Advertisement

Bu hafta sonu Avrupa için kabus gibi geçti desek yeridir. Önce Fitch, Yunanistan'ın ülke notunu BB+ 'dan  B+'a düşürdü. Aynı zamanda son zamanlarda Yunanistan borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda ortaya atılan 'reprofiling' metodunu da kabul etmeyeceğini ve  bunu da temerrüde düşmek olarak nitelendireceğini açıkladı.

Arkasından S&P, İtalya'nıng örünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi ve genel İtalyan ekonomik büyümesini zayıf bulduğunu söyledi. Son olarak da hafta sonu İspanya'da yapılan yerel seçimlerde mevcut iktidar sosyalistler ağır bir yenilgi aldı.
 
Bunların hepsi biraraya gelince, euroda sert satışlar kaçınılmaz oldu ve euro-dolar paritesi 1,4050 seviyesine kadar geriledi. Daha önemlisi bu hafta içinde 1.40'ın altınını göreceğimizi düşünenlerin sayısı bir hayli fazla.
 
Giriş bölümünde yazdıklarım aslında piyasaları yakından takip eden yatırımcılar için beklenmedik gelişmeler değil. %20 oranında işsizlik ve % 10'un üzerindeki borç/GSMH oranı ile İspanya'nın bir gün Avrupa'yı yakan borç ateşinin içine düşmesini çoğu yatırımcı bekliyor. Dolayısıyla 10 yıllık İspanyol faizleri  uzun süredir %5 seviyesinin üzerinde gezinmeye devam ediyor. Diğer yandan Yunanistan da aslında yatırımcıların %70'inin öyle ya da böyle temerrüde düşmesinı beklediği bir ülke. Bu sebeple, bu ihtimal de piyasaları çok şaşırtmasa gerek.
 
Ancak bunların dışında bir İtalya gerçeği var ki; piyasaların yeni yeni fark ettiği ve ihtimalinin bile sinirleri alt üst ettiği bir olay. Borç/GSMH oranı % 116 ile Yunanistan'dan sonra Avrupa'da en yüksek ülke olan İtalya'nın aslında derdi büyüyememek.  

Son 10 yılda ortalama %0,2 büyüyen İtalya, 2009 krizi sırasına %7 küçülmesine rağmen hâlâ toparlayamadı. G7 ülkesi olan İtalya'nın ekonomik büyüklüğü 2,1 trilyon USD ve Avrupa'nın 3. büyük ekonomisi. Ancak son 10 yıldır neredeyse yerinde sayması nedeni ile yakın bir zamanda bir BRİC ülkesi Brezilya tarafından geçilme tehlikesi var.

Dolayısıyla bu hafta piyasalar İtalya ile yatıp kalkacak gibi görünüyor. İtalya'nın 10 yıllık tahvilleri % 5'in üzerine çıkma ihtimali ve euronun dolar karşısında psikolojik eşik olarak da görülen 1.40'ın altına inmesi piyasalardaki tedirginliği artıracak unsurlar olarak öne çıkarken, grafikte de görüldğü gibi 3 aylık Euribor oranlarındaki hızlı yükseliş kaygı verici.