Advertisement
FUTBOLDAKİ ÇÜRÜMENİN KABAHATLİSİ FIFA'DIR
 
Geçenlerde eski ve yeni spor yöneticileri ile birlikte toplandık. Elbette baş konu futbol ama ne kadar sevindirici ki, basketbol ve voleybol da konuşuluyor. Voleybolda ise bayanların başarısı ön planda. Genç ama yaşadığı tecrübelerden yılmış olan bir eski yönetici "Voleybol Şubelerinde neler çetik neler, Basketbol'da ise 1.5 Milyon Dolarlık Bütçeyle tepeleri zorladığımız zamanlar oldu" diye anlatıyordu. Haksız da değildi. Bugün Üç Büyüklerin Basketbol Şübeleri 40 Milyon TL Bütçe ile başlıyor.
 
Aynı kişi sakatlanan sprocuların ameliyatları ve tedavileri konusunda kaynak bulabilmek için ne kadar sıkıntı çektiklerini de hatırlattı. Traji Komik olaylar hala da oluyor. Maalesef büyük çabalarla dünyanın öbür ucundan transfer edilen bir bayan volaybolcuya, antreman yapması için malzeme verneyi unutan kulüpler var. Daha birçok çarpıklık, unutkanlık ve yanlışı sayabiliriz.
 
Peki bunların sebebi ne ? Çok basit. Spor Kulüplerinin dernek olan statüleri. Derneklerde yöneticilerin sorumlulukları sınırlı. Hatta kötü bir iş yapınca sınırlı sorumlu oluyorlar da, hiçbir şey yapmamaktan dolayı sorumlulukları hiç olmuyor. Dolayısıyla bu mevkilere gelen insanlar ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, 1-2 aydan sonra onlar a çarkın içine giriveiyorlar. Nasıl olsa hesap sorma veya hesap verme diye bir mekanizma yok. İbra ile ilgili en talihsiz olay da son zamanlarda Adnan POLAT'ın başına geldi. Adnan POLAT ve Yönetimini de mali olarak değil de idari olarak ibra etmediler. Aslında bunların herhangi bir vahim hukuki sonucu olmadı. Seçim oldu, yeni BAşkan ve Yönetim seçildi. Olanlar unutuldu ve sadece kalp kırıklıkları kaldı. Bu kadar basit.
 
Şimdi halka açık iştiraklerinin ana hissedarı "Dernek" olan 4 büyükler, söz konusu iştiraklerdeki ortaklık yapısı sebebiyle kendi faaliyetlerini yine kendileri denetler haldeler. Bu şekilde kimsenin ne hesap sorması mümkün ne de istese de hesap vermesi. Ancak hesap konusu açılmışken, 4 büyüklerin toplam 500 Milyon Dolardan fazla borç aldıkları ve bu sene Avrupa Transfer Piyasasında hatırı sayılır bir şekilde ses getirdiklerini söyleyelim.
 
Peki sadece Türkiye mi böyle ? Kesinlikle hayır. Avrupa'da ve Dünyadaki birçok kulüp bu şekilde idare ediliyor. Kulüplerin tamamına yakını ciddi bir borç batağı içinde. Kulüpler, Faktoring Şirketlerinin en sevdiği kurumlar. Çünkü sürekli olarak zarar etseler de, nakit girip çıkıyor buralara. Politik destek de arkada olunca, öyle yada böyle tahsilat oluyor. Bu arada kulüpler hem yerel hem de uluslararası bazda futbolcu transferleri sebebiyle karşılıklı borç-alacak ilişkisine giriyorlar. Peki FIFA bu durum karşısında ne yapıyor? Bana göre hiçbir şey yapmıyor. UEFA Finansal Kriterleri de çamur yolda Ferrari kullanmak gibi olacak. Avrupalılar "mış" gibi gözükmeyi seviyor.
 
Çok değil bir kaç ay önce, Manchester United ve Chelsea'de uzun süre üst düzey yöneticilik yapmış olan Peter KENYON birkaç kişiyle beraber bir fon kurdu. Kulüplerin mali yapısının zayıflığı onun kafasında bir ampul yakmış, bazı futbolcuların kontratlarını bu fon tarafından satın alarak, bir dealing mekanizması kurmuştu. Sepp BLATTER ve yaratıcılıkta epeyce geri kalmış olan FIFA bu mekanizmayı neredeyse yasa dışı ilan etmeye kalktılar. Bu resmen "hey gidi densiz, yiyemezsin bensiz" şeklinde bir yaklaşımdı.
 
Aslında bu sistemin eski sistemden daha sakıncalı bir tarafı yoktu. Sadece kulüpler aradaki fona karşı borçlu yada alacaklı oluyorlardı. Bunda bana göre ters bir durum yok. geçenlerde Avrupa Merkez Bankası, Real Madrid'e en çok kredi açan İspanyol Bankası'nın fonlama talebi karşılığında Ronaldo ve Kaka'nın sözleşmelerini teminat olarak istemişti. Buna karşı çıkmayan FIFA neden KENYON'un mekanizmasına karşı çıkıyordu? Sebebi belli.
 
FIFA ve başındaki BLATTER Futbol Piyasasında durup dururken güçlenecek bir oluşumla başa çıkamayacağını biliyor. Mevcut isimler oldukça yıpranmış durumda, ve parasal anlamda güç sahibi olacak bir organizasyon FIFA seçimlerini de doğrudan etkileyecektir. Futbolda giderek paranın ağırlğı artmaktadır ve FIFA yöneticileri orada durmak için var güçleriyle mücadele ettikleri sürece, futbol çürümeye devam edecektir.