Advertisement

Piyasalarda politik risk gel-gitlerini ayyuka çıkaran Rusya ve Batı arasındaki gerginlik sürüyor. Geçtiğimiz haftasonu Ukrayna'da Odessa'da yaşanan olaylarla yeni de bir boyut kazandı. Ukraynalı milliyetçiler, Odessa'da bir sendika binasını işgal eden Rus ayrılıkçılara molotoflarla saldırıp 50'ye yakın kişinin ölümüne sebep oldu.

Her ne kadar uzmanlar hali hazırda Rusya ve Batı arasında yaşaşan gerginliğe henüz "soğuk savaş" bile demese de, Ukrayna'da yaşananlar bildiğimiz "sıcak savaş" kıvamında...

Haftabaşında DEİK Türk Rus İş Konseyi Onursal Başkanı Turgut Gür, Piyasa Hattı'nda konuğum oldu. Gül, özellikle 90'lı yıllarda Türkiye-Rusya ticari ilişkilerinde son derece etkin bir isimdi. Yayın öncesi bana Putin ve çeşitli Rus ve Türk bürokratlarla birlikte fotoğraflarını gösteren Gür, bugün de Rusya dediğinizde akla gelen birkaç önemli isimden biri.  

Turgut Gür hikayeyi başa sararak anlattı. "Sovyetler Birliği dağıldığı zaman, Rusya'nın gelecekteki en büyük riskinin Ukrayna olacağı biliniyordu" diye başladı  ve o zamandan bu zamana gelişen süreci şöyle özetledi:

Neden Ukrayna?

"Ukrayna, 1991 yılı sonrasında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla devlet statüsü kazandı. Dolayısıyla büyük bir devlet ve siyaset tecrübesi olmayan bir ülke.1945 yılında, 2.dünya savaşı sonrasında Stalin bir politika izledi ve Kırım halkını Sovyetler'in etki alanındaki ülkelere dağıttı. Dağıttıktan 10 yıl sonra, 1954-55 yıllarında, o zaman Sovyetler Birliği Devlet Başkanı olan Kruşçev bunları geri çağırdı. Bu arada Rus kökenli halk Rusya'ya yerleştirildi. Bugün Rusya'nın nüfusunun yaklaşık yüzde 22'si yani 11 milyon 300 bin Rus kökenli Ukrayna vatandaşı Rusya'da yaşıyor.

Ukrayna doğu ve batı olmak üzere iki bölgeye ayrılıyor. Doğu'da Rusya yanlıları egemen. Batı'da Avrupa'ya yakın bölge ve Kiev, tamamen Batı yanlısı. Aynı zamanda dini farklılıklar da var. Batı katolik, Doğu ise Rus ortodokslarından oluşuyor. Yani jeopolitiğe baktığınız zaman bile sonucu tahmin etmek güç değil.

1991 sonrasında Kırım yarımadası doğrudan doğruya bölünerek Ukrayna'nın toprakları içerisinde kaldı. Son gelişmeler, özellikle ABD ve AB ülkelerinin Batı Ukrayna'ya destek vermelerinin etkisiyle ateşlendi. Devlet Başkanı Yanukoviç Rusya yanlısıydı. Devrim oldu ve Rusya'ya kaçtı. Onun yerine gelen yine Rusya yanlısı Kliçko geldi. Kliçko ülkeyi derleyip toplama çabaları içerisindeyken etnik gruplar arasında çatışmalar başgösterdi.

Milliyetçi Ukraynalılar ve Rus ayrılıkçılar arasında çatışmalar sürerken Doğu'da Slavyansk'ta Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı AGİT'in 8 gözlemcisi tutuklanıp hapse atıldı. Bir taraftan NATO bir taraftan AB ülkelerinin; özellikle Merkel ve Japonya Başbakanının gayretleriyle serbest bırakıldılar. Ama bu arada 2 helikopter düşürüldü. 2 pilot öldü, 3'ü yaralandı.
Bu kez Akdeniz'de Ukrayna'nın en büyük limanı Odessa'da meydana gelen son olay yaşandı.
Böylece Ukrayna ve Rusya birbirlerine resmen hasım hale geldi".

Rusya'nın hesabı

Turgut Gür, "Her iki tarafın da kışkırtıcıları var" diyor. Bundan sonraki süreci belirleyecek olanınsa Rusya olduğunu söylüyor ve ekliyor:
"Ukrayna'nın arkasında ABD ve AB ülkeleri var. Rusya ise egemen bir ülke, büyük bir güç. Sovyetler Birliği dağıldı ve kendisi dışında Orta Asya, Baltık Cumhuriyetleri, Kafkas Cumhuriyetleri gibi cumhuriyetler doğdu. Rusya buralarda hakim ve etkin. Diğer yandan Rusya'nın Karadeniz donanması Sivastapol üzerinden bizim boğazlardan geçerek Akdeniz'e açılıyor. Burada da en önemli üssü Suriye'deki Laskei limanı. Bir taraftan Ortadoğu'yu kontrol etmek, diğer yandan Akdeniz'de ABD egemenliğine karşı bende varım demek için buralarda. Dolayısıyla vazgeçmeyecektir".

