Advertisement

Alman kimya ve ilaç devi Bayer’in genel müdürü Werner Baumann, ABD’nin bir numaralı tarım ürünleri şirketi Monsanto’yu 66 milyar $ karşılığında satın almalarının ardından şu açıklamayı yaptı: “Bu birliktelik yerkürede çok hızlı artan nüfusun doyurulması amacıyla gereken tarım ürünlerinin üretilmesi için modern tarım tarihinde yapılan en verimli işlerden biridir.”

Ülkemizde ve Avrupa’da Bayer, sahip olduğu ürünler sebebiyle daha çok bir ilaç şirketi olarak tanınır. Ancak 117 bin çalışanı olan Bayer, aslında önümüzdeki dönem için yönünü geleneksel ilaç ve benzeri ürünlerden tarım ürünleri, tohum ve zararlı haşeratla mücadeleye çevirmiş durumda. Bayer’in geçen sene Avrupa’da yapmış olduğu 46 milyar Euro’luk toplam satışın halihazırda yüzde 30’u “tarım ürünleri ve tohum pazarı”ndan gelmekte.

Diğer tarafta ise ABD’nin adı “genetiği değiştirilmiş tarım ürünleri” ile anılan, 20 bin çalışanıyla geçen sene ABD’deki cirosu 15 milyar dolar olmuş 1 numaralı tarım şirketi Monsanto var. Genetiği değiştirilmiş tohum ve zirai ilaçlar konusunda ABD’de pazar lideri olan şirket, Avrupa’da çevrecilerin yoğun baskısıyla karşı karşıya.

  TOHUM FİYATLARI SON 3 YILDIR DÜŞÜYOR

Aslında diğer birçok tarım ve sanayi emtia ürününde olduğu gibi tohumda da fiyatlar son 3 yıldır sürekli düşüyor ve düşen kârlılık birçok şirketi “birleşme ve satın almalara” götürdü. Sene başında Syngenta ile Çinlilerin 43 milyar dolarlık flörtü de bu motivasyonla gerçekleşti.

Peki Bayer gibi Avrupa’da çok iyi bir marka olan bir şirket, marjların son 3 yıldır düştüğü tohum sektörüne, üstelik de çevrecilerin yoğun eleştirilerini alan bir şirketle neden girmek ister? Dahası Monsanto oldukça borçlu bir şirket ve bu satın alma sonunda borçlar Bayer’in bilançosuna eklenecek. Nitekim derecelendirme şirketi Fitch bu konuda Bayer’i uyardı ve satın alma sonrasında “A” olan notunun en az 2 basamak düşeceğini belirtti.

Gelgelelim bunların hiçbiri Bayer yönetimini planlanan satın almadan vazgeçiremiyor.

 100 MİLYAR DOLARLIK BÜYÜKLÜK İŞTAHLANDIRIYOR

Monsanto’nun pazar lideri olduğu tohum pazarı şu an 100 milyar dolar büyüklüğe ulaşmış durumda. 2050 yılında dünya nüfusunun % 30 artarak 9.7 milyara ulaşması bekleniyor.

Artan bu nüfusu beslemenin tek yolu tarımda “hızlı ve daha verimli” üretim yapabilmek olarak görülüyor. Tohum konusunda yılların birikimi zirai ilaç kullanımıyla birleşince bu sonuç alınabilir mi?

Bu süreçte “tohumların genetiğini değiştirme” nasıl ve ne ölçekte yer alacak? 66 milyar dolarlık bu satın almanın hem de not kaybetme pahasına yapılması karşılığında “ne kadarlık bir verimlilik artışı” bekleniyor?

En önemlisi Bayer’in ilaç konusundaki tecrübesi, Monsanto’nun genetiği değiştirilmiş tohum üretme “becerisi” ile birleştiğinde ortaya çıkacak sonuç milyonlar için daha ucuz besin anlamına mı gelecek, yoksa çevre bilinci yüksek kampın dikkat çektiği tehlike, yani “Frankeştayn nesiller” mi bizi bekliyor?

Ben kendi adıma endişeli olduğumu söylemeliyim. Bütün “gereklilik açıklamalarına” ve “mantıklı yorumlara” rağmen çocuklarım için, yerkürenin geleceği için endişeliyim.

Başka bir dünyanın mümkün olduğu umuduyla, umarım yanılan ben olurum.