Advertisement

Para Politikası Kurulu merakla beklenen kararını açıkladı. Bankanın para aldığı faiz %7,25 ile sabit kalırken, para satarken kullandığı faizlerden üst bant 75 baz puan yükseltildi. Olağanüstü durumlarda uygulanan geç likidite penceresi imkanı ise 1 puan artırıldı. Sağ kulağı sol elle iki tur atarak bir kez daha göstermiş olduk böylece.

Ancak göstermiş olduk; bunu da not etmek gerekiyor.

BİR TOPLANTI ÇOK ÇIKARIM

Öncelikle, Üst banttan toplamda 100 baz puan faiz artırmış olan ve politika faizi diyebileceğimiz ortalama fonlama faizini yaklaşık 140 baz puan artırmış olan banka üzerindeki 'bağımsızlık' tartışmalarını sanırım güçlü şekilde savuşturmuş oldu. Bundan sonra tartışılması gereken sadece uygulanan politikanın etkinliği olmalı. Bu ilk tespit.

Günün önemli iki retorik değişikliği var. Bunlardan ilki, bankanın duruşunu 'temkinli' olarak değil 'sıkı' olarak tanımlaması. Diğeri ise 'ek parasal sıkılaştırmaya' gidilebileceği yönündeki sinyal. Banka, artık önemli oranda fiyatlar genel düzeyi odağına dönmüş durumda. Dövizin yarattığı bilanço tahribatı ve fiyattan fiyata bulaşma ihtimali büyüme endişelerini arka plana itmiş durumda. Büyüme hala daha destek verilmesi gereken hedef ancak yarın düşük faizler istiyorsak bugün yükü omuzlamak gerekiyor.

Bu kararı neden alıyor banka? Kendi ifadesi ile 'enflasyon görünümünde bozulmayı sınırlamak' amacıyla. Hem döviz kurundaki yükseliş hem de işlenmemiş gıda fiyatları, vergi artışları ile birleşerek ilk çeyrekte memleketin enflasyonunu çift haneye taşımak üzere. Bunu durdurmak için. Kurdan kaynaklanan geçişkenlik etkisi beklendiği gibi güçlü olursa ve saydığımız etkiler realize olmaya yaklaşırsa merkez bankası adım atmaya devam edecektir.

Kurdaki yükselişin önünü bu kararlar ile kesmek mümkün mü? Banka, eğer mümkün olmazsa ve sağlıksız bir yükseliş görülürse likidite önlemleri ile bunu aşacağını söylüyor. Diğer yandan, bugün ortalama TCMB fonlama faizi %9'u da aştı. İlaveten, banka swap ihalesinde TL'ye ödediği faizi de %10'un üstüne çekti. Birleştirecek olursak, faizler yükseliyor ve yarın politikanın tam olarak hangi bileşimde oluşacağını bilemiyoruz. Öngörülebilirliğin çok düşük olduğu zamanlar. Böylesi puslu bir ortamda fiyatı bilinmeyen ve faizi yükselen bir varlığı satmaya çalışır mısınız? Cevap hayır. Banka yarattığı bilinçli belirsizlik ile TL satılmasını zorlaştırıyor. Aşağıda Garanti Yatırım'dan aldığım tahmini fonlama senaryoları var. Meraklısı kontrol edip tahminde bulunabilir.



ETKİLERİ İYİ HESAP EDİLMELİ

- TL'yi speküle etmek zorlaştığından ötürü para birimimizin diğerlerinden negatif ayrışması zorlaşmış oldu. Pozitif ayrışmayı destekleyecek veriler ise henüz elimizde yok. Piyasa beklentisinin altında kalan üst bant artışı ve henüz düzelmeyen ülke risk primi + enflasyon görünümü gibi faktörler bizi bu tahmine itiyor
- Kredi fiyatlayacak bankalar için hayat zorlaşıyor. En azından üst bant ile bir sınır çizilmiş olsaydı halk için zor ancak bankalar için yönetilebilen bir tahmin oyunu olurdu. Bu şekliyle bankalar kredileri pahalı fiyatlamak zorunda kalabilirler
- Merkezin elindeki fonları oldukça oynak fiyatlarla sağlayacak olması bankaları mevduat yarışına yeniden sokabilir
- Mevduat yarışı, kredi fiyatlama sorunu ister istemez fazladan belirsizlik ve ekstra kredi büyümesi yavaşlaması getirebilir

Her kur atağının önemli varsayımı karşı tarafın aksiyon alamayacağıdır. Türkiye'de artık bu korku geride kalıyor. TL'nin sepet bazında gördüğü tepeden %4 toparlanması da Borsaya girişler de bono faizlerindeki hafif geri çekilmeler de buna bel bağladı. Bu karar ile banka bu varsayımı berkitiyor. Gelin görün ki enflasyon görünümünü hızlıca toparlayacak bir karar demek güç. Bunun sebebi de ekonomik yavaşlamanın kendini iyiden iyiye göstermiş olması. Banka referandum belirsizliği ortadan kalkana kadar bu gerginliği yönetmeye çalışacak.

Sonrası?

Ona sanırım sonra bakılacak.