Advertisement

Rusya'nın resesyon kaygısı dikkat çekiyor. Yıllık yüzde 1.2 büyüyen Rusya ekonomisinin büyümesi bu sene 0.6'lara kadaraşağı çekilmiş vaziyette ki 2014 yılında ülkenin büyümesinin yüzde 1.2'den yüzde 2.5'lara çıkması bekleniyordu.

Rusya, 2011'de yüzde 0.5 büyüdü, 2012'de yüzde 0.3 ve 2013'de de yüzde 1.2. Bu sene ise yüzde 0 - yüzde 0.5 büyüme konuşuluyor.

"Rusya resesyona mı gidiyor?" sorusu belki iddialı bir soru ama büyümedeki kan kaybı çok hızlı ve yüzde 6.2 enflasyon var. Özellikle Ruble'deki değer kaybını da göz önünde bulundurursak enflasyon yukarı yönde harekete meyilli. Rezervler en yüksek seviye olan yaklaşık 480 - 490 Milyar dolardan 445 milyar dolara gerilemiş vaziyette. Bu rezervelere bu ülke zaten yaklaşık beş sene önce de hakimdi. Dolayısı ile beş seneden beri benzer rezerve taşıyor diyebiliriz ama "Rusya batıyor - çıkıyor, Rusya şöyle sallanıyor" demek belki iddalı olur. Bununla birlikte Rusya için bu sene gerçekten çok zor.

Geçen senede çıkan paranın hemen hemen daha fazlası ilk çeyrekte çıkmış olması, Rusya'nın her halükarda rezervlerin çok ciddi ve yoğun kullanmak zorunda kalmış olması, Rus şirketlerinin - Rus banklarının önümüzdeki süreçte sermaye piyasalarından borçlanma - sermaye piyasalarına aracılık etme şansını zorlayacak olması Rusya ekonomisinin de bu işten kolay kolay kurtulamayacagı anlamına geliyor.

"N'oldu Kırım konusunda? Batı sonuçta Putin'nin dediğine geldi." gibi belki çok kabaca belki bir gözlem yapılabilir. Nihayetinde Kırım'da referandum yapıldı mı? Yapıldı. Referandumdan Rusya'ya bağlanmak istiyoruz kararı çıktı mı? Çıktı. Rusya onayladı mı? Onayladı. E, istediği oldu gibi görünüyor. Ama bu istediğinin olmasının ekonomik açıdan Rusya'ya yaptırımı çok uzun sürecek ve Rusya ekonomisi bu işin içinden nasıl çıkacak? Çıkarken nasıl badireler atlatacak?

Yabancı sermayenin, sıcak paranın son 5 - 6 yıldan beri Rusya'ya çok yakın davrandığını biliyoruz. Onlar bu konuya nasıl yaklaşacaklar? Yanıbaşımızda dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri böyle bir sıkıntı silsilesi içindeyken bence iki kere dikkatli olmak lazım.

-Çin'in Yuanı endişe kaynağı

Çin'dene gelen kötü bir PMI verisi var.

Bu senenin en korkulan senaryolarından biri Çin'in yıllık yüzde 7.5 olan büyümeyi ıskalama ihtimali. Çünkü geçen sene de bununla ancak bıçak sırtı üzerine bitirebilmişti. Çin'de bir enflasyon problemi yok, enflasyonu düşüyor gibi görünüyor ama perakende satışlar son 2-3 yıldan beri hızla aşağı geliyor. Sanayi üretimi ona keza. Daha geçenlerde ihracat - ithalat rakamları açıklandığında ihracattaki daralmayı - dış ticaret fazlalığındaki kapanmayı çok net gördük.

Yuanın zaten yaklaşık bir ay içerisinde yaklaşık yüzde 2'lik bir değer kaybı söz konusu. Her ne kadar Çin, "Bu işi ben para birimimi konvertibl hale getirmek için yapıyorum" dese de alt metinde "Benim ihracattan ümidim kesilmez, ben kolay kolay iç taleple bu işleri toparlayamam, ihracatçım biraz nefes alsın da.." mesajının yattığını biliyoruz.

Ama "Çin'in bir teşvik paketiyle çok fazla alabileceği bir yol var mı?" diye sorarsanız... Bence yok, çünkü zaten...

1 - Gölge bankacılık gibi bir derdi var

2 - Emlak balonu gibi bir derdi var. Önemli şehirlerde emlak fiyatları ciddi boyutta şişmiş vaziyette.

Çin'de zaten hali hazırda bilinen ve "patlamasın, aman bir sıkıntı olmasın" diye insanların tırnaklarını ısırarak izlemiş oldukları emlak ve gölge bankacılık olmak üzere her açıdan sorun olur. Çin'in 2014'te sanki ilk defa ekonomisini teşvik etmesi gerekiyormuş gibi ya da ekomomisi iç talepte yeterince güçlü değilmiş gibi kalkıp çok ciddi miktarda içeriye parasal bir teşvik vermesi sıkıntı yaratır.

Bugünki piyasa tepkisi belki "Aaa.. Ne güzel kötü veri. Çin buradan devreye girer, tekrar bir parasal teşvik sağlar" gibi bir fiyatlama yapılsa da bu aslında korkulan yüzde 7.5'yi ıskalama ihtimalinin ilanıdır bence. Önümüzdeki süreçte ben bunun tekrar piyasa tarafından negatif fiyatlanacağını düşünüyorum. Bu arada Çin Borsası Aralık başındaki seviyeden yüzde 20 aşağı gelerek zaten ayı piyasasında bulunuyor.Bu konuya da dikkat etmekte fayda var.

Yuan'daki değer kaybı çok sert. Çin, 2008 yılında ABD'den de gelen baskılara dayanamayarak dedi ki: "Tamam, ben para birimimi değer kazandıracağım." Yuan, doları 6.83'den aldı getirdi aşağı doğru yaklaşık olarak 6 seviyesine. Bu, yuanın yüzde 25'lik değer kazanma süreci. Şu an bakıldığında ise yüzde 2.5 civarında bir değer kaybı var. Son 5 yıldan beri yapmış olduğu değer kazanımının yüzde 25'in yüzde 2.5'ini sadece bir ay içersinde geri verdi. Bunun 6.25'leri zorlaması hatırı sayılır miktardaki Çin şirketinin çok ciddi boyutta sıkıntıya girmesine sebep olacak ama herkes zaten bunu bekliyor, çünkü Çin bu konuda net birşey söylemiyor. Dünyanın gözü yuan para biriminde...