Kriz başladığından bu yana Rusya'dan 64 milyar dolar yabancı sermaye çıktı. Turgut Gür, "Zaten Rusya 2012 yılında yapmış olduğu hesaplarda bu hesabı yapmış ve 70 milyarlık bir maliyet çıkarmıştı. Yani aslında hesabından daha az bile zarar gördü" diyor. Bundan 6 ay sonra yeniden sermaye girişlerinin olacağına inandığını söyleyen Gür, "Özellikle sermaye piyasalarına  yatırımlar sürecektir. Uluslararası enerji piyasalarında rol oynayan Rus şirketlerine, banka hisselerine, petrokimya şirketlerine yatırımlar devam edecektir. Ben sermaye çıkışlarının geçici olduğunu düşünüyorum" diyor.
 
Güvercin Putin

Aslına bakarsanız Rusya-Batı arasındaki gerginliğin bundan sonraki seyrine dair çok geniş bir yelpazede senaryolar var. Londra merkezli Rusya ve Orta Asya uzmanı danışmanlık şirketi Macro Advisory'nin yönetici ortağı Chris Weafer, özetle 3 senaryo üzerinde duruyor. Akıllı Para'da Ukrayna krizini değerlendiren Weafer, "İyi senaryoda askeri müdehalenin olmadığı, yaptırımların artmadığı bir durumdan söz ediyoruz. Kötü senaryoda hem askeri müdehale hem yeni yaptırımların olduğunu düşünebiliriz. Mayıs ayını askeri müdehale olmadan geçirirsek, yaz aylarında yaptırımları konuşuyor olabiliriz" diye konuşuyor.
Weafer, her türlü önümüzdeki birkaç ay boyunca risklerin devam ettiği görüşünde. Ancak  en riskli dönemin gelecek 2 hafta olduğuna işaret ediyor. Bu sürenin aynı zamanda senaryoların yelpazesini daraltmaya imkan verecek olduğunu söyleyen Weafer,
"Önümüzdeki hafta 2. dünya savaşının yıldönümü. Rusya'da cuma günü Kızıl Meydan'da füzeleri, tankları göreceğiz ve Putin Kırım'a ilk resmi ziyaretini yapacak. Ayrılıkcılar da bir bağımsızlık referandumu bekliyorlar. Diğer yandan Ukrayna'da 25 Mayıs'ta başkanlık seçimleri var. Bu tarihe kadar tansiyon yüksek olacak" diye konuşuyor.

İyi senaryoda Rusya'nın sınıra yığdığı birliklerin silahlı müdehale değil baskıyı artırmak ve Doğu Ukrayna'yı Batı ile arada bir tampon bölge haline getirmek amacı öne çıkıyor. Rusya'nın amacı buysa gerginlik daha fazla tırmanmaz, başkanlık seçimlerinden sonra Rusya ve Batı arasındaki diyalog güçlenir diye düşünülüyor. Weafer, "Rusya'dan bugüne kadar 64 milyar dolar sermaye çıkış oldu. İyi senaryo gerçekleşirse bu rakam  120 milyar dolara kadar çıkıp orada kalabilir. Ancak kötü senaryo yani silahlı müdehale bu rakamı 200 milyar doların üzerine taşıyabilir" diyor.

Yeni dönem için kritik belirleyici Moskova ile Kiev arasındaki diyalog olacak.
Putin'in bu akşam saatlerinde yaptığı son açıklamalar, işin Weafer'ın işaret ettiği 25 Mayıs'a kadar bile kalmadan belki de çözülebileceği sinyalini veriyor. Nitekim Putin, "Ayrılıkçıların referandumu ertelenebilir, Kiev'le görüşmeler başlayabilir" dedi.

Ancak Rusya ve Batı söz konusu olunca hiçbir şeyden emin olmamakta, dönüp yine senaryolara dikkatli bakmakta fayda var.

Rusya'nın, İkiz Kuleler saldırılarından sonra Uluslararası Terorizme Karşı İşbirliği anlaşması imzalayarak ABD ile soğuk savaşı bitirdiğini ilan etmesinin ardından çok su aktı. İki büyük güç-filler- yine kavgaya tutuştu.
Çimenler değişir, bu kavga bitmez.