Advertisement

VARLIKLAR KOPUYOR

2007 yılında patlayan krizden sonra kolayca hatırlanacak bazı gelişmeler yaşandı. En kalın hatlarıyla yansıtmaya çalışırsak; türev ürünlerin tarafları yükümlülüklerini yerine getiremediler. Karşı taraf riskinin ne denli önemli olduğu anlaşıldı ve risk primleri yeniden hesaplandı. Paraların yanlı kullanıldığı anlaşıldığında artık herkes kapılara doğru koşuyordu. İşte varlık korelasyonlarının artmaya başladığı ve global piyasaların tek bir piyasaymış gibi işlem görmeye başladığı dönem başlıyordu.

Yıllar geçti, mevsimler değişti ve finansal riskler çoğunlukla bertaraf edildi. En azından bu riskleri üstlenen ya da onları fonlayacak taraflar bulundu. Uç risklerin yatışmasıyla ve dünyanın tek parça kalmasıyla beraber dünya gözünü makro risklere ve büyüme temasına çevirdi. İşte tüm bular yaşanırken de ülkeler kriz boyunca uyguladıkları farklı politikalar ve duruşları sebebiyle ayrışmaya başladılar. Böylece varlık fiyatlarının ilişkileri kopmaya başladı.

 

BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN, ŞİMDİLİK

Yukarıki trade herkesin malumu olduğu şekilde ‘risk on’ ve ‘risk off’ olarak anıldı. Hızlı bir çeviri ile ‘risk al’ ve ‘riskten kaç’ olarak da tanımlamak mümkün. Önce dolar satarak, ardından faizi düşük ne varsa satarak başlayan pozisyonlar alım tarafında ise bonodan hisseye, gelişen piyasadan öncü piyasaya, kredi türevinden emtiaya kadar geniş bir spektrumda hayat buldular. Bakınız, ilk grafik ABD Doları karşısında kurlar görülüyor. Gri ile görülen kurların benzer hareketi oynak da olsa 2012’de zirve yapıyor ve ardından düşüş başlıyor. Korelasyon Lehman seviyelerine düşmüş durumda. Daha da merak edenler için mavi ile gösterilen Barclays BTOP Endeksi’ne bakmak mümkün. Bu endeks de kabaca farklı stratejiler uygulayan ve dövize dayalı fonlar yöneten farklı yöneticilerin performanslarını gösteriyor. İlişkiler koptukça piyasayı anlamak da zorlaşıyor ve başarımlarda gerileme oluyor.

  



Diğer grafik ise G10 ülkeleri için kurlar ve hisse senetleri arasındaki korelasyonu gösteriyor. İlişki krizde sürekli sekteye uğramış ancak hisse senetleri performansı ve kur getirileri arasındaki korelasyon hiç bu kadar zayıf olmadı.

 

 

PEKİYİ BU NE DEMEK?

Buraya kadar tartışacak çok fazla bir şey göremiyorum ancak bundan sonrası biraz çetrefilli. Kısmen kişiye dayanan tahminler yapmak mümkün olabileceği gibi risme de daha az tartışmalı çıkarımlar yapmak mümkün. Ben elden gelen en az münazaralı saptamaları yapmaya çalışacağım. Şu piyasa yükseldi, demek ki burası da gidecek varsayımları bir süreliğine çöp olmuştur. Emtia fiyatlarının yukarı gitmesi emtia ihraç eden ülke kurlarını eskisi kadar olumlu etkilemeyebilir. Global toparlanma devam ediyor diye Gelişen Ülkeler’e ait varlıklar güvenli limanlardan daha iyi reaksiyon gösterir önermesi de artık kısmen çürüyebilir. Dolar düşerse altın çıkar ya da ‘altın her türlü yükselir’ varsayımları bir süreliğine yine kadük olmuştur. Türkiye diğerlerinden çok koptu / aradaki fark kapanacak ya da Türkiye al / Rusya sat (ya da tam tersi) teklifleri bir süreliğine askıya alınmıştır.

Çok uzatmamak adına, en azından kısa vadede ‘a olursa b de olur ya da c olmaz’ şeklindeki cümleler duyduğunuzda biraz temkinli olun derim. Biraz…