Advertisement

Yellen, Fed ve Soru İşaretleri

Amerikan Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen'in Cuma günü Jackson Hole toplantısında bir konuşma yapacağını teyit ettiğinde umutlanmıştım. Hatta konuşmasının Fed'in olası politika araçlarına değineceğini öğrendiğimde daha da umutlanmıştım. Her ne kadar oldukça parlak fikirler ortaya süren Williams'ın kısa sürede savunduklarından geri döndürülmesi sebebiyle Yellen'in şahin bir ton takınmasından çekindiysem de umudumu korudum.

Konuşmanın ardından beklentim kısmen karşılansa da peşi sıra yorumlarda bulunan Başkan Yardımcısı Fischer'in partiyi dağıtışını üzülerek takip ettim. Fischer hem Eylül'ün faiz artışı için uygun bir ay olduğunu hem de bu yıl iki faiz artışının hala mümkün olduğunu savundu. Üstelik bu görüşlerini kendisinden önce açıklamalarda bulunan başkana dayandırdı. Dolar güçlendi, faizler yükseldi.

BUGÜNÜN SORUNLARI

Kısa vadeli etkisi bakımından ortaya çıkan tümce kısa vadede faiz artış olasılığının arttığı oldu. Ancak burada bir sürpriz görünmüyor. Zaten tam tersine bir etki ile piyasalar 'Eylül'de faiz artışı için net sinyal gelmedi' şeklinde bu açıklamaları okudular. Ta ki Fischer etkisi hissedilene dek.

Benim ilgilendiğim ve bana göre konuşmanın omurgası ise şunlardan oluşuyor.

Yellen 27 paraflık konuşmasının 21'ini Fed'in elindeki araçlara ayırırken bunun önemli bölümünü ise gelecekte nasıl politika yapabilecekleri konusunda fikir jimnastiği yaparak sarf etti (http://www.federalreserve.gov/newsevents/speech/yellen20160826a.htm). Kısaca, eskiden olduğu kadar faiz indirim alanımız olmayacak çünkü faizleri eskiden olduğu kadar artıramayacağız dedi. Diğer yandan, faiz indirimleri + geniş bilanço + ileri dönük rehberlik bize istediğimiz etkinliği sağlayacaktır fikrini savundu ve buna dayanak olarak bir araştırma raporunu gösterdi. Nominal milli hasıla hedeflemeyi ya da daha yüksek bir enflasyon hedefi ile hareket etmeyi şimdi düşünmediklerini ancak bunların birer araştırma konusu olduklarını açıkladı.

 Tüm bunlar olurken faizlerin düştüğünü ve ekonomiyi ne hızlandıracak ne yavaşlatacak oran olan 'nötr faizin' düştüğünü ilan etti. Buna sebep olarak verimlilikteki düşüş, demografik problemler, finansal kriz sonrasında harcama iştahındaki gerileme gösterilebileceğini düşünen başkan tüm bunların Fed faizinin de gelecekte daha düşük bir noktada olacağını tahmin etti.

 YARININ ÇÖZÜMLERİ

 Başkanın saydığı potansiyel riskler kısa bir zaman sonra büyük ihtimalle bir başka Fed başkanının gerçeği olacak. İşte gelecekte bu politikayı yapacak kişiler için başkanın kimi önerileri var. Bunların başında elbette düşük faiz ortamını sürdürmek ve sözle yönlendirme & ileri dönük rehberlik var. Kimi araçların ise yeniden düşünülmesi  gerekecek. Bunlardan bir tanesi bilanço genişletme operasyonu. Alınan varlıkların miktarı ve içeriği değişebilir başkana göre. Ya da daha yüksek bir enflasyon hedefi ile Fed ekonomiyi canlandırmayı tercih edebilir.

 Bunların yanında, mali politikaların yeniden ısıtıldığını görmek mümkün. Ayrıca verimlilikteki düşüşü tersine çevirecek yapısal çözümlere odaklanılması gerekliliği de bir kez daha vurgulanmış.

