Advertisement

Başbakan Erdoğan dün Türk Ekonomi tarihi için bir yere not edilmesi gereken önemli açıklamalar yaptı. Uzun bir konuşma olmakla beraber, piyasaları ilgilendiren kısımlarını kısaca hatırlayalım.

Reel faiz konusunda Başbakan, Japonya ve ABD'deki yüzde 0.25 seviyelerindeki faizleri hatırlatıp, "Biz niye %7-8 gibi yüksek faiz ödüyoruz ki?" diye sordu. Başbakan ayrıca "aslında faizi artıran enflasyon değil, enflasyonu azdıran faizdir" diye ekledi.

Ekonomi literatürü için de eminim ki heyecan verici yeni bir tartışma yaratabilecek olan  "yumurta mı tavuktan çıkar, yoksa faiz mi enflasyonu azdırır" konusunu şimdilik bir kenara koyalım. Ama reel faiz ve "niye yıllarca yüksek faizle borçlandık" konusunda birkaç cümle edebiliriz.

Reel faiz - beklenen (cari değil) enflasyonun üzerine yatırımcıların borç vermek için istedikleri ekstra faiz oranı- dünyanın her yerinde, borçlanacak ülkeler ile borç verecek yatırımcılar arasında zaman zaman değişen ama her zaman pazarlığı yapılan bir faiz farkıdır. Ülkeler mümkün olduğunca düşük reel faiz ödemeye çalışırken, yatırımcılar alacakları risk oranında reel faizi artırır ya da azaltırlar.

Örneğin; Türkiye kriz zamanlarında zaman zaman %10 reel faiz ödemiştir. Ya da  cari ve beklenen enflasyonun düştüğü 2010 yılı sonunda olduğu gibi 12 aylık enflasyon beklentisi %5,5'ken % 0.5 reel faiz ödeyerek % 6 ile borçlandığı durumlar da olmuştur.

Anlaşılacağı üzere reel faizin düşürülmesi sadece hazinelerin ya da hükümetlerin istemesi ile mümkün olmamaktadır. İleriye dönük enflasyon beklentileri yatırımcıların gözünde  kötüleşmeye başladığı andan itibaren reel faizin artmaya başladığını görürsünüz.

Ayrıca eğer paranızın değer kaybı ihtimali ve bunun da beklenen enflasyonu negatif etkileme olasılığı varsa reel faiz yine artacaktır.

Dünyada emtia fiyatları hızla artıyor. Yanıbaşınızdaki birçok ülke faiz artırmaya başlamış ve sizin baz faiziniz aynı yerdeyse; sizin de aynısını yapacağınız beklentisi ile reel faiz yine artacaktır. Son olarak eğer kırılganlığınızı artıracak; cari açık, aşırı ısınan ekonomi, bankaların artan kredi portföyleri  gibi sorunlarınız varsa maalesef reel faizi yine artacaktır.

Bunların bende hepsi var ama ben yine de reel faiz ödemeyeceğim diyorsanız;
Ya, "kurda ciddi bir yükselme olsa da bunu göğüslemeye hazırım, oyunun kurallarını artık ben koyarım. Borç verecek buna göre versin" diyorsunuz; ya "şu andaki mevcut fonlama kaynaklarından farklı olarak sizi bu halinizle kabul edip borç vermeyi kabul eden ciddi bir yatırımcı kitlesinden haberdarsınız;" ya da "tasarruf açığı olan bir ülke isterse 0 reel faizle borçlanır" adıyla  başarılı olursa, Nobel Ekonomi ödülü alması kesin bir projeye sahipsiniz demektir.

Başarılı olmazsa mı? Onu da siz yazın; haftaya burada beraber okuyalım.