Advertisement

Görünen köy kılavuz istemez... İşler iyi gitmiyor...

Tarım ve gıdada kronikleşen sorunlar olduğu yerde duruyor. Buna bir de artan jeopolitik riskler sonucu kaybedilen ihracat pazarları ve küresel piyasalardaki kur dalgalanmaları da eklenince tarım ve gıda sektörü açısından ciddi riskler doğmaya başladı.

Tarla, bahçe ve çiftlikteki üreticiden toptancı, perakendeci ve ihracatçıya kadar pek çok işletme ve şirket için tıpkı 2015'te olduğu gibi 2016 yılı da zor geçeceğe benziyor.

Sektörde son dönemde iflas erteleme haberleri daha sık duyulmaya başlandı.

2015'in son çeyreğinden bugüne kadar Türkiye'nin irili ufaklı çok sayıda tarım ve gıda şirketinden iflas erteleme ve borçların yeniden yapılandırması yönünde haberler geliyor.

Sektör temsilcileri ve analistlerle konuştuğumuzda tarım ve gıda alanında birçok şirketin zor bir süreç yaşadığı ve sıkıntıdan çıkış yolu aradığı yönünde bilgiler alıyoruz.

Son olarak Türkiye’nin kapasite bakımından önde gelen süt işleme tesisleri arasında gösterilen Denizlili Aynes Gıda firması, iflas erteleme talebiyle mahkemeye başvurdu.

Türkiye'nin ilk 500 firması arasında yer alan şirketin, Rusya, Irak ve Suriye’de iyi bir pazara sahip olduğu, ancak son dönemde Türkiye’nin bu ülkelerle yaşadığı sorunlar ve iptal edilen ihaleler nedeniyle mali yönden sıkıntılı sürece girdiği belirtiliyor.

Ancak bu haber gıda sektöründe son olacak gibi gözükmüyor.

Gelin isterseniz son 3-4 aylık dönemde mahkemeye iflas erteleme talebinde bulunan gıda firmalarından öne çıkanları hatırlayalım.

2015 son çeyreğinde Köytür Piliç markasının sahibi olan Yemsel Tavukçuluk A.Ş iflas erteleme talebinde bulundu. Grup şirketlerine kayyum atandı.

Türkiye bakliyat sektörünün en büyük firmaları arasında yer alan Sezon Pirinç iflas ertelemek üzere mahkemeye başvurdu. Sezon Pirinç'in önemli bir bölümü bankalara olmak üzere 150 milyon lira borcu bulunduğu belirtilirken, şirketin mali sıkıntıya düşmesine gerekçe olarak kurlardaki yükseliş ve talep daralması gösterildi.

70 yıllık geçmişe sahip olan ve sektörde en büyük 5 firması arasında gösterilen Yazgan Şarapçılık da 2015'in sonunda iflas erteleme talebinde bulunan şirketler arasında yer aldı.

Şekerleme üretimi yapan Gumi Gıda da iflas erteleme isteyen şirketler kervanına katıldı.

Geçtiğimiz haftalarda da kanatlı sektöründe Türkiye’nin önde gelen gıda şirketleri arasında yer alan Banvit, mevcut banka kredi borçlarının yeniden finansmanını sağlamak ve uzun vadeye yaymak amacıyla, çeşitli bankalarla kredi kullanımı konusunda görüşmelere başladı.

İflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin bazıları üretimin devam ettiğini ve takibe düşmüş borçlarının bulunmadığını belirtirken, dar boğazı aşmak için de yerli ve yabancı şirketlerle ortaklık görüşmesi yaptıklarını duyuruyor.

Şirketlerin tahsilat sorunu nedeniyle borçlarını çevirmede zorlandığını belirtiliyor. Firmaları iflas erteleme sürecine sürükleyen bir diğer etken olarak da faiz ve kredilerdeki sıkıntılar gösteriliyor.

Piyasada irili ufaklı şirketlerin zor duruma düşmesi ile birlikte bankaların bazı firmalardan vade günü gelmemiş kredileri de paniğe kapılarak geri çağırdığı yönünde duyumlar var.

Son dönemde dolardaki yükseliş ve ithalata bağımlı girdi maliyetleri şirketlerin sıkıntılarını katlıyor, riskleri artırıyor.

Buna bir de piyasalardaki belirsizlik ve kaygıları eklediğinizde mevcut tablo domino etkisi yaratarak tedarikçileri de olumsuz etkiliyor.

Sonuç itibariyle tarım ve gıda sektöründe bundan sonraki dönemde konsolidasyon haberlerini daha sık duyabiliriz.

Özetin özeti 2016 da tıpkı 2015 yılı gibi oldukça zor geçeceğe benziyor.

Peki iflas ertelemeler bankacılık tarafında nasıl yankı buluyor?

Bunun cevabını da AnadoluBank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan veriyor.

Twitter üzerinden bu konuda yorum yapan Atakan, daralan piyasalar, azalan dış ticaret ve artan faizlerin reel sektöre fazlasıyla etki yaptığını belirtirken “İflas erteleme prensipte firmaları kollayan, çalışmasını sağlayan bir imkan iken, bu opsiyon kötü niyetle kullanılmaya başlandı” diyor.

Arka arkaya gelen 2 büyük iflas erteleme kararının (Leke Jeans ve Aynes Gıda) birçok bankanın krediye yaklaşımına ihtiyat getirdiğine dikkat çeken Atakan, firmaların itibarlarının getirdiği kefaletin en büyük temin olma özelliğini yitirmeye başladığını söylüyor.

Atakan, “Bankacılık kesiminin kredi riskini yönetirken teminatlanma tercihleri değişmeye başladı” yorumunda bulunuyor.

Gelişmeleri hep birlikte bekleyip göreceğiz.