Advertisement

Yüzyıllar boyunca nice hükümdarlığın sembolü olmuş, zenginlik göstergesi altının yolculuğunu, fiyatında belirleyici etkenleri ve bu yıl güvenli liman olma statüsünü yeniden kazabilecek mi sorusunun yanıtını, bu hafta İş Dünyası‘nda, İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü Ayşen Esen ve Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk ile konuştuk.

İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü Esen, altın fiyatlarının 2014’te geçtiğimiz yıllara göre daha az dalgalandığını ve ihracat ile ithalat dengesinin yeniden sağlandığına dikkat çekti. Esen ‘‘bir önceki yılın aşırı hareketliliğine bakarsak 2014’te çok büyük oynamalar görmedik. Bir önceki yıl biz sürekli Amerikan Merkez Bankası (FED) ne diyecek diye ağzının içine bakarken geçen sene bu çok daha bilinen şartlarda devam etti. Büyük sürprizler yaşamadık. Büyük krizler adına bir önceki yıla göre daha az olay yaşandı diyebiliriz. Türkiye genelinde sektörde özel tüketim vergisi‘nin kaldırılıp katma değer vergisi’nin getirilmesi önemli bir gelişmeydi. Perakende satışlarda taksit uygulamasının kaldırılması uzun müddet konuşulan bir konu oldu. Ancak ekim ayı gibi yeniden 4 taksit getirilmesi doğru bir karar oldu. İthalat ve ihracat dengeleri açısında aslında iyi bir yıl oldu diyebiliriz‘‘ dedi.

‘Bu yıl altın fiyatlarında dalgalanmalar göreceğiz‘

Mehmet Ali Yıldırımtürk ise 2014’ün sektör oyuncuları açısından yorucu bir yıl olduğunu dile getirdi. Yıldırımtürk ‘2013 senesine kadar biz jeopolitik gerginlikleri çok fazla fiyatlamamıştık. Biliyorsunuz geçen sene mart ayında Rusya ile Kırım, güney sınırımızdaki çatışmalar jeopolitik gerginliklerin yaşandığı coğrafyalar oldu. Altın fiyatı da geçtiğimiz yıl çok sert dalgalanmalar gösterdi. Her ne kadar stabil bir görünüm gösterdiyse de yıl içinde çok büyük dalgalanmalar oldu. Daha sonra abd merkez bankası fed devreye girdi. Fed'in yıl boyunca aylık 10 milyar dolar tahvil geri alımlarını sonlandırması ve faizler konusunda atacağı adım, altın fiyatlarının dalgalanmasında etkili oldu. Özellikle tasarruf amaçlı altın yatırımcısının biraz daha çekingen davrandığını gördük. Bizim gibi çin ve hindistan gibi çok yüksek miktarlı altın tüketen ülkelerde özellikle kaldıraçlı piyasalarda çok büyük montanlı işlerin olduğunu gözledik. Dolayısıyla altın fiyatları 2014 senesinde kaldıraçlı piyasalardaki işlemlerle şekillendi‘ dedi.

Yıldırımtürk bu yıl da altın fiyatında dalgalanmanın yoğun olarak yaşanacağı bir yıl olacağını söyledi. Yıldırımtürk özellikle Yunanistan’da sıkıntılı geçen seçim sürecinin ve buna bağlı Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden ayrılması tedirginliğinin, yatırımcının yeniden, altını, güvenli liman olarak görmesinde etkili olacağını belirtti. Ancak genel trendin düşüş yönünde olacağını da belirtmeden geçmedi.

 Peki ticaret dengelerine baktığımızda tablo ne anlatıyor?

İhracat ile ithalat arasındaki dengenin yeniden sağlandığını söyleyen Esen‚ ‘2013‘te 16 milyar dolarlık altın ithalatı, 2014 yılında 7 milyar dolar seviyesine geriledi. 2014 yılı, 2013 yılıyla kıyaslandığında ithalat açısından tam tersine düşük giden, ihracatın yüksek olduğu bir yıldı. Sadece kasım ayında ithalatta bir önceki aya göre artış yaşandı ancak yıl genelinde ihracatın ağırlığını gösterdiği bir yıl oldu‘ dedi.

‘Yastık altında 5 bin ton altın var‘

Türkler için önemli bir yatırım aracı olan altının ekonomiye kazandırılması konusunda bugüne kadar bankaların, altın bankacılığını geliştirme konusunda adımları olmuş olsa da çok fazla etkili sonuç alınamadığı görülüyor. Hükumetin açıkladığı yeni eylem planı’nda da altın bankacılığının geliştirilmesi hedefleniyor ancak desteklerin ne yönde verileceği henüz belirtilmiş değil. 

Bu konuyla ilgili altın rafinerisi gm. Esen ‘uzun zamandır yaptığımız analizlere dayanarak yastık altında 5.000 ton altın olduğunu söyleyebiliriz. Böyle baktığımızda çok büyük bir ekonomiden bahsediyoruz  yani cari olarak ekonominin içinde yeralmayan bir meblağdan bahsediyoruz. Bu yastık altı altının ekonomiye kazandırılması konusunda ciddi çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalara ilk gününden itibaren istanbul altın rafinerisi olarak emek verdik. Bankalarla birlikte çeşitli devlet mercileriyle birlikte çalışmalar yaptık. Bunun sonuncunda geçtiğimiz yıllara baktığımızda 10 ton civarı altın toplanırken bu rakamın 2014 yılında 20 tonun üzerine çıktığını görüyoruz. Bugüne kadar 40 ton altının yastık altından çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Ancak 5.000 tonla karşılaştırıldığında çok küçük bir rakam‘ dedi. Ayşen Esen, kuyumcukent’in yanında yapılması planlanan altın depolama merkezinin altının ekonomiye kazandırılması konusunda önemli bir adım olacağını da belirtti.

Uzun yıllar yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması sürekli dile getirilir ancak bu konuda nelerin yapılıyor olmasından çok, vatandaş nezdinde  güvenin tahsis edilmesi öncelik olmalı.

Hande Berktan

Hberktan@bloomberght.com