Advertisement

Genel Seçim Senaryoları, oy oranları ve simülasyon modeli ile hesaplanan milletvekili sayıları

Her gün konuştuğumuz konulara bakarsak, 12 Haziran seçimlerine 1 aydan kısa bir sürenin kaldığına inanmak çok kolay değil. Komşu Yunanistan’ın tahvillerini yapılandırma ihtimali, Dünya ekonomilerindeki toparlanma eğiliminin aksaması, Türkiye’de ise Merkez Bankası politikalarının cari açık ve kredi büyümesini yavaşlatıp yavaşlatmayacağı daha çok gündemde yer alıyor. Aslında seçim sonucunun, temel politikalarda fazla bir değişikliğe yol açmayacağı yönündeki görüş, burada da inceleyeceğimiz gibi ana senaryo olarak görünüyor. Ancak bazı ilginç senaryoları da gözardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz.

Milletvekili sayılarını, kendi geliştirdiğimiz bir simülasyon modeli ile hesapladık. Bunun için önce 2007 seçiminde seçim bölgesi ve ülke geneli bazında oluşan oy dağılımlarını kullanarak, 2011 seçiminde partilerin her seçim bölgesinde alacağı oy sayılarını tahmin ettik. Bölge bazında partilerin çıkartacakları milletvekili sayıları, YSK'nın yayınladığı yeni milletvekili sayıları da dikkate alınarak, D'Hont yöntemi ile hesaplanmıştır. Türkiye toplamı da, seçim bölgesi bazlı rakamların toplanması ile hesaplanmıştır. Toplam bağımsız milletvekili sayısı bütün senaryolarda 25 olarak varsayılmıştır.

Tabloda da görüldüğü gibi, şu anda yayınlanmış olan anketler mevcut meclis aritmetiğinin, CHP’nin biraz güç kazanması, MHP’nin ise biraz güç kaybetmesi ile devam edeceğini düşündürmektedir. Burada AKP için iki kritik eşikten bahsedilebilir. Birincisi, anayasa değişiklik paketlerini tek başına referanduma sunabilme eşiği olan 330 milletvekilidir. Nisan ayında yayınlanan anketlerin ortalamasına göre AKP bu eşiğini 337 milletvekili ile geçmektedir. Ancak modelimizin ve anketlerin hata payını da dikkate alırsak, bu konuda çok da rahat olmadığı düşünülebilir. ‘Senaryo 1’de görüldüğü gibi, anketlere göre AKP’nin oylarının % 45 seviyesine hafif gerilemesi, CHP’nin de % 30 civarına hafif yükselmesi durumunda AKP, anayasa değişikliği için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyacaktır. Bunun yanında ikinci kritik eşik de 367 milletvekili ile AKP’nin tek başına anayasa değişikliği yapabilmesidir; ancak bu durumda Cumhurbaşkanı için yine de referanduma gitme seçeneğinin açık bulunduğunu hatırlamakta fayda vardır. Geçen seçimde olduğu gibi, bu seçimde de piyasaların olumsuz algılama ihtimalinin yüksek olduğu bu seçeneğin olması için (Senaryo 2) 3 şartın gerekli olduğunu hesaplıyoruz: MHP’nin % 10 olan ülke barajının altında kalması, AKP’nin oylarının % 50’nin üzerine çıkması ve CHP oylarının % 24’ün altında kalması. Bu şartların beraber gerçekleşme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu düşünüyoruz. Diğer uçta bir senaryo olan, AKP’nin tek başına iktidar elde edememesi ise ihtimal dışı görünmektedir. ‘Senaryo 3’ de incelediğimiz gibi, AKP, CHP ve MHP’nin oylarının % 35, % 25 ve % 15 olduğu durumda dahi, AKP tek başına iktidar olabilmek için gerekli olan 275 milletvekilinin üzerinde bir sayıya ulaşabilmektedir.

Sonuç olarak, en yüksek ihtimale sahip senaryo mevcut meclis aritmetiğinin korunmasıdır. Ancak  piyasalar açısından sınırlı miktarda olumsuz algılanabilecek iki senaryonun da dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu risk senaryoları, AKP’nin tek başına anayasa değiştirme gücüne sahip olması ile politik istikrarsızlık ya da milletvekili sayısının 330’un altına düşmesi ile popülist maliye politikalarına hız vermesidir. Bu yüzden de seçim sonrasında ana senaryonun gerçekleşmesi piyasalara bir rahatlama getirerek, olumlu algılanacaktır. Diğer taraftan risk senaryolarının gerçekleşmesi durumunda ise piyasaların bir süre için satış baskısı hissedeceğini de akılda tutmak gerekiyor. Bir sonraki yazımızda inceleyeceğimiz gibi, bu gelişmelere en hassas piyasanın hisse senetleri olduğunu, en sınırlı tepkinin ise döviz piyasasında yaşanacağını düşünüyoruz.