Advertisement

FED’in Nisan ayı faiz kararı öncesinde beklentiler son derece durağan. Bu hafta yapılacak olan FED toplantısında faiz artırımı bekleyenlerin oranı % 0. Hiç kimse bir sürpriz beklemiyor. 1 ay önce de durum aynıydı. Nisan ayı kimsenin faiz artırımı beklediği bir FED toplantısı değildi. Ancak Nisan ayı başlarına göre bugün, FED faiz toplantılarında “faiz artırım” ihtimallerinde değişikliklerin olduğu tarihler var. Örnek; 1 Nisan tarihinde, piyasa yıl sonuna kadar (büyük oranda Kasım) 1 faiz artırımı fiyatlayıp, 2. artış için sadece yüzde 15’lik bir ihtimal öngörmüş. Bugün geldiğimiz noktada ise ilk faiz artırımı Ekim ayına çekilmiş ve “yüzde 35 ihtimalle de yıl bitmeden 2. Faiz artırımı gelir" diye bekleniyor.

Son 3 haftada neler oldu?

Nisan başından itibaren; Çin’in ekonomik verilerinde beklenenden daha iyi rakamların gelmesi,  başta petrol olmak üzere diğer bütün emtia fiyatlarında sert yükseliş yaşanması, gelişen ülkelerin yeniden tahvil ihraçları yapabilecek kadar “risk iştahının” artması gibi unsurlar hepimizin bir tarafa not ettiği unsurlar oldu. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın “daha fazla faiz indirimi ve teşviğe hazırız" mesajı da piyasaların toparlanması noktasında artan algıyı pekiştirdi.

Küresel risk iştahı toparlıyorsa, FED faiz artırımını daha fazla öteler mi?

İşte piyasanın takıldığı nokta burası. Mart ayı FED toplantısında, Başkan Yellen çok net bir şekilde “ .. küresel  ekonomilerde yaşanmakta olan risklerin hem dünya ekonomisine, hem de dolaylı olarak ABD ekonomisini aşağıya çekebileceği” minvalinde bir açıklama yapıp, 2016 faiz artırım beklentilerinin ötelenmesini sağlamıştı. Bu açıklamaların ardından dünya Borsalarında son 3 haftada yüzde 4-5’ler bandından bir yükseliş yaşandı. Daha önemlisi, aynı dönemde petrolde yüzde 10, demir cevherinde yüzde 20, alüminyumda yüzde 12 yükseliş oldu.

Bütün bu olumlu gelişmeler şu varsayımla gerçekleşti ”Küresel ekonomiler çok yavaş toparlıyor. Birçok noktada hala sorunlar var. Ancak küresel bir resesyon ya da ülke bazlı bir default tehlikesinden uzağız. FED faiz artırımını çok ağırdan alacak. Çok satış yemiş varlıklar yeniden alınabilir”.

Peki eğer piyasalar toparlıyorsa ne olur?

Nisan ayının son 1 hafta- 10 günlük sürecinde özellikle küresel tahvil faizlerinde bir kıpırtı gördük.

ABD 10 yıllık faizi yüzde 1.91 seviyesine kadar yükseldi ki bu oran son 1 ayın zirvesi. Avrupa Merkez Bankası’nın düzenli tahvil alımı yaptığı Avrupa’da da faizler yükseliyor. 10 yıllık  Alman tahvil faizi yüzde 0.29 ile son 1.5 ayın zirvesinde. Çevre ülkelerde faiz artışı daha sert. İspanya 10 yıllık tahvil faizi yüzde 1.65 ile İtalya 10 yıllık tahvil faizi ise yüzde 1.55 ile son 2.5 ayın zirvesinde.

Faizlerin artacağı yönündeki beklenti sadece cari tahvil faizlerinde yükselişle sınırlı değil. ABD 10 yıllık enflasyon beklentilerinin fiyatlandığı (break even) tahvil faizlerinde istenen faiz yüzde 1.70 ile son 9 ayın zirvesinde.

Toparlamak gerekirse; FED muhtemelen bu yıl 2 faiz artışı yapacak. Bu saatten sonra yeniden “ipe un sermek” için bence kredisi yok. Hatta bu ihtimalde ( .. küresel ekonomiler iyi değil, faiz artıramıyorum)  piyasaların daha kötü etkileneceğini düşünüyorum. Bu sebeple artık küresel faiz oranlarında tarihi dip olan seviyelerden dönüşün başladığını düşünüyorum. Sert ve yıkıcı bir faiz artışı beklemiyorum. Ancak ABD başta olmak üzere artık faizlerde “normalleşme” başlayacaktır. Bu normalleşme bizi de etkileyecek. Yeni başkan Çetinkaya’nın ilk sınavı “içerideki faiz indirim süreci le dışarıdaki yükselişe geçen küresel faiz hadlerini örtüştürmek” olacak. Zor bir sınav. Bakalım başkan nasıl bir imtihan verecek.