Advertisement

 

Yılbaşından bu yana yüzde 16 zamlanan kırmızı et fiyatları özelinde hayvancılık politikalarına yönelik tartışmalar alevlendi.

Bir taraftan suçlu olarak spekülatörler gösterilirken, diğer yandan ithalat tarafında alınan kararların tarım politikalarına olası yansımaları tartışılıyor.

Bildiğiniz üzere 27 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre canlı büyükbaş hayvanların ithalat gümrük vergisi yüzde 135'ten yüzde 26’ya düşürüldü. Karkas et ithalatında ise yüzde 100 ve üzerindeki gümrük vergisi oranları yüzde 40 seviyesine çekildi.

Bu gelişmeler yaşanırken geçtiğimiz ay Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ'ın kırmızı et piyasasıyla ilgili olarak Başbakan Binali Yıldırım'a ayaküstü brifing verdiğini öğrendik.

Ramazan ayında Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi'nde sivil toplum kuruluşlarına verilen iftar davetinde Başbakan Yıldırım ile kırmızı et fiyatları üzerine bilgi alışverişinde bulunduklarını ifade eden Yalçındağ, konuşulan konuların yazıya dökülmüş halini bizimle paylaştı.

Kırmızı Et Piyasası ile İlgili Değerlendirme” başlığı ile hazırlanan bilgi notunda önce şu tespitte bulunuldu: “Kırmızı et üretiminde geçmişten gelen ve bir türlü çözülemeyen önemli yapısal sorunlar bulunmaktadır. Süt sığırcılığındaki istikrarsızlık, Türkiye’ye özgü etçi sığır ırkının bulunmaması, hayvan ıslah politikasındaki eksiklikler, besilik hayvan sıkıntısı, üretimin talebi karşılamaması, hastalıklar ve çeşitli nedenlerle hayvan kaybı, yoğun buzağı ölümleri, besicilikte başta yem olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksekliği, koyunculuğun azalması, aile işletmelerinin yok olması, çayır ve meraların kullanılamaz hale gelmesi, çiftçi organizasyonlarının hayvan ıslahı, kaba yem üretimi, hayvan besleme, hayvan sağlığı ve refahı konularında etkin şekilde yayım hizmeti verilmemesi, sorunlar arasında sayılabilir.”

Kırmızı et arzının yetersiz, talebin de fazla olduğu durumlarda arz-talep dengesinin bozulduğunu ve ekonominin genel kuralı olarak fiyatların yükseldiği belirtilen bilgi notunda, “Kendi arazisini ve kaynaklarını kullanarak besicilik yapan aile işletmeciliğinin yerini alan büyük ölçekli besi işletmeleri girdilerin tamamını dışarıdan alarak fason üretim yapmakta, gerçek üretime katkı sağlamamaktadır. Her besi sezonu sonrasında beslenecek erkek dana ihtiyacı doğmaktadır. Esnafın ve tedarikçisinin bu tür devasa işletmelerle pazarlık etme şansı yoktur. Esnaf ve tedarikçileri büyük üreticilerin iki dudağı arasına hapsedilmiş durumdadır. Buna bağlı olarak da toptan karkas alış fiyatları piyasadaki talebe bağlı olarak sürekli yükselmektedir” denildi.

Perakende satış fiyatına etki eden faktörler göz önüne alınmadan hesaplama yapıldığı kaydedilen notta, maliyet hesaplaması şu şekilde yapıldı: “Uygulamada perakendeciler karkas et alırken peşin olarak yüzde 1 KDV ödemekte, yüzde 8 KDV içinde olarak satış yapmaktadır. Bunun dışında kira, kira stopajı, elektrik, su, gelir vergisi, işçilik olarak yüzde 16 ek maliyet söz konusudur. Ülkemizde 250 kilogram ağırlığındaki bir karkasta yüzde 20 kemik bulunuyor. Kemik ayrıldıktan sonra geriye kalan kemiksiz ette; yüzde 2,5 bonfile, yüzde 5,5 kontrfile ve antrikot gibi kıymetli et, yüzde 35 kuşbaşılık et, yüzde 55 kıymalık et, yüzde 2 satış süreci firesi, sinir ve yenilemeyen kısım olduğu kabul edilmelidir. Özetle işletme giderleri, KDV, kemik, kan, yağ ve satış süreci firesi olarak bir kilogram etin satış fiyatı içerisinde yüzde 50 görünmeyen maliyet vardır. Görüldüğü üzere karkas ve perakende et satış fiyatının oluşumunda perakendecilerin rolü çok sınırlıdır.”

Başbakan Yıldırım'a verilen ayaküstü brifingde, Et ve Süt Kurumu (ESK) ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TİGEM) sıfır gümrükle ithalat yapmasına karşın, ithalat özel sektöre kapalı olduğundan ihtiyaçların zamanında karşılanamadığı vurgulandı.

Söz konusu olumsuzluğun piyasalara fiyat artışı olarak yansıdığı ifade edilerek, “Yetkililere aylar önce son dönemdeki fiyat artışlarının olabileceği endişelerimiz iletilmiş ancak gereken önlemler tam anlamıyla alınmamıştır. Daha sonra ESK üzerinden esnafa karkas et satışı düşünülmüş, bu da karkas etin kalitesi ve teminindeki aksaklıklar nedeniyle istenilen sonuca ulaşmamıştır” denildi.

Piyasayı düzenleme görevi verilen ESK’nın esnafın karşısında ticarete soyunması ve esnafın maliyet fiyatlarının 10-15 TL altında satış yapmasının kasap esnafını halkın önünde hedef haline getirdiği belirtilen bilgi notunda, “Bu uygulama Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Kuyrukları kaldırdık', Sayın Başbakanımızın 'Devlet ticaret yapmaz' söylemlerine de ters düşmektedir” ifadelerine yer verildi.

Bilgi notunda ayrıca, “Besi işletmelerinin üretime olumlu katkı sağlayacak eksiklikleri giderilmeden, aile işletmeciliği güçlendirilmeden, kırmızı et