Advertisement

Tahvil ve bono piyasasında müthis bir ayı  geride bırakıyoruz. 20 Haziran tarihinde % 9 bandında seyreden 2 yıllık gösterge tahvil faizi  5 Temmuz tarihi itibari ile % 8,12 bileşik seviyesine kadar geriledi. Getiri eğrisinin özellikle kısa tarafında 100-150 baz puanlık düşüşler oldu. 3 ve 6 aylık bono faizlerini 15 gün önce % 9,5- %9,8 'lerde seyrederken bugün gelinen yer % 8,5. Uzun vadeli tahvillerde de  faiz düşüşü söz konusu, ancak çok daha sınırlı. 5 yıllık devlet tahvilinin faizinde 40 baz puan, 10 yıllık tahvil faizinde ise 20 baz puanlık düşüşler oldu.

-Peki ne oldu da tahvil ve bono faizleri hızla geriledi?

Aslında işin maliyet tarafına baktığımızda bu düşüşü açıklayacak bir veri yok elimizde. Yerli bankaların ellerindeki tahvil stoğunu mevduat ile fonladıklarını biliyoruz. Haziran ayında mevduat faizlerinde bir düşüş olmadı. Aksine bankaların dönem sonu bilanço büyütme istekleri sebebi ile 1 aylık ortalama mevdaut  faizlerinin % 10,5- %11 seviyelerine kadar yükseldiği görüldü. Demek ki tahvil faizlerindeki düşüş mevduat  maliyetlerinin düşüşü ile alakalı bir fiyatlama değil.

Olayın diğer tarafına bakalım. Bilindiği gibi TCMB piyasaları fonluyor.Fonlama oranları geçtiğimiz dönemde zaman zaman ortalama % 10'ların üzerien çıktı. Geçen 15 gün içinde baktığımızda bir miktar rahatalama olsa dahi bu oranın hala% 9'larda dolaştığını görüyüyoruz. Demek ki TCMB fonlama maliyetlerinde de kayda değer bir gerileme yok.

Bu noktadan baktığımızda faiz düşüşünde yerli bankaların çok bir payının olduğunu söylemek zor. Merkez Bankası verilerine baktığımızda da bunu görüyuyoruz. Yıl başından beri 10 milyar$'ı bulan yabancı alımlarında en yoğun girişin Haziran ayında olmuş.  Geçen 15 gün içinde faizin bu denli düşmesinin sebebi Türk tahvil piyasasına olan yabancı ilgisi.

-Yabancı niye birden Türk Tahvilleri ile ilgilenmeye başladı?

Burada bir kaç sebebin aynı anda çalıştığını düşünüyorum.

İlki Moody's den gelen not artırımı. Türkiye'ye karşı oldukça mesafeli duran Moody's Türkiye'nin hem notunuı Ba1'e yükseltti hem de görünümü 'pozitif'e' çekti. Yani yatırım yapılabilir ülke notundan sadece 1 step gerideyiz. Böyle bir dünya konjöktüründe bunu beklemeyen yabancı yatırımcılar ellerindeki Türk Tahvil pozisyonlarını artrımak durumda kaldılar.

Diğer bir unsur da AB liderler zirvesinden çıkan kararlar. Geçen hafta AB'den çıkan pozitif kararlar bütün dünyada 'risk on' sürecinin tekrar başlamasına yol açtı. Dolayısı ile bizim bulunduğumuz ülkelere tekrar bir para girişi oldu.

Son olarak da dünya ve Türk ekonomilerinde ciddi soğumaya işaret eden verilerin artması. Geçen 15 gün boyunca hem Çin'den hem Avrupa'dan hem de ABD'den gelen üretim ve sanayi verileri oldukça zayıf kaldı. Bütün veriler global ekonomilerin topyekün bir resesyon kıskaçında olduğunu söylüyor. Hatta Çin bu sebeple bir ay içinde 2. kez faizlerini düşürmek zorunda kaldı. Türkiye'den gelen % 3.2'lik büyüme verisi de benzer bir soğumayı onayladı. Ekonomi soğuması demek, düşük faiz demek.  Bu çıkaramı yapan yatırımcılar da dünya üzerinde buldukları göreceli olarak yüksek bütün sabit getirili tahvillere ilgi gösterdiler.

 

TCMB faiz koridorunu daraltmaz

Yukarıda anlattığım gibi faiz piyasasında ki hareket daha çok yabancıların ilgi ve alakasından oluşmuştır. Evet, Türkiye'de 2 aydır enflasyon beklenenden daha iyi gelmekte ve yıl sonu enflasyon beklentileri iyileşmektedir. Ancak yabancı yatırımcı için ne enflasyonun şimdiki ,ne de yıl sonu  beklentilerinin çok önemi var. Onlar için ideal senaryo enflasyon beklentilerinin kontrol altına alındığı, 'stabil bir döviz kurunun olduğu' , likit piyasanın var olması. Burada kilit cümle ' stabil döviz kuru'.  Dolar/ TL kurunda ve sepet kurda şu an ki seviyelerin en önemli sebeplerinden biri  azalan cari açık baskısı ise diğeri de TCMB'nin uyguladığı sıkı para politikasının devamına olan inanç. Dolayısı ile TCMB sıkı para politikasında esenkliğe beklenenden daha önce ( Sonbahar dan önce) gidecek olursa bu kurun ani bir yurt dışı fırtınada çıpasız kalmasına yol açar.

Son not özellike Haziran başından beri bizi diğerlerinden poizitif ayrıştıran petrol fiyatlarında ki düşüş son 1 haftadır tersine döndü. brent petrol tekrar 102$ seviyesinde. Dolayısı ile petrol maalesef bize tekrar kabus olarka geri dönebilir.