Advertisement

Çok değil bundan 5 yıl önce herkesin keyfi yerindeydi. Sınır yoktu; büyüme mümkün, para kazanmak kolaydı. Kaynak boldu ya da en azından öyle sanılıyordu. Kimse soru sormuyordu... Derken gökyüzü karardı. Zamanın hızla akıp geçtiği, karmaşık, belirsiz, anlaması güç bir yeni dünya ortaya çıktı. Bu yeni dünyada artık büyümek de para kazanmak da kolay değil. Maliyetleri düşürmek, kaynakları etkin kullanmak gerekiyor. Para yer değiştiriyor, yatırımlar erteleniyor. Zor zamanlar sürüyor..

Krizin çıkış noktası finansal piyasalardaki hasarlar henüz tamir edilememişken reel sektör için büyüme ve kârlılık iyiden iyiye çıkmaza girdi. Amerika ve Avrupa'dan sonra artık gelişen ülkerin büyüme sorununu konuşuyoruz. Riskler yüksek. İyimser olmak zor.

Ancak bunu başaranlar da var. Dünya devi Unilever'in CEO'su Paul Polman bunlardan biri. Kendini "gerçekçi iyimser" olarak tanımlıyor. Son 5 yılda yaklaşık yüzde 30 büyüme gösterdiklerini söylüyor. Bunu nasıl başardınız sorusuna verdiği yanıt "iyi uyuduk" şeklinde:

"Kötü kararlar daima yorgunken alınır. İyi karar alabilmek için iyi uyumak şart."

"Soru sormayı öğrendik"

Elbette sadece bu değil. Önemli bir mesaj ama sorunun asıl yanıtında yenilikçilik, sosyal sorumluluk, şeffaflık, etkin kaynak kullanımı gibi söylemesi kolay, uygulaması zor bazı başlıklar var. Hepsinin tepesinde de krizle gelen yeni bir vizyon..

Paul Polman, "Global kriz bize soru sormayı öğretti. İş modellerimizin sürdürülebilir olmadığını gösterdi" diyor. Unilever bu doğrultuda yeni vizyonunu "sürdürülebilir yaşam" olarak belirlemiş. Bu vizyonu hem organizasyonuna hem ürünlerine hem tüketicisine taşımış. Bu sayede, dünyada bundan sonra düşük büyümenin "yeni normal" olacağının konuşulduğu şu zamanlarda bile, bu yıl ve sonrası için çift haneyi hedefliyor.

Unilever'in sürüdürülebilir yaşam vizyonu bundan 3 yıl önce devreye soktuğu uzun vadeli bir proje aslında. Şirket gelecek 10 yılını bu vizyon çatısı altında şekillendirmeyi planlıyor. Bu kapsamda çok sayıda yeni proje, uygulama ve yatırımın startını vermiş.

Yeni Türkiye planı

Paul Polman, ilk 3 yılın sonuçlarını paylaşmak üzere Türkiye'deydi. Unilever'in iş modelini kendisinden dinlerken yeni dünyanın iş modelini de öğrenmiş olduk. Polman'ın söylediği gibi "anlamlı hedefler, esnek bir yapı, güven ve şeffaflık olmadan; 2 dünya savaşı, onlarca doğal afet, devrilen hükümet görmüş 100 yıllık şirket bile olsanız ayakta durmanız artık çok zor."

Yeni dünyada şirketlerin iş modeli kesinlikle sürdürülebilir olmalı.

Unilever, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu yıl çift haneli bir büyüme öngörüyor. 10 hanenin 7'sine giren ürünlerinin payını artırmayı, yeni markaları pazara sokmayı planlıyor. Polman, "Yeni dönemde ayrıca 500 bin yeni iş yaratmayı hedefliyoruz" diye konuşuyor.

İyi şirketler görmek, daha iyisi bu şirketlerin Türkiye'nin potansiyeline inandıklarını duymak güzel.

Hande Demirel
hdemirel@bloomberght.com