Advertisement

Bazen piyasaların halet-i ruhiyesini anlamak gerçekten zor olabiliyor. Son 2 haftadır başta S&P olmak üzere hisse seneti piyasalarının manik depresif diye nitelendirebileceğimiz iniş çıkışları buna bir örnek. İki gün üst üste resesyon kaygıları ile ciddi satış yapan bir piyasa ertesi gün bir veri ile % 5 yükseliyor.

Bu hava değişimini anlatabileceğimiz diğer bir örnek de gelişmiş ve gelişmekte olan ülke hisselerindeki piyasanın değişen tutumu. Son 2 yıldır  devam eden ama 2011 boyunca iyice dillendirilen bir strateji vardı. Neredeyse herkesin ezberlediği bir motto halini almıştı. 'Dünyanın ekseni kaydı, büyüme de para da artık batıda değil doğuda'' şeklinde özetlenebilecek olan bu yaklaşımla gelişmekte olan ülke hisselerine ciddi bir para girişi oldu, Türkiye de bundan nasibini aldı.

Şimdi bu ezbere baktığımızda aslında bunun doğru olduğunu görüyoruz. Gerçekten de batılı ülkelerin "0" büyüme ile gittikleri bir noktada gelişmekte olan ülkelerin alınan önlemlere rağmen hala yüksek büyüme oranları ile gittiğini görüyoruz. Ancak aşağıdaki grafikte görüleceği gibi Ağustos başından beri gelen satışlara bakıldığında gelişmekte olan ülkelerin kaybının gelişmiş ülkelere göre çok daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor.

Ağustos ayının ilk 10 gününde gelişmekte olan ülkelerden gözlemlenen para çıkışı 7 milyar doları buldu. Yıl başından beri ise 14 milyar dolar oldu. Yani her türlü avantajına rağmen para orjinal yerine yani batıya dönüyor. En azından şimdilik.

Bundan sonra yakından takip edeceğimiz para giriş /çıkış durumu bize gelişmekte olan ülkelerin kaderinin nasıl şekilleneceğinin ipucunu verecek.