Advertisement

Ocak ayında meclise gelen ve oradaki kısa vadeli yoğun bir rallinin ardından 339 oyla kabul edilen anayasa değişikliği teklifi artık halk oylamasına sunulmak üzere hazır. 16 Nisan'da milletin önüne gelecek sandık ile Türkiye Cumhuriyeti yönetim şekline önceden olduğu gibi ya da yeni bir sistemle devam ediyor olacak.

Referanduma ilişkin propaganda süreci her seçimimizde olduğu gibi oldukça sert geçti. Ekonominin ve piyasaların önünde de bir engel olarak duruyor. Neyse ki sadece birkaç gün içinde sonuçları görüyor olacağız. Peki pazartesi sabahı geldiğimizde hangi sonuç doları, Borsayı ve faizleri nasıl etkiler?

BİR EZBER OLARAK 'BELİRSİZLİK'

Piyasa oyuncuları, yatırımcılar, iş adamları, kısacası para ile ilgili kim varsa belirsizliği sevmez. Zor durumlarda ya da çetin koşullarda bir plan üretilebilir ancak bilinmeze kürek çekilmez. Bu durumda tek plan devreye girer. Korumacı yaklaşmak.

Defansif oynamak kimi zaman yeni pozisyon almamayı kimi zamansa eldeki varlıkları satmayı gerektirir. Neden? Çünkü paranın bir zaman değeri vardır. Elinizdeki fonlar aslında başkalarının tasarruflarıdır. O tasarruflar bazı kıstaslar dahilinde değerlenmeyi beklerler. Önünüzü göremezken başkasının malını belirsizliğe emanet etmezsiniz. İşte bu defansif tutum ya da kötümser bakış ilgili ülke varlıkları üzerine baskı koyar.

OHAL, yatırım ortamına ilişkin endişeler (hukuk ilişkin sorunlar, dış ilişkilerde yaşanan sorunlar vs.), bölgesel ve yerel güvenlik endişeleri de bu süreçte memleket varlıklarını zorlayan diğer faktörlerdir. Defansif yapı ve tüm bu faktörler bir araya gelince TL varlıklar olumsuz ayrıştılar.

Referandumun geride kalacak olması sadece bu sebeplerle dahi TL varlıklar adına olumlu olacaktır. 'Lehman battı' haberi geldiği sabah açılışta %7'ye yakın düşen ve 666 puana inen S&P 500 Endeksi o seans içinde toparlanıp bir daha hiç o seviyeleri görmemiştir. Geride kalan 9 yılda da endeks 4'e katladı ve rekor yüksekler yaşadı.

'Post-event' süreçlerde uzun süreli bir fiyatlama yapıldıysa bir 'rahatlama rallisi' görülmesi bir klasiktir. Yeter ki yeni belirsizlik olmasın. Çünkü o zaman olay kapanmış sayılmaz.

EVET Mİ, HAYIR MI?

Anket yasakları başladı. Aslına bakılırsa, bu kampanya döneminde fazlaca anket de göremedik. Son haftada ne kadar değişiklik olmuştur bilmiyorum ancak anketler de kendi içlerinde yakın sonuçlar üreten ve bölünmüş formlarda geliyorlar. Yani inandığınız fikre uygun sonuç ve onu haklı çıkarabilecek sebepler bulmanız mümkün. Hani derler ya 'her keseye göre’...

Sonucu tahmin etmek her zamanki ezbere göre oldukça zor. Birçok araştırmada istatistiki anlam yaratacak kadar fark görmüyoruz. Bu durumda önceden pozisyon alabilmek için ya da olay sonrasında güvende hissedebilmek için mümkünse bir çapa bulmalı. Bence çapa, yeni belirsizlik olmamasıdır.

Yatırımcı sonuçlara nasıl bakar?

Evet çıkarsa iktidar partisinin tezlerini kabul edilmiş, sürpriz olmamış olarak kabul edilir. Piyasa böylesi bir sonuçta balkon konuşması benzeri birleştirici açıklamalar arar ve kalanları duymazdan gelir. Sonuç TL varlıklar için olumlu olur. Devamında ise uygulamaya bakılır. Başkanlık ya da parlamenter sistem ülke için olumlu olacaktır söylemi politik bir söylemdir. Yatırımcı bunu satın almaz, uygulamaya bakar.

Hayır çıkarsa bu, iktidar partisinin tezleri kabul görmedi demektir. Bu durumda yönetimde bir değişiklik yapmayı gerektirir mi? Yatırımcı buna bakar. Eğer iktidarda Ak Parti varsa ve gücün konsolide olması endişesi geride kalmışsa yatırımcı yine mutlu olur ve TL varlıklar iyi performans gösterirler.

Evet çıkar ve 2019 beklenmeden seçimler konuşulmaya başlanırsa bu 2017 de kaybedilecek anlamına gelir ve varlık fiyatları olumsuz etkilenir. Hayır çıkarsa ve bunun siyasi bir sonucu olması gerektiği dillendirilirse yine aynı senaryo devreye girer ve TL varlıklar olumsuz etkilenir.

Çapa, siyasetin arka koltuğa geçmesidir; yine seçim olmamasıdır.

İlk etki geçtikten ne olacağını şimdiden söylemek ise doğru olmaz. Ancak buradaki çapa da bellidir. Yatırım ortamının iyileşmesi ve varlık fiyatları arasında oldukça güçlü bir pozitif korelasyon vardır. Hukuku tamir edebilirsek, olağan hale gelme riski olan olağanüstü uygulamaları azaltabilirsek ve reformlara gerçekten hız verirsek çapayı bulmuş oluruz. Reçete bellidir. Para, bildiği doğru yolu takip eder.