal genişleme operasyonu yapar mı? İlk iki LTRO'nun ardından ECB bir kez daha göreve çağrılıyor. Bu defa yanına ESM yani Avrupa İstikrar Fonu'nu da alarak.

Ortaya atılan formül şu;

ECB önce faizleri indirecek ardından da bir tur daha uzun vadeli repo ihalesi açarak ortalığı € cinsinden likiditeye boğacak. Bu arada ESM ellindeki 500 milyar €'luk kaynağı kullanarak sorunlu bankalara direk sermaye koyacak (Capital injection). Özellikle İspanyol ve İtalyan bankalarının başını çekeceği 100 milyar €'luk bir sermaye enjeksiyonundan bahsediyoruz. Son olarak da FED ile kordineli olarak AB banklarına ABD Doları olarak swapimkanı sağlanırsa, AB'de bankacılık krizin önü alınabileceği düşünülüyor.

Tabii bu formül için bir çok şart var. Merkel'in ikna edilmesi, ECB'nin bilançosunu bir kez daha şişirmeyi kabul etmesi vs. Ancak şu an elde olan tek somut formül de bu gibi gözüküyor.

Bekleyip görüceğiz...