Advertisement

Piyasalarda çoğunluğun beklemediği bir anda derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden notunu BB’deN BB+’ya yükselti. Görünüm ise durağan. Bu hamle Türkiye ile ilgili notları açısından S&P Moody’s ile aynı yere gelmiş durumda. Bilindiği üzere diğer derecelendirme kuruluşu FITCH’in Türkiye notu BBB yani yatırım yapılabilir ülke seviyesinde.

Öncelikle S&P’nin gecikmeli de olsa yapmış olduğu not artırımı Türkiye için iyidir. Belki fiyatlamaları şu an için çok etkilemeyecek de olsa orta vadede “Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke ‘olması olgusunu kuvvetlendirecektir. Bundan sonra artık bir not artırımı için sadece Moody’s değil S&P ‘de devrede olacaktır.Bu da Türkiye hikayesinin iyice güçlenmesine yol açacak.

 Ancak kararın gerekçelerine baktığımızda işin rengi değişiyor.

 S&P not artırımı kararını aldıktan sonra sebeplerini de açıkladı. Birlikte üzerinden bir geçelim.

“Türkiye yumuşak inişi gerçekleştirdi”. Hemen herkesin 2012 sonbaharından beri kabul ettiği bir gerçek . 2010 ve 2011 de % 8-9 büyüyen bir ekonominin % 3 seviyesinde büyümesini zaten herkes yumuşak iniş olarak kabul ediyor. Dolayısı ile 2013 Mart ayında aynı sebeple S&P’nin heyecanlanıp not artırması “enteresan”.

-  “Cari açık  4 puan düştü, ,ihracat artıyor”. Cari açık  2012’nin Aralık ayı itibari ile dip yaptı. Yine çoğunluğun üzerinde hemfikir olduğu gibi  2013 Şubat itibari ile artamaya başlayacak ve sene başındaki 48 milyar $’lık cari açığın 60 milyar $ ile  yıl sonunu % 6,8- % 7 arasında  bitirmesi bekleniyor. Dolayısı ile cari açık düştü argümanı da aslında 2-3 ay öncesinin konusu. S&P ‘nin bugün bu konuda heyecanlanması yine “enteresan”.

-  “Türkiye’nin düşük kamu borcu var”. Bizim zaten bildiğimiz ve övündüğümüz bri nokta. Eğer S&P bunu şimdi fark ettiyse o zaman da günaydın...

Bir de not artırımına rağmen S&P’nin saydığı riskler var: Yüksek yurt dışı borçlanma ihtiyacı, cari açığın iki sene boyunca % 7’nin altına düşmeyeceği beklentisi, düşük tasarruf oranları yüksek kredi portföyü artış hızı,vd... gibi.

Barış Süreci Meselesi

Şimdide not artırımında sayılan sebeplerden en göze çarpanına bakalım:

“ … Bu not artırımında Kürt sorunun çözümü konusunda alınan ilerleme de vardır. Bu sefer önceki  girişimlerden daha ciddi bir istek var. Dolayısı ile eğer bu süreç başarı ile biterse güvenlik harcamalarının azalması, bölge ticaretinin canlanması ekonomiye güç verecektir."

Bu açıklama bize şunu ifade ediyor; S&P diğer derecelendirme kuruluşları ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin notu açısında en geride kaldığı ve not artırımı için bir fırsat aradığı ortamda  “Barış Süreci” konusunda  tabir-i caiz ise balıkla atlamış görünüyor. Yani kararın ekonomik nedenlerden ziyade siyasi gelişmelere göre verildiği izlenimi doğuyor.

Peki bunun ne zararı var?

Aslında ilk etapta bir zararı yok. Ancak orta ve ileriki vadede oluşabilecek bazı riskleri şöyle sıralayabiliriz

-  Eğer S&P’nin bu kararı siyası nedenlere aldığı kabul görürse bundan önce de notumuzu ısrarla düşük tutan bu kurumun, farklı siyasi sebeplere karar almış olabileceği gibi bir tez geliştirilebilinir.

-  Eğer S&P’nin kararı büyük oranda “Kürt sorunun çözümü” yolunda alınan ilerlemeden kaynaklanıyorsa; olur da süreç bir yerde tıkanırsa bunun nota etkisi olabileceği varsayımı kurulabilinir

Dolayısı ile...

Artan notumuzu “cebimize” koyalım, işimize bakalım ama sapla samanı da ayırt etmeyi ihmal etmeyelim.