Advertisement

Reel efektif döviz kuru; bir ülkenin fiyat düzeyinin, dış ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı geometrik ortalaması alınarak hesaplanır, enflasyondan arındırılır. Bu sözlük tanımı. Başka bir ifadeyle, bir ülkenin para biriminin ticaret partnerleri ya da büyük ülkelerin para birimine göre ne kadar ucuzladığını/pahalılandığını gösterir. Mesela ihracat için düşmesi iyi haberdir. Çünkü ürettiğin mal, ticaret partnerleri ile kıyaslanınca ucuzlamış, rekabet avantajın artmış demektir.

Küçük ölçekle dünyaya bakalım. Aşağıdaki haritada St. Louis FED’in 2013’ü baz yılı alarak yaptığı ülkelerin Reel Efektif Döviz Kuru Haritası var. Koyu yeşiller yüksek olanları, beyaz renkte ülkeler ise düşük olanları ifade ediyor. Mesela Çin ve ABD yüksek; Türkiye, Brezilya gibi ülkeler de Ekim verisine göre düşük.



Reel efektif döviz kurunun yükselmesi neye mâl olur?

Haritaya bakarak dünyadan örnek vermek gerekirse, Trump’ın NAFTA ile uğraşmasını bu haritayla açıklayabiliriz. Çünkü NAFTA içinde Kanada ve Meksika’nın reel efektif döviz kuru düşük, yani ABD ile kıyaslanınca malları daha rekabetçi. ABD de tabi bu durumdan memnun değil, çünkü dış açığı var, yani ithalatı ihracatından fazla.

Bir de dünya ticaretinde en büyük payı alan ülkelerin son durumuna bakarsak reel efektif döviz kurları yükseldikçe aşağıdaki grafikten dünya ticaretinden aldıkları payın azaldığı anlaşılıyor.


2017 ticaretin yılı oldu

2016’dan bu yana devam eden tüm ticaret savaşları haberlerine rağmen 2017 ticaretin yılı oldu. Büyük ülkelerin dünya ticaretinden aldığı pay azalsa da gelişen ülkelerin ticaretten aldıkları pay arttı. 2018 ise artış hızında yavaşlama beklentilerine rağmen hala güçlü bir küresel ticarete işaret ediyor. OECD beklentilerine göre dünyada mal ve hizmet ticareti büyüme beklentisi 2017’de ki %4,75 seviyesinden 2018’de %4,10 seviyesine gelmesi yönünde.

Bu noktada bir de Türkiye’ye bakmak gerekiyor.

Yukarıdaki grafikte yükselen bir TL sepeti görüyoruz. Yani döviz karşısında değer kaybeden TL ihracatımıza yaramış. 2018 için de OECD beklentisi %10,46 düzeyinde bir ihracat hızı. Ama bu canlılıktan biz ne kadar fayda sağlayabiliriz diye bakarsak; dünya ticaretinden alacağımız pay beklentisi neredeyse aynı. Yani; değersizleşen TL; ihracatımıza yaramaya devam etse de, dünya ticaretinden alacağımız payda artış olmayacağı öngörülüyor. Bu da küreselleşen dünyada görünmeyen sınırların olduğunu gösteriyor.

Bardağın dolu tarafından çok olan boş tarafı


Reel efektif döviz kuru düştükçe ihracat artıyor. Ama son döneme baktığınızda, reel efektif döviz kurunun tarihi dibe gerilemesine rağmen ihracat daha fazla artmıyor. Daha doğrusu artıyor, ama patlamıyor. Bu bardağın dolu tarafıydı. Alt panelde ise tüketici enflasyonundaki artış hızı; bardağın boş kısmının daha fazla olduğunu gösteriyor. Yani; reel efektif döviz kurunda artışın ihracata yaradığı görülüyor; ancak enflasyona olan kötü etkisi; ihracattaki iyi etkiden daha fazla.

Sonuç olarak ihracat; yüksek büyümemizin önemli bir parçası. Ancak Türk Lirası değersizleşince ihracat artmayabilir. Artsa bile dünya görünmeyen bir sınır çizebilir ve yukarıda ifade etmeye çalıştığım gibi dünya ticaretinden daha fazla pay alamayabilirsin. Ama enflasyon; Türk Lirası değersizleşince görülüyor ki enflasyon yükseliyor. Yani bir yerde; TL’ye yön seçerken, her seçim aslında bir vazgeçiş oluyor.