Advertisement

Merkez  Bankası'nın ve piyasadaki profesyonelerin takip ettiği sepet kur yani 1 / 2 Euro / TL  ve 1 / 2 USD / TL'den oluşan sentetik kur seviyesi son 2.5 yılın zirvesine çıkarak 2TL'ye ulaştı. Sepet kurun takip edilmesinin sebebi, örneğin Dolar / TL'deki herhangi bir hareket EUR / USD paritesinden mi kaynaklanıyor yada gerçekten risk
iştahındaki bir değişikliğin fiyatlanması mı; net bir şekilde karşınıza çıkartır.

Grafikte görüleceği üzere geçen yılın Aralık ayından beri sepet kur yükseliyor. Sepet kurdaki son 8 aylik yükseliş %25'i buldu. Bunun ilk kısmı yani 1,70 - 1,90 arası
Merkez Bankası'nın aldığı önlemler sayesinde içeriden sıcak paranın çıkması sonucu
oluşan bir değer kaybı. Özellikle kısa vadeli faizlerin düşürülmesi O / N Swap
piyasasında işlem yapan yabancı yatırımcının bir kısmının uzun vadeye kaymasına
neden olurken büyük bir kısmı da pozisyon kapattı. Dolayısı ile TL değer kaybetti.
Mart ayından sonraki 1,90 - 2,00 arasındaki değer kaybı ise özellikle Mart ayı
sonrasında cari açık kaygılarının artması ile oluştu. Yabancı yatırımcının % 9'a
yaklaşan cari açık verisi karşısında gecelik de % 6,25'lik faizi yeterli görmemesi
neticesinde pozisyon kapamaları devam etti. Bir yandan yabancı pozisyon kapatıp
dolar alırken diğer yandan Mayıs ayında aylık 10 milyar doları bulan dış ticaret
açığımız ithalatçıların döviz talebini artırdı. Böylece sepet kur piyasalar için
kiritik seviye olan 2 TL'ye çıktı.

Şimdi bundan sonra ne olur? Dövizdeki yükseliş devam eder mi?

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; yurt dışı özellikle Avrupa'da yaşananlar Türk
Lirası'nı destekleyecek unsurlar değil. Avrupa yangın yerine dönmüşken özellikle de
de ihracatının % 60'nı bu bölgeye yapan Türkiye'nin bundan etkilenmemesi mümkün değil. Özellikle başta bir numaralı ihracat kalemimiz olan otomotiv ve yan sanayi bölgede yaşanan krizden olumsuz etkileniyor. Yani reel sektörde Euro bölgesinin zayıflaması kura ekstra negatif anlamda baskı yaratıyor.

Diğer yandan  TCMB kısa vadeli faizleri yıl başındna 75 baz puana düşürüp 6,25' e
çekerken, başta Brezilya, Rusya, Hind,stan olmak üzere bir çok gelişmekte olan ülke
aynı dönemde enflasyon endişesi ile referens faizlerini yükseltti. Brezilya %
12'lere Rusya ve Hindistan ise % 8' lere çıkarttı. Dolayısı ile TL'nin diğer
gelişmekte olan ülke kurlarına karşı  göreceli avantajı kaybodu. Yani NY'da,
Londra'da yada Honk Kong'da gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan bir fonun Türk
Lirası'na yatırım yapmak yerine diğe rülke kurlarını seçmek için sebebi oldu.

Bir de vatandaşın durumu var tabii. Geçen sefer 1,40 - 1,60 bandı test edilirken
yaklaşık 10 milyar dolar seviyesinde DTH bozan vatandaş bu sefer 1,55 - 1,65 bandına
hiç döviz bozmadı. Bu zamana kadar bir çok kriz görmüş ve yönetmiş vatandaş bu
seviyeleri döviz bozmak için uygun görmüyor. Demek ki onlar da daha yüksek seviyeleri
bekliyorlar.

Bu çerçevede baktığımızda Avrupa'da krizin kısa sürede çözülemeyeceği ve daha da
derinleşmesi ihtimali göz önünde bulundurulduğunda USD / TRY'de 1,70 - 1,75 bandını
görmek şaşırtıcı olmayacak. Bu noktada gözler Merkez Bankasında olacak. TCMB bu
seviyelere gelirsek, duruşunu değişterecek mi? Aynı zamanda vatandaş dövzi satmaya
başlayacak mı? Yabancı yatırımcı bu seviyeleri döviz bozdurmak için uygun görecek
mi?

Sonuç; Cari açık sorundur, ya sen çözersin ya da piyasa senin adına bir çözüm yolu
bulur. Sorun; piyasanın cözümü her zaman en iyi sonuçları beraberinde getirmez!