Advertisement

FED'in Aralık ayında tahvil alım programını azaltmaya başlaması benim için şaşırtıcı bir gelişme değildi. Ancak karar öncesi  Bloomberg'in anketine göre benim gibi düşünenlerin oranı sadece % 36'da kalmıştı. Geri kalan ise önümüzdeki sene Ocak ya da Mart ayında bekliyordu. Yani benim için olmasa da piyasa için bu haftaki tahvil alımını azaltma kararı sürpriz olmuş durumda.

Resim netleşiyor

FED'in bu haftaki "tapering" (azaltma) kararından sonra artık piyasların 2014 yılı için gördükleri resmin daha netleştiğini söyleyebiliriz. İşler beklendiği gibi giderse 2013 yılı Aralık ayında 10 milyar $'lık kesinti ile başlayan tahvil alımı azaltım programı 2014 sonbaharında bitecek. FED, "Verilere bakacağız, seyrin gidişine göre karar vereceğiz." demiş olsa da piyasa şu an 4 trilyon $ olan FED bilançosunun en fazla 4.4 trilyon $'a çıkarak 2014'de stabil hale geçeceğini düşünüyor. Görüldüğü gibi resim net. Belirsizlikler azalmış vaziyette.

Belirsizlik ortadan kalkıyorsa bu panik niye?

İşte sorunun esası bu. Daha önceki yazılarımızda tahvil alım programının azaltımı kararı ve FED belirsizliğin ortadan kalkmasının gelişmekte olan ülkeler (EM) için önce negatif fiayatlanacağını ancak daha sonra yatırımcının son derece seçici olmak şartı ile EM'e takrar döneceğini yazmıştık. Şu anki gelişmeler de bizi doğrular nitelikte. EM'de gördüğümüz bu satışı bekliyorduk. Ancak ilk paragrafta belirtiğimiz üzere bu gelişme piyasanın çoğunluğuna süpriz olduğu için satış dalgası beklediğimden sert geçiyor.

Anlaşılan o ki  FED kararı konusunda  "Nasıl olsa daha 2 ay var" şeklinde düşünenler portföylerini elden geçirene kadar bu panik havası devam edecek gibi.

Türk varlıkları negatif ayrışıyor mu?

Yine daha önceki yazımda FED kararı sonrası gelecek bir düzeltmenin ardından Ocak ortası gibi Türk varlıkları dahil bir EM rallisi yaşanabileceğinden bahsetmiştim. Üst paragrafta da bahsettiğim gibi zamanlama konusunda (yani Ocak yerine Mart-Nisan gibi) yanılgımın sebebi FED'in Aralık hamlesinin beklemeyenlerin yaşadığı panik hissiyatını öngörememden kaynaklanıyor.   

Türk varlıklarına gelen satışın yoğunlaşması ve negatif ayrışması konusundaki ikinci yanılgım ise bu hafta başında patlak veren ve içerideki siyasi risk primini artıran gözaltı ve soruşturma operasyonları.  Hafta boyunca Türk varlıklarına özellike de BIST100'e gelen satışlar, yatırımcıların 2014 Mart seçimlerine kadar fiyatlanmayacağını düşündüğü "politik risk primini" devreye sokmasından kaynaklanyor.

Bundan sonra ne olacak?

Hem FED tapering paniği hem de içeride politik risk primini artıran haber akışı Türk varlıklarının kırılganlığını artırmış vaziyette. Bunun örneği aşağıdaki tablo da var.

son 1 hafta

Kurlar  (ABD Dolarına karş )                       Endeksler                          Tahviller 10 yıllık Faiz artış

TL                                          -% 2,7              BIST100        - %6,50         Türkiye 10 yıl    +67 baz puan

Brezilya Real                         - % 1,9             Çin Şangay    - % 5,00        Brezilya 10 yıl   + 35 baz puan

Tayland Bahtı                        - % 1,6             Hong Kong     - % 1,50        Çek 10 yıl         + 20 baz puan

G. Afrika Randı                       - % 1,6            Meksika          - % 0,50        Çin 10 yıl          +10 baz puan

 

Görüldüğü gibi Türk varlıkları en yoğun Borsa endeksi olmak üzere hafta boyunca negatif ayrışmış durumda.

Dolayısı ile şu anki kırılganlığımızı artıran mevzu FED'den ziyade içeride yaşanan ve fiyatlar üzerindeki siyasi risk prmini artıran süreç.  Bu sebeple içeride mevzu sakinleşmeden ya da yatırımcının gözünde fiyatlaması bitmeden Türk varlıklarının FED sonrası gerçek değerlerinin tespit edilmesi kolay değil.