Advertisement

Fed, bir sır değil, faizi artırmak istiyor. Hatta Nisan toplantısına kadar 2016'da 4 faiz artışı yapacağını düşünüyor ve iletişimini bu şekilde yapıyordu. Nisan'dan sonra işler değişmeye başladı. Faiz artış beklentisi 2'ye düştü. Sebep, Çin'deki yavaşlama ve yuanın de-valüe edilmesinin ardından küresel piyasalarda artmakta olan dezenflasyon baskılarıydı. Çin kurunu zayıflattıkça kendi düşük enflasyonunu dünyaya ihraç ediyordu. ABD'li merkez bankacılar bu hikayenin devamını görmek istediler. Hepsinin peşine ise Brexit geldi. Birleşik Krallık'ın kararı belirsizliği artırdı. ABD ekonomisinin enflasyon üretme kapasitesindeki düşüşü de ekleyince Fed'e hak vermek gerekiyor. Garip olan şu ki faizler artmıyordu ancak faiz artışı olacağı neredeyse kesindi.

OLMASI GEREKEN

Benim uzun süredir savunduğum görüş belli ancak kısaca özetlemek isterim. Küresel koşulların etrafındaki sis dağılana kadar merkez bankaları, yerel şartlar sert şekilde tersini dayatmıyorsa, parasal koşullarda bir milim dahi sıkılaşmaya geçmemeliler. İleride faizler artabilir mi? Pekala bu mümkün. Ancak bu ortamda, henüz kriz navigasyonları tam faaliyet göstermemişken böylesi bir yol tutturmak oldukça tehlikeli.

Fed'in veriye bağlı olmasa da bağlıymış gibi yaptığı politika bana kalırsa bu anlamda doğru. Ancak sürekli faiz artış sinyali üreterek bu politikanın etkinliğini azaltıyor mu bu da önemli bir tartışma konusu olabilir. Neyse...

Gelmek istediğim yer New York Fed Başkanı Dudley tarafından da dile getirilen bazı konular. Fed neden sabırlı olmalı savunmamızda elimizde bazı somut deliller var.

ÜÇ SİLAHŞÖRLER

Fed gerçekten destekleyici mi? Bunu konuşmanın bin türlü yolu var ancak makul yollarından biri ekonominin nasıl bir faize ihtiyacı olduğunu bulmak. Bunu da doğal faiz oranı olarak kısaltabileceğimiz faizden okumak mümkün. Geçmiş yıllar bu reel faizin ABD için %2 olduğunu bize söylüyordu. Oysa son yıllarda bu oranın sıfıra yaklaştığı Fed tarafından birçok çalışmada gösterildi. Aşağıdaki grafikte doğal faiz oranı ve ABD trend büyümesi var*.

Aslında tablo anlaması çok kolay bir şarkı söylüyor. ABD büyümesi ve ekonominin ne hızlanmasına ne de yavaşlamasına neden olacak reel faiz oranı birlikte düşüyorlar.Bu yüzden merkez bankasının sıfır faiz uyguluyor olması mutlaka genişlemeci bir politika izlediği anlamına gelmeyebilir. Bugün Amerika'da reel faiz yaklaşık -%1. Eğer olması gereken reel faiz de sıfıra yakınsa çok genişlemeci bir politika vardır diyebilir miyiz? Hiç sanmıyorum. İşte NY Fed Başkanı bunu söylüyor**.

İkinci nokta Fed'in faiz artırdığı bir dönemde diğer merkez bankalarının tam tersine gidiyor olmaları. Japonya henüz yeni bir genişleme adım açıkladı ve İngiltere'nin yeni bir genişleme paketiyle Perşembe günü koroya katılması bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası ise hali hazırda aylık 80 milyar euro tutarında ek varlık alıyor. İşte böylesi bir ortamda güçlü dolar lokal ekonomiyi sıkı finansal şartlar yaratarak baskılıyor. Bu da faiz artırımlarının önünü kesen başka bir faktör.

Üçüncü nokta küresel koşullar. Bunu en kısa şekilde ifade etmek gerekirse, global ticari partnerlerin zayıflıyor olmaları. Dış alemde durum bu iken küresel yatırımcılar getiri avına çıkıyorlar. Kimi zaman korku kimi zaman ise 'üç baz fazladan faiz' için geliyorlar. Bu, uzun vadeli faizleri aşağı çekiyor. Merkez bankanız faiz artırıyor olsa da. Fed'in Aralık'taki faiz artışından sonra %2,352i test eden 10 yıllık ABD Hazine kağıdının faizi daha sonra 1 tam puana yakın düştü.

FED YENİ BİR DÜNYAYA UYANDI

Yukarıda andığım sebeplerden ötürü Fed faiz artışlarını ağırdan almaktan bahsediyor. Cuma günü açıklanan büyüme verileri içinde birçok farklı yanıltıcı faktör bulunsa da yarı yıllık büyümede %1'e işaret ediyor. Şaka değil. Yılın kalanında %3'lük büyüme elde etse de ABD faiz artışı için elverişsiz bir ortamla karşı karşıyayız. Üstelik yukarıda bahsettiğim sebepler bu çeyrek, şu ay ya da bu yıl ile ilgili değil. Oldukça seküler, diğer bir ifade ile kalıcı ve uzun vadeli. Bu yüzden şu istihdam verisi geldi, bu perakende satışlar yükseldi gibi göstergeler kıymetli olsalar da bana kalırsa biraz daha geniş bakmakta fayda var.

Bu açıyı daha önce Brainard yakalamıştı*** . ABD ekonomisinin %2 enflasyon üretmesi ve en yüksek istihdamı yaratması için gerekli olan faizin geçmişe göre daha düşük bir seviyede olduğunu ilk söyleyenlerden biri olmuştu. Dudley'in de destek vermesini olumlu buluyorum. Fed'in dramı sanırım şu: Dünyanın merkez bankası rolüne soyunup elindeki lokal araçlarla lokal yer değirmenlerine savaş açmak zorunda kaldılar. Bu yüzden her toplantıda veriye bağımlı olduklarını dinliyoruz

Zaten yavaş olan dünya ekonomisi için bir de lüzumsuz faiz artışı baskısı olmamalı. Bu, sanırım bizim gibi gelişen ülkeler için de en iyi çözüm olacaktır. Üstüne üstlük, dünya bu okumaya yakın seyrediyorsa neden faiz indirimi yerine faiz artışını tartışıyoruz?

 

* https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=2&cad=rja&uact=8&ved=0ahUKEwiN35fqhaDOAhVRKywKHVaZBoIQFggrMAE&url=http%3A%2F%2Fwww.frbsf.org%2Feconomic-research%2Ffiles%2Fwp2016-11.pdf&usg=AFQjCNHR-IJNUlwaSrpdTJLR7f_8yYzQ9w

 

** https://www.newyorkfed.org/newsevents/speeches/2016/dud160731a

 

*** https://www.federalreserve.gov/newsevents/speech/brainard20160603a.htm