Advertisement

İMKB ve kur tarafında global piyasalardaki genel trende benzer satışların görüldüğü son 2 haftada, tahvil ve bono piyasasında faizlerde ciddi düşüşler gördük. 2 yıllık gösterge tahvilin faizi ay başına göre 60 baz puan azalarak %8.80 bileşik seviyesinden %8.10 seviyesine kadar geriledi. Uzun vadeli tahvillerde, örneğin 5 yıllık sabit kupon ödemeli tahvil faizindeki aşağıya doğru kayış, 90 baz puanı buldu.

Burada oluşan genel kanı; durgunluk ve ekonomilerdeki soğuma senaryolarıyla uyumlu olarak ve Merkez Bankası'nın faiz indirimi sürecine girdiği bu dönemde tahvil faizlerinin inmesi gayet normal.

Bu çerçevede Merkez Bankası'nın haftalık API ihalelerinden %5.75 faiz ile borçlanarak tahvil ve bono alanlar  (yurt içindeki bankalar) ya da dolar satıp TL yaratarak tahvil alanlar ( bu günlerde pek kalmadı ama eskiden bazı yabancı oyuncuları) için son derece kârlı bir 10 gün geçti diyebiliriz.

Şimdi bu resme bir de diğer açıdan yaklaşalım ve özellikle Londra ve New York'ta, portföylerinde Türk tahvilleri bulunduran yabancı yatırımcılar açısından bakalım. Bu yatırımcıların büyük bölümü zaten portföylerinde ciddi miktarda Türk tahvilleri bulunduruyorlardı. Yıl başından bu yana da daha fazla artırdılar. Ancak yerli bankalardan farklı olarak, genelde yabancı yatırımcılar, tahvil ve bono portföylerini Türk Lirası swaplar ile fonlar. Aradaki pozitif farkı, (asset swap) taşıdıkları dönem boyunca günlük kâr olarak yazarlar.

Burada risk; bu farkın herhangi bir sebeple açılmasıdır. Aslında vade sonuna kadar bu pozisyonlar tutulduğunda, farkın (spread) açılıp kapanması kârlılık üzerinde herhangi bir değişiklik yaratmayacaktır. Ancak günlük değerleme yapan fonlar için (marked to market) farkın aniden açılması ciddi zararlara yol açar. Tabii kapanması da aynı şekilde kâr olarak geri dönecektir.

Grafikte de görüldüğü üzere bu günlerde asset swap'larda bu fark/spread hızla açılmaktadır. Yani Türk Lirası swap faizleri hızla gerilerken, tahvil faizleri aynı oranda düşmemektedir. Yani yabancı yatırımcıların büyük kısmında ciddi zararlar oluştu.

Dolayısı ile genel kanaat olarak "yabancı yatırımcı, güvendiği için Türk tahvili alıyor; tahvil faizi düşüyor," doğru bir yaklaşım olmakla beraber eksiktir. Yabancı yatırımcıların tahvil portföylerinde ciddi zararlar oluştu ve bunların pozisyonlarını kapatmak (stoplamak) zorunda kalması durumunda tahvil faizleri üzerinde ciddi bir baskı oluşabilir.