Advertisement

Türkiye'ye yatırım yapılabilir kredi notu veren iki kuruluştan biri olduğu için bu kuruluşu önemsiyoruz. 18 Temmuz'da ülkemizin uzun vadeli kredi notunu gözden geçireceğini ve bunu 3 ay içinde yapacağını duyurduğu için ayrıca önemsiyoruz.

Kredi notu neden önemli? Ülkenin risk primine yaptığı katkı sebebiyle. Notu düşük olan borçlanırken daha fazla acı çekiyor. Hoş, kredi notu değil faizleri belirleyen ancak bizim gibi sınırda olan ülkeler için not, en azından kısa vadede de olsa mühim.

Ekim ayı tamamlanmadan kredi notumuzu açıklayacağını duyuran Moody's kısa vadede notta bir değişiklik olabileceği yönündeki dedikoduları kırmış oluyor. Ayrıca küçük de olsa bir kısa vadeli rehberlik sunuyor.

Moody's bugün yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

"Türkiye ekonomisinin darbe girişiminden sonra yaşadığı şok büyük ölçüde kayboldu"

"Türkiye'nin uzun vadedeki problemleri sürüyor"

Buradaki uyarı, açıklamanın Moody's kanalından değil de data sağlayıcıları kanalından geldiği olmalıdır. Elimizde bir metin yok; soru sorularak cevaplar alınmış durumda. Bu yüzden Moody's bu cümlelerin dışında hareket edebilir çünkü bağlayıcılığı yok.

Sanırım burada dönüp Moody's 18'inde ne demişti diye hatırlamakta fayda var. Moody's 3 konuya bakacağını söylemişti,

- Orta vadeli büyüme beklentileri ne kadar zayıflayacak

- Hükümetin yönetim performansı ve politik ataletin seviyesi

- Dış borçlanmada bozulma olacak mı

Ardından Moody's notun nasıl inebileceğini ya da aynı kalabileceğini açıklamıştı.

Not nasıl iner? Sermaye akımları terse döner, cari dengede bozulma olur ya da politikacıların reform ajandası daha fazla atalete işaret ederse. Darbe girişiminden bugüne Türkiye'ye sermaye akımları pozitif, cari denge beklentilerinde bozulma yok. Reform ajandası ise yavaş ilerliyor, diğer yandan Otomatik BES gibi önemli bir reform 1 Ocak'ta hayata geçiyor.

Not nasıl aynı kalır? Türkiye'nin kurumları, ekonomik durumu ve ödemeler dengesi bu baskıya dayanırsa. Reformlar devam eder, cari açıkta bozulma olmaz, rezervlerde erime olmazsa, ekonomiye olan güven sağlanırsa ve büyüme devam ederse. 15 Temmuz'dan bu yana BloombergHT Tüketici Güven Endeksi sert şekilde yükseliyor, büyüme beklentilerinde önemli bir sapma yok, cari açık nominal olarak ve beklentiler düzeyinde yerli yerinde, rezervler artıyor.

Tüm bunların yanına kurumun şu cümlesini ekleyelim: "Türkiye ekonomisinin darbe girişiminden sonra yaşadığı şok büyük ölçüde kayboldu"

Sonuç olarak, kurum henüz bir karar vermedi. Üzülmek için de kutlamak için de erken. Ne var ki yukarıdaki silsileden ve kurumun kendi açıklamalarından notumuzun değişmeyeceği çıkarımını yapıyorum. Yeter ki bir değerlendirmeye kadar yeni makro ekonomik ya da politik bozulmalar görmeyelim.