Advertisement

Türk Lirasındaki hızlı, beklenmeyen ve sert değer kayıpları enflasyon görünümünü riske atıyor.

OCAK DÖNGÜSÜ YENİDEN

Aralık ayı sonunda başlayan kurdaki sert kayıplar ocakta da sürmüş ve Ocak 2017 geldiğinde Türk Lirası sepet bazında %14'e yakın değer kaybetmişti. Dolar 3,94 oldu. Banka 10 Ocak'ta bankaların borç limitlerini indirdi ve yabancı para zorunlu karşılık oranları her dilimde 50 bps indirildi. Böylece sisteme kalıcı olarak 1,5 milyar dolar likidite sağlandı.

16 Ocak'ta bankaların 1 hafta önce bankalar arası piyasada 22 milyar TL'ye düşen bu limitleri de yarıya indi.

24 Ocak'ta Geç Likidite Penceresi 1 puan artışla %11'e çekildi.

17 Şubat'ta, hazirana kadar ödenecek reeskont kredilerinin TL ile yapılmasına imkan tanındı.

Döviz kurunun aralık ve sonrası rallisine verilen tepki böyle olmuştu.

MERKEZİN TEPKİ FONKSİYONU

Kurun hızlı, piyasa dinamiklerinden kopuk -bankaya göre- hareketine banka nasıl tepki üretir?

Kabaca şöyle bir döngü çizmek mümkün:

İlk fırsatta sözlü olarak ima et / döviz likiditesine yönelik adımlar at / reel kur talebini bankalar arası piyasadan çek ve talep zayıflasın / döviz satım ihaleleri ile piyasaya döviz sağla / fonlama imkanlarını kaldırarak TL'de kıtlık etkisi yarat / TL faizleri çekebildiğin kadar yukarı çek / Son aşamada faiz artır.

Yukarıdan görülebileceği üzere banka bunların bir kısmını yaptı, geriye hangilerini yapacağını beklemek kalıyor. Bunu banka da bilmiyor piyasa da. Gelişmelere göre bir yön çizilecek.

BEKLENEN GELİŞMELER

Küresel olarak Dolar'da kıpırdanma, küresel faizlerin hafifçe yukarı kayması, Alman bankalarının fonlamayı kısabileceği haberi, Türk bankalarına ceza mı geliyor şüphesi, Suriye konusundaki hassasiyet, Kuzey Irak'a asker girer mi gerginliği, AB ile ilişkilerde yeni gerginlik beklentisi, bütçe ve mali disipline ilişkin kaygılar, yüksek enflasyon, ABD ile vize krizi, Zarrab davasına ilişkin şüpheler ile birlikte Sepet Kur eylül ortasından bu yana %13 yükseldi.

Bu alanlara ait haber akışında şüpheleri ortadan kaldıracak ya da doğrulayacak her gelişme bankanın da piyasanın da radarında olacak. Gürültü yüksek olduğu için sağlıklı karar vermek elbette güç. Türkiye'nin Batı ile büyüyen sorunları olduğu bir gerçek. Ancak bunların ne ölçüde olacağı ve nasıl fiyatlanması gerektiği konusu biraz gürültülü.

Bunun üstüne, çift haneli enflasyon ve bütçe konusundaki zayıf rehberlik de gelince ortaya rekor düşük seviyedeki Reel Efektif Kur çıkıyor.

İHALE YİNE MERKEZE KALIRKEN

Dış ilişkilerdeki gelişmeler ve siyasetin piyasa fiyatlamasındaki risk primine katkısı malum. Ne var ki bunu çözmesi beklenen ülkenin ulusal parasının sahibi TCMB. peki bu durumda, yani beklenen gelişmelerde bir iyileşme olmazsa ne olacak?

Araçlara bakınca aslında pek fazla seçenekten bahsetmek mümkün değil. Merkezin elindeki rezervleri 'likiditeyi' çözmek için salmasını beklemek hata olur keza problem daha çok fiyat problemi. Reeskont gibi önlemler halihazırda açıklandı. Faizler aslında hem TL fonlamayı daraltarak hem bandın fevkinin de fevkine çıkarılarak en üst seviyeye kitlendi. Bu demektir ki geriye bir tek faiz silahı kalıyor. Ancak seviyeler oldukça rahatsız edici. Efektif faizi %8'den 9'a çıkarmaya benzemeyecektir bundan sonrası.

Bu yüzden merkez temkinli.

Temkinli ve iyi bir haber bekliyor...