Advertisement

Ekim ayı oldukça kanlı geçen Eylül ayından sonra, piyasalarda hafiften bir pastırma yazı etkisi bırakıyor. Ayın ilk hafta sonu Sarkozy ve Merkel'in 'piyasaları tatmin edecek önlemleri tartışıyoruz' açıklamalarının ardından başlayan olumlu hava, bugüne kadar geldi.

Geçen hafta sonu yapılan G-20 zirvesinden çıkan sonuçlara bakıldığında 3 Kasım tarihinde açıklanacak olan yol haritasının ana hatları belirlenmiş durumda.

1- Yunanistan'da %50' yı bulan iskonto oranı ile kontrollü bir temerrütün artık kaçınılmaz olduğu.

2- Özellikle olası Yunanistan temerütü ile zaten bozuk olan mali yapıları daha da bozulacak olan Avrupa Bankaları'nın sermayelendirilmesi ve şu an % 5'ler seviyesinde gezinen sermaya yeterlilik rasyosunun %9'lara çıkartılması

3- Banka sermayelendirilmesinden piyasalara girerek, tahvil alımlarına kadar geniş yetkilerle donatılmış EFSF'nin (Avrupa Kurtarma Fonu) sermayesini farklı metotlarla kaldıraç etkisi etkisi ile artırması.

3 Kasım'da göreceğimiz paket buna benzer olacak.

Tabii Paris'de yapılan zirvede ortaya çıkan bazı anlaşmazlıklar da bir yere not edildi.

Özellikle IMF'nin daha fazla devreye girmesi konusunda başta ABD olmak üzere IMF kreditörlerinin onay vermemesi oldukça enteresan. Yunanistan, Portekiz ve İrlanda kurtarma operasyonlarında ciddi miktarda para koyan IMF, bu sefer "ben yokum" diyor. Daha doğrusu "önce sen başla sonra gerekirse ben desteklerim" şeklinde bir yaklaşımı var IMF'nin. Tabii bu çekimser tavrının sebebi biraz da ABD ve diğer kreditör IMF ülkelerin kotalarını artırmaya niyetlerinin olmaması.

Diğer ayrışma konusu ise  EFSF'nin sermayesini nasıl büyüteceği? Almanya 'EFSF gitsin AMB'den( Avrupa Merkez Bankası) borç alsın' derken, diğer grup EFSF'nin %20-%30 oranında garanti verdiği tahvil ihracı yaparak kaynak toplamasını öneriyor.

Genel hatları ile piyasaları toparlamayı başararak, yeni kurtarma paketinin nihayi halini almasına sadece 2 hafta kaldı. Şu ana kadar ortada dolaşan söylenti ve mesajları satın alan piyasanın 3 Kasım'da oluşabilecek olan en ufak bir hayal kırıklığına tahammülü yok.