Advertisement

Normal şartlarda 2 üye ülkesini toplam 250 milyar euro'ya yakın para vererek kurtarmak zorunda kalan, 3. üye ülkesinin de bugün yarın 'kurtarma treni'ne' binmesi beklenen bir bölgenin ortak para biriminin son 4 ayın zirvesinde olmasını beklemezsiniz. Hatta yanı başında bir coğrafyada sıcak savaş varsa ve petrol fiyatları 100 doların üzerine çıkmışsa yine o ülke/bölge para birimi için en azından temkinli olabilirsiniz. Peki o zaman EUR/USD neden 1,4250 seviyesinde?
 
Perşembe ve Cuma günleri Avrupa'da önemli toplantılar olacak ve önce Maliye Bakanları, arkasından da liderler bir araya gelerek Avrupa Parasal Birliği'nin bir anlamda kaderini çizecek. Bu toplantılar sırasında ele alınacak konular arasında 'Kurtarma Fonu' olarak bilinen EFSF'nin büyüklüğü, hangi şartlarda bu fondan üye ülkelere para aktarımı yapacağı ve üye ülkelerin yardım istemeden de desteklenip desteklenemeyeceği gibi hususlar olacak. Yani Yunanistan ve İrlanda'nın kurtarılması konusunda 'yavaş ve verimsiz' kalmakla suçlanan Avrupa Merkez Bankası (ECB) bir sonraki seferde (örneğin Portekiz) aynı bürokratik sorunlarla boğuşmak zorunda mı kalacak, yoksa FED gibi hızlı davranabilecek mi? Tabii bu karar kolay olmayacak. Birlik içinde en fazla kaynak transferi yapan Almanya'nın 'Karşılıksız hiçbir şey vermem' noktasıyla, Fransa'nın 'Bütün finansal sistemi zapturapt altına almak' şeklindeki yaklaşımı, İspanyol ve İtalyanlar'ın 'Parayı alırım ama kemer sıkmam' politikalarının sonucu ne olacak göreceğiz. Ama öyle ya da böyle piyasa şu an 'Avrupa'da en piyasa dostu karar alınacak' iddiasını fiyatlıyor ve 1,42'lik EUR/USD paritesinde bu tez var.
 
Diğer yandan ECB başkanı Trichet'nin enflasyon vurgusu ve Avrupa'da faiz artırım sürecinin başlayacağı mesajı da pariteyi yukarı taşıyor. ABD'de FED enflasyonun vurgusunu bile yapmazken ve en iyi ihtimalle 2011 son çeyreğinde faiz artışı olacak derken, Avrupa Merkez Bankası 'Yüzde 2,4'lük enflasyon bizim için yüksektir' diyip faiz artışlarına yeşil ışık yaktı. İki bölge arasındaki bu zıt açıklamalar piyasanın ABD dolarından kaçıp Avrupa'nın euro'suna yönelmesine yol açtı.
 
Grafikte de görüleceği gibi özellikle korku endeksi olarak bilinen (VIX) ile EUR/USD paritesi arasında negatif bir korelasyon var. Yani VIX endeksi yükseldiğinde yatırımcı EUR'dan da uzaklaşmış. Grafikte dikkat çeken kısım Son 3 aylık süreç. Yıl başından beri aylık VIX ortalamaları artarken ve Mart sonu itibariyle 25 seviyesine yükselmişken alışılmışın dışında EUR/USD paritesinin de yükseldiğini görüyoruz. Yani ya VIX düşecek ya da parite aşağıya gelecek.
 
Ben bütün olup biten göz onüne alındığında VIX endeksinin aşağıya gelebileceğini düşünmüyorum. Dolayısıyla EUR/USD'de sert bir geri çekilme olabilir.