Advertisement

ABD’de seçimler mi yapıldı, yoksa dünyaya meteor mu çarptı, belli değil. Tamam, kimse Trump’ın başkan olmasını beklemiyordu. Küresel piyasalarda “Trump’ın başkan seçilme” ihtimali neredeyse hiç fiyatlanmamıştı. Ama 8 Kasım’da Donald Trump’ın ABD’nin 45. Başkanı seçilmesinin ardından emtia fiyatlarından, kurlara kadar dünyanın her yerinde yaşanan sert hareketlere bakıldığında, dünya için bu konunun “ABD’nin yeni başkanını seçmesinden” daha önemli olduğunu anlıyoruz.

Piyasa neden panikledi?

Bunun bence 3 ana sebebi var.

İlk sebebi Trump sonrası ABD’de mali politikaların, vergi sisteminin değişeceği beklentisi. Trump 10 yıl içinde 25 milyon kişiye iş vaat ediyor. Vergilerin yüksek olduğunu belirtip, kurumlar vergisini 15’e, gelir vergisinin üst bandını da yüzde 25’e çekeceğini belirtiyor. Yıllık yüzde 4 büyüme hedefleyen Trump, bunun için yüzde 3’lere gerileyen ABD bütçe açığını arttırarak başaracağını ifade ediyor. Bu açıklamaların hepsi büyüme vaadiyle ciddi bir enflasyon baskısı anlamına geliyor. Halbuki daha birkaç ay önce yatırımcılar tüm zamanların en düşük faizlerinde dolaşan küresel tahvilleri rahatlıkla portföyünde taşırken şimdi bir anda enflasyon gerçeği ile soğuk bir duş almış gibi oldular. Enflasyon beklentilerinin artıyor olması aynı zamanda FED’in faiz artırımlarının hızlanması anlamına gelecek. Tahmin edersiniz ki, bu da sabit getirili tahvil yatırımcıların açısından kabus senaryosu.

Piyasanın paniklemesinin diğer bir sebebi de Trump’ın son derece karşı olduğu “Serbest Ticaret Anlaşmalarının “ çöp olma ihtimali. Bir de bunun üzerine ABD’nin Çin’e ve Meksika’ya vergi uygulayacağı açıklamaları gelince, piyasada küresel ticaretin çok ciddi darbe alacağı beklentileri arttı. Mevcut durumda zaten son derece düşük bir toparlama gösteren küresel ticaretin, Trump’ın hamleleri ile iyice çökeceği ve bununda bir çok ülkeye büyük hasarlar vereceğinden endişe ediliyor. Çin, Meksika ve diğer Asya ülke kurlarındaki hızlı değer kaybının sebebi bu.

Piyasaların paniklemesinin son sebebi de, Trump sonrası artması beklenen jeopolitik risk primi. Trump’ın ekonomi tarafındaki hamlelerinin yanında bir de İran P5+1 anlaşmasını yok sayması, NATO paktını zayıflatıyor olması gibi siyasi manevralar eklenince, bir çok yatırımcı için hesaplanan risk priminin artması anlamına geldi.

Görüldüğü üzere Trump sonrası dünya çok bilinmeyenli bir denklem haline gelmiş durumda ve yatırımcı gözünde bu denklemin en kolay çözümü “nakite dönmek!”