Advertisement

Pakpen dün Borsaya geçtiği açıklamada 50 milyon TL nominal bedelli tahvilin kupon ödemesini kaçıracağını söyledi. Bu kağıdı elinde bulunduran kurumsal yatırımcılar olduğu gibi bireysel birçok yatırımcı da olduğunu biliyoruz. Elbette iyi haber değil.

Daha önce TGS Dış Ticaret ve Aynes'in ödemeleri kaçırdığına şahidiz ve şirket temerrüde düşerek ödemeleri gerçekleştiremedi. Beykoz Doğa, BIS Enerji, GÇS Metal, Akyürek Pazarlama ve Egeli & CO ise kupon ödemelerini kaçıran ancak borçlarını yeniden yapılandıran şirketler. Ayrıca Metag İnşaat'ın da vadesinden sonra ödediğini gördük. Toplamda 9 şirket ve 291 milyon TL'lik ana paranın bu haberlere konu olduğunu gördük.

PAZAR BÜYÜYOR

Bu haberin ardından artık yavaş yavaş elle tutulur büyüklüklere ulaşan sektör hakkında kısa birkaç bilgi vermek istedim. Keza temerrüt haberleri oldukça ilgi çekici olduğu için özel sektör tahvillerinin sorunlu olduğu yönünde bir kanaat oluştuğunu düşünüyorum. Bunun doğru olup olmadığına birlikte bakalım.

Piyasanın kullanılır hale regülasyon ile getirilip ardından kurumlar tarafından kapısının çalınmasıyla birlikte büyümesi de hızlandı. Faizlerin tek haneye inmesi ile sektör hızlandı. Aşağıda* 2011 yılından bu yana sektörün yıllık ihraçlarını ve son stok verisini görmek mümkün. 2016 yılındaki 90 milyar TL'lik ihraç tutarı ve 48 milyar TL'lik stok datası rekora işaret ediyor.



KENDİ LİGİNDE HALA DÜŞMEMEYE OYNUYOR

Futbol tabiriyle, Türkiye özel sektör tahvilleri düşmeme telaşında. Her ne kadar gelişimimiz oldukça etkileyici olsa da kıyas grubumuz içinde sonlardayız.

Aşağıdaki grafiğe** bakınca Avrupa'nın bize bakan yüzündeki ülkelere kıyasla hala gelişmemiz gereken yer olduğu açıkça fark ediliyor. Özellikle, milli hasılaya kıyasla ÖST stokunda diğer ülkelerin 9 katımız büyüklükte olduğunu okuyoruz. Ticari kredilerin nazaran ÖST nerede diye bakınca ise fark katlanarak artıyor.



ARTISI / EKSİSİ

Şirketlerin fonlama kompozisyonlarında hak ettiği yeri bir türlü bulamayan ÖST'ler için problemler türlü türlü. Kredi notu almak zorunda olmalarına karşın etkin bir mekanizma var demek pek mümkün değil. Kaldı ki kredi notu tek başına yeterli de değil. 2008 krizinde batan tüm varlıkların oldukça güçlü notları vardı mesela.

Bir diğer engel büyük şirketlerin ülkemizde oldukça uygun oranlarda kredi bulabilmeleri. Bu şirketler için tahvil ile borçlanmak daha da pahalı oluyor. Belki bu şirketler için bir düzenleme ya da kolaylık getirilerek piyasa özendirilebilir. Diyelim ki tahvili ihraç ettiniz ve alıcılarla kıymet buluştu. Bu kez de ikinci elde kimi zorluklar var ve likidite zayıf. Alıcı bulabilir misiniz? Evet, bir parça kırık bir fiyata mümkün. Diğer yandan, elinizdeki kağıdın akıbetini merak ediyorsanız işiniz zor. Çünkü araştırma faaliyeti oldukça zayıf. Zaten yukarıda andığım sebeplerden ötürü 'en büyükler' bu piyasada yoklar. Bu sebeple daha zor bilgilerini bulabileceğiniz şirketlerin kağıtlarına yatırım yapıyorsunuz. Profesyoneller analiz etmeyince de bilgi dağılımı oldukça problemli hale geliyor.

İyi gelişmeler de var sektörde. SPK'nin son kararlarına göre artık bu şirketler 6 ayda 1 finansallarını yayımlamak zorundalar. En azından, güncellenmek ve yatırımınızın nasıl gittiğini görmek adına oldukça olumlu.

Dikkat çekilmesi gereken husus, reel sektörün payının toplam ihraçlar içinde yıllardan bu yana aynı kalması ve hatta azalıyor olması. Şirketlerin bu işten haberdar olmalarını sağlamak ve bu kanalı kullanmalarını teşvik edecek çözümleri düşünmek zamanıdır.


*, ** Kaynak: Ak Yatırım