Advertisement

Yerel seçimlerin ardından piyasaların fiyatlayacağı olası senaryolara bakmadan önce Dolar/TL   kurunu bir hatırlayalım.

2011 yılında Dolar/Tl ortalaması 1.68'di. 2012'de 1.80, 2013 yılında ise 1.90'dı.

17 Aralık Operasyonu'ndan hemen öncesinde 16 Aralık tarihinde ise 2.02 seviyesindeydi. 28 Ocak tarihine dek 2.35 seviyesine kadar yükseldi ki bu tarihte Merkez bankası faiz artırdı. Yani özetle bugün geldiğimiz seviye 17 Aralık Operasyonu'ndaki seviyenin bir parça yukarısında.

Mart ayının başından beri yurt dışında şartların lehimize gelişiyor olmasına rağmen seçim belirsizlikleri nedenİ ile bunu fiyatlayamadık. Arkasından seçimlerden önceki son haftada "politik istikrarın" devamı sağlanmıştır  görüşü ile kurun fiyatlaması önce 2.19'a ardından da 2.14'e geldi.


Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bununla birlikte akıllardaki soru: "Acaba erken genel seçimle karşılaşır mıyız karşılaşmaz mıyız?"

Farklı senaryolar piyasalarda farklı fiyatlamalara yol açacaktır. Nedir onlar?

1 - Yüzde 45'i yeterli bulan Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimine gitmesi

2 - Erdoğan'ın 4. dönem kuralını değiştirerek önümüzdeki seçimlere hazırlanması

3 - Erdoğan'ın hem 4. dönem kuralını değiştirip hem de erken seçim çağrısında bulunması

-Büyüme oranı ile oy oranı ilişkisi

Siyaset uzmanlarının analiz ettiği ve piyasa olarak gündemimize girdiği için dikkat etmemiz gereklen bir konu var: Büyüme ve oy oranı ilişkisi.

Türkiye'nin büyüme rakamlarıyla düşük büyüme -  düşük oy, yüksek büyüme - yüksek oy gibi bir doğru orantı söz konusu. 2013 yılı büyüme rakamı yüzde 4 geldi. Bu sene yani seçim yapılacak yılda ise büyümenin yaklaşık yüzde 2 civarında olması bekleniyor. Oy oranı da aynı şekilde çalışacak olur ise siyasi uzmanlar oy oranının yüzde 45'lerden aşağı gelme ihtimalinin söz konusu olduğunu belirtiyorlar. Bunu bir soru işareti olarak buraya koyalım.

Ancak diğer taraftan baktığımızda, acaba büyüme yüzde 4'lerden yüzde 2'lere gerileyecek ise ve bu durumda da oy oranı yüzde 45'ten aşağılara inecekse mevcut hükümet böyle bir riski alıp önümüzdeki seneyi beklemeyi mi yoksa  3 - 4 ay sonra ortaya seçim sandığını ortaya koymayı mı  ister?

Dolar/TL kuru ile oy oranını da karşılaştırdık. Dolar/TL'deki genel olarak düşük seviyelerde yüksek oy oranı olduğunu ve tabii ki kriz fiyatlamsı ile berber kur yükseldiğinde ise düşük oy oranı gördük.Dolar/TL'deki bu seviye her ne kadar bir miktar gerilemiş olsa da yine hükümetin dikkat etmesi gereken bir seviye. Dolayısıyla göreceli olarak yüksek kur ve göreceli olarak düşük bir büyümeyle bir sene sonra seçime girmek mi? Yoksa yüzde 45'in üzerinde yakın bir zamanda seçime gitme ihtimali mi?

Yine simülasyonlara baktığımızda AK Parti bir seçim daha kazancak olur ise, milletvekili sayısı açısından kazanmış olduğu en düşük rakam ile  bir seçimi almış olacak. Bu açıdan bakıldığında 4. dönemde yapılması planlanan reformalar konusunda elinin kolunun bağlı olması da söz konusu olabilir.

Piyasaların şu anda düşündüğü konuyu şöyle bir süzgece koyalım, zaten geçen hafta Çarşamba başlayan dün devam eden ama bugünden itibaren artık piyasanın "Acaba hangi senaryo?" dediği soruları soralım:

1 - Seçimler bitti, Cumhurbaşkanlığı seçimini şimdilik geriye koyalım. Çok kolay bir değiş tokuş olacak seçim konusunda ya da olmayacak ama biz bunu son bir ay kala mı göreceğiz? Şimdilik sadece gelişmeleri mi fiyatlayalım?

2 -Biz bunu 1 - 2 gün fiyatlarız ama çat diye önümüze bir erken seçim sandığı gelebilir. Bunu mu fiyatlayalım? 

Bu şıkkın 2 ayrı versiyonu var :

A: Erken seçim iyidir. Önümüzdeki belki 3 - 4 ayı ipotek altına alır ama 1 yılı kaybetmemizi engeller

B: Önümüzdeki 3 ayın gayet türbülansta geçeceği, siyasi gerilimin yüksek olacağı anlıma gelir ki bu da başka bir fiyatlamayı getirir.

Bu şıklar, hatta versiyonların hepsi başka fiyatlamaları beraberinde getirir ve bu şıkların da her biri ayrı ayrı piyasalar için önemli olacak.