Advertisement

Mayıs ortasından beri Türkiye'de faizler yükseliyor. Sadece Türkiye'de değil dünyanın hemen her yerinde yükseliyor. Sebep belli; FED parasal genişleme yoluyla bilançosunu şişirmeyi durduracağı için. Bu sebep sonuç ilişkisinde hemen herkes hemfikir.
Dolayısı ile Varan 1 diyelim ve ilk tespitimizi yapıp bir kenara koyalım "FED oyun bozanlık yaptığı için faizler yükseyor."

Faizler daha fazla yükselir mi?

Olayın kaynağı ABD olduğuna göre biz de ilk olarak Amerikan tahvil faizlerine bakalım. 10 yıllık ABD tahvil faizleri Mayıs başındaki % 1.60 seviyelerinden 3 ay içinde 110 baz puan yükselerek %2.70'e yükseldi. Bu son 16 ayın en yüksek seviyesi. Ancak piyasa bu yükselişin, eğer FED bir sürpriz yapıp tapering ( Aylık tahvil alım programını azaltma) 'den vazgeçmezse devam edeceğini düşünüyor. 2013 sonunda 10 yıllık ABD faizleri için beklenen faiz %3 seviyesi. Bu analizi de Varan 2 diyerek notlarımızın arasına ekleyelim.

2014'de faizlerin yükselişi durur mu?

Piyasanın tapering'in bitimi için ön gördüğü tarih 2014 ortası. Bu tarihten sonra FED'in  itfası gelen tahvillerini nakte dönerek bilançosunu ufaktan küçülteceği ancak normaleşmenin bir sonrakı adımı olan faiz artırmlarına (şu an %0.25 seviyesinde) 2015 ortasına kadar başlamayacağı tahmin ediliyor. Ana senaryo bu. Eğer işler bu şekilde giderse de, 10 yıllık tahvil faizlerinin 2014 sonunda %4, 2015 sonunda da %4.5 - %5 civarında olması bekleniyor. Dolayısı ile dolar faizlerinde 2014-2015 boyunca da faizlerde artış olması kuvvetle muhtemel. Bu da varan 3 olsun.

Peki %9 seviyelerindeki Türk Lirası tahvil faizleri bu hikayede nereye düşmekte?

İşte geldik en can alıcı bölüme.

Daha 4 ay önce %5'in altına inmiş 2 yıllık devlet tahvilimiz, %6'ya gerilemiş 10 yıllık tahvil faizimiz vardı. Şimdi her iki vadede de faiz %9. Yani 300-400 baz puanlık artış. ABD 10 yıllıklarının 110 baz puan yükseldiği yerde Türkiye 10 yıllık tahvil faizinin 300 baz yükselmesi kulağa fazla gelebilir. Ama yüzdesel olarak artış ( her iki ülke tahvilin nominal değerinin 3 ay içinde değer kayıpları) birbirine benzer.  Dolayısı ile Türk tahvilleri aşırı satılmıştır demek bu açıdan pek mümkün değil. Ayrıca piyasa oyuncuları Türkiye'de kurun değer kaybının da etkisi ile 2013 yıl sonu enflasyon tahminleri % 7.5- %8 2014'de %7'lere revize ettiler. Eğer negatif faiz dönemini geride bıraktığımızı kabul ediyorsak enflasyondaki bu yeni seviyeler faizlerde aşağıya doğru olan yönü sınırlar.

Sonuç

Geri kalan herşeyin aynı kalacağını kabul edersek ( faizleri etkileyebilecek siyasi, jeopolitik riskler) Türk tahvil faizleri ABD tahvillerindeki 2013 sonunda görmesi beklenen seviyeleri de içeren bir fiyatlama yapmış gibi görünüyor. Bu sebeple kısa/orta vade se  cazip olduğunu düşünebiliriz. Ancak eğer ABD faizleri için yukarıda anlattığımız 2014-2015 senaryoları tutarsa bizim faizlerde de 2 haneli seviyeler görülebilir. Bu sebeple de uzun vade de aynı cazibeden bahsetmek kolay değil.

Nasrettin Hoca hikayesi gibi oldu ama son karar sizin.