Advertisement

Yeni yıla başlarken, iki önemli grafiğe dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, Dünya büyüme eğilimlerini yansıtan Global PMI endeksi, ikincisi ise global piyasalardaki risk iştahını yansıtan VIX endeksi.

İlk grafiğe baktığımızda, Şubat 2011’de zirve yaptıktan sonra, önce petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin sonra da Avrupa’da derinleşen sorunların etkisi ile düşüşe geçen global imalat sanayi PMI endeksinin Kasım ayında 49.7 ile dip noktasına ulaştığı görülüyor. Sonrasında, Aralık ayında 1.1 puanlık sert bir yükseliş yaşanmıştır. Hizmet sektörünü de dahil eden toplam PMI endeksi ise son 2 ayda 1.7 puan artarak 53.0 seviyesine gelmiştir. Endeksin 50’nin üzerindeki değerleri ekonomilerin büyüme eğiliminde olduğuna işaret ederken, bulunulan seviyeye bakarak hala güçlü bir büyümeden bahsedemiyoruz. Ancak, 2008 yılındakine benzer bir krizden uzak olduğumuzu ve son aylardaki ekonomik yavaşlamanın yerini, ılımlı bir toparlanmaya bıraktığını söylemek mümkün. Bu bile, geçtiğimiz senenin sonlarında çok daha olumsuz beklentileri satın alan piyasaların, yönünü yukarı çevirmesi için yeterli oldu.

Piyasalardaki toparlanmanın ne kadar kalıcı bir trend değişikliğine işaret ettiğini anlamak için ise global piyasalardaki risk iştahını yansıtan VIX endeksine bakmak gerekiyor. Aslında bu endeks ABD Borsasındaki hisse senetlerindeki ortalama oynaklığı yansıtsa da, genel kabul gören görüş, bu endeksin 20’nin üzerine çıktığı dönemlerde global piyasalarda riskten kaçma eğiliminin ağır bastığıdır. Temmuz 2011’de Avrupa’da yaşanan sorunlarla bu seviyenin belirgin olarak üzerine çıktık. Kasım ayından itibaren ise, gerek AB’den gelen politika tepkileri (ECB faiz indirimi ve uzun vadeli kredi programı, EFSF miktarının arttırılması, ortak bütçe yönünde adımlar) ve büyüme görünümünde bahsettiğimiz iyileşme ile VIX endeksi 20’li seviyelere yaklaşmıştır. Bunun yanında, Almanya borsası için oluşturulan VDAX endeksi de VIX’e yaklaşarak AB kaynaklı sorunlara yönelik risk algılamasının azaldığına işaret etmektedir. Bundan sonra piyasalarda önemli direnç seviyelerinin kırılması için bu endekslerin 20 seviyelerinin altına geçmesi beklenecektir. Bunun için de muhtemelen, IMF’nin finansman imkanlarının artması veya AB’de ortak bütçe konusunda ilerleme sağlanması gibi önemli bir gelişme beklenecektir.

Sonuçta, bir süredir yaşanan nispeten olumlu gelişmeler belli bir birikim yapmış ve yeni yılda havayı olumluya çevirmiştir. Bunun terse dönmesi için hem ekonomi tarafından, hem de AB’ye yönelik görünümde üst üste olumsuz haberlerin birikmesi gerekecektir. Şimdilik bu yönde bir gelişme yaşanmamakla birlikte, ay sonundaki AB zirvesi ve yeni ayın başındaki PMI endeksleri önemli olacak.