Fed'in geleceğe dönük olarak çözümleri tartışmasını önemsiyorum.

DÜNÜN DÜŞÜNÜŞ BİÇİMİ

Yellen'in gerek seçtiği konuların gerekse de bunlara önerdiği çözümlerin geleceğin güncel konuları olacağını tahmin ediyorum. Dünya tarihinde bilinmedik ve denenmedik bir dönemden geçerken küresel büyümedeki bu yavaşlamanın olağan dışı çözümlere ihtiyaç duymamızı gerektirebileceğini de uzun süredir düşünüyor ve elden geldiğince tartışıyorum. Bu konuların ciddi şekilde değerlendirildiğini görmenin mutluluğunu Cuma günkü konuşmanın metnini okuyunca yaşadım. Dünün konularını bugün ne kadar erkenden kabul edersek yarına o kadar az geç kalmış olacağız keza. Ne var ki Fed'in olayları ortaya koyuş biçimi ve Fischer'in yorumları beni bir parça karamsarlığa itti.

Geleceği pek de parlak görmeyen ve ileride yapacağını politikanın etkisinden hiç emin olamayan bir merkez bankasının kısa vadede faiz artış için gerek fakat yetmez koşullara verdiği refleks tehlikeli. Bunca konuşma ve entelektüel vurgudan sonra finansal şartları daraltıcı bir politika izlenecek olması, doğrusu ya, benim mantık sınırımı aşıyor.

 Birçok yorumcunun iddia ettiği gibi Fed gelmekte olan resesyona daha yüksek bir faiz seviyesinde yakalanıp atacak kurşunu olsun istiyor olabilir. Aşırı risk alınması kanalı ile ekonomide finansal risk oluşmasını önlemek istiyor olabilir. İkisi de kabul edilir çözümler gibi görünmüyor; hele ki doğal faiz oranı sıfıra ya da daha aşağısına kayıyorsa. Ancak daha kötüsü Trichet'in Avrupa krizi sırasında 'enflasyon geliyor' paniği içinde yaptığı gibi devranı tersten okumak olacaktır. Dilerim mesele böyle olmaz.

Eğer bir faiz artışı olacaksa da bunun sağlamasını ancak 2 yıl içinde yapabiliyor olacağız. Tabii Trichet örneğinde olduğu gibi birkaç ayda yapamazsak.

ANLIK ETKİLER

ABD ekonomisinin %2'ye yakın büyüyeceği, işsizliğin %5'in altında seyredeceği bir ortamda faizleri oldukça yavaş biçimde ve kademeli olarak artırmak doğru görünüyor olabilir. Oysa ABD'nin uzun vadeli faizlerini aşağı çeken başka bir faktör var. O da küresel koşulların vade priminde yarattığı erozyon. Olası faiz artışları doları ölçüsüz güçlendirip uzun vadeli Amerikan getirilerini daha da baskılayabilir. Aralık'taki faiz artışı sonrasında 10 yıllık getirinin 230 baz puandan 130'lu seviyeleri düştüğünü hatırlamak yeter.

 Yukarıdaki riskin adı finansal koşulların gereksiz sıkılmasıdır. Bunun başta gelişen ülkelere zarar getireceğini tahmin ediyorum. Hem küresel büyüme yavaş hem de paranın maliyeti yüksekse fon akımları kanalıyla bu işten en büyük sıkıntıyı dış finansman ihtiyacı duyanlar çekecektir. Daha sonra bu yanlış politikanın bedelini hep birlikte öderiz. Bu bakımdan, kısa vadede faiz artış baskısı ortadan kalkana dek küresel risk iştahının düşük kalacağını tahmin ediyorum. Baskının kırılması ise hem dört bir yanda finansal koşulları rahatlatır hem de bizi uzun vadeli gerçek sorunları tartışmaya itebilir.
 

gsen@bloomberght.com