Advertisement

Yılbaşından bu yana attığı adımlar ve elden geldiğince uyguladığı kemer sıkma tedbirleri ile İspanya ekonomik krizin etkilerini hissetmeye devam ediyor. İnsanların yaşarken yarattıkları değerin gerilemeye devam ettiği ülkede böylece ne büyüme hedefleri ne de bütçe açığı hedefleri tutuyor. Genç nüfusta işsizliğin % 52.5’e vardığı ve manşet işsizlik seviyesinin % 24’ü aştığı İspanya’da, ulusun ekonomik günahları cennete girmesine yetmiyor.

Diğer yandan, bankacılık sisteminde takipteki alacaklar da % 10’a yaklaşarak tarihi zirveye çıkmış oldu. EFSF / ESM üzerinden 100 milyar euro banka kurtarma borcu alan ülke bir cephede de banka bilançolarını tamir etmeye çalışıyor. Bankia’nın 20 milyar euroyu aşan kurtarma planı ile kalan bankalar için de kötü sinyaller üreten ülke bankacılık sisteminin gelecek hafta röntgeni çekilecek. 27 ve 28 Eylül’de önce bütçesi ardından da bankacılık sistemi incelenecek olan ülkenin planları bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 3 yıla kadar tahvil alacağını ve bunun da sınırsız olacağını açıklamasıyla İspanya ilk namzet olarak gösterilmişti. Kemer sıkma tedbirlerine devam eden, bir yandan piyasalara erişimi olan ve tüm bu özellikleri haiz olduğu için son açıklamaların ardından faizleri çakılan İspanya mutlu. Bilindiği üzere, ECB sadece yardım için başvurmuş, belli bir sıkı bütçe ve kamu maliyesi planına bağlı ve piyasaya erişimi olan ülkelerin bonolarını alacak. Kısa vadeli bonoları alınan ülke de bono alım planı öncesinde borç vade yapısı nasılsa yapısını o ortalamada tutacak ve ekonomik planlarından sapmayacak. Aksi takdirde, bono alım planı iptal edilecek. İşte bu maddeleri düşünen piyasa katılımcıları, ülkenin finansal sevaplarının cehenneme gitmesini engelleyecek kadar da iyi olduğunu düşünüyorlar.

İspanya'da ne bekleniyor?

Yatırımcıların İspanyol tahvillerine ralli yaptırırken iki beklentileri vardı. Bunlardan ilki ECB, diğeri ise ülkenin kendi olmuştu. ECB sınırsız tahvil alarak hem bilançoları temizleyecek hem de ülkenin borçlanma faizlerini aşağıda tutacaktı. İspanya’nın üzerine düşen ise ECB’den aldığı korumaya güvenerek ekonomik reformlara hız vermek ve ekonomi kötü gitse bile faizlerin ancak sınırlı  yükseleceğini bilmenin rahatlığıyla cesur olmaktı. Ne var ki, hepsinin ilk şartı olan yardım başvurusunda bulunma henüz kabul görmüş değil. IMF gözetimine girerek emirler almak istemediğini açıklayan Başbakan Rajoy’un söyledikleri kafa karıştırıcı. Üstelik hem İtalya hem de İspanya’nın faizler yükselene kadar, diğer bir deyişle piyasa ellerini zorlayana kadar kurtarmaya başvurmayacakları düşünülüyor. Karşı kampta olanlar ise gelecek haftaki banka değerlendirmesinin ardından yardıma başvuru sürecinin başlayacağını öngörüyorlar. FT haberine göre ise ülke çoktan görüşmelere başladı ve tam kurtarmaya tabi olmadan bir yol arıyor. Yardım talebinde bulunduktan sonra koruma amaçlı ya da tam zamanlı bir program devreye giriyor.


Aşağıda ülkenin CDS (temerrüt kredi takası) fiyatındaki düşüş görülüyor. Bilindiği üzere CDS fiyatlarının gerilemesi dayanak varlığın riskinde bir azalışa işaret ediyor. Ülkenin artan kredi riskini fazladan faiz talep ederek taşıyabilen yatırımcılar alınan önlemlerden sonra daha düşük faizlerle İspanya riskini almaya razı olmuşlardı.

Bundan sonra karar vermek hem yatırımcılara hem de karar alıcılara düşüyor. İspanya düşük faiz ortamından yararlanıp yardım istememek için ayak direyecek ve yatırımcılar tarafından cezalandırılacak mı yoksa gerçekten sağlam ekonomik temellere dayanarak borçlanma maliyetlerini indirebilecek mi…


Gökhan Şen

Research Associate Manager

Bloomberg HT

 

Tel: +90 212 313 64 56

Mail: gsen@bloomberght.com

        gsen@bloomberg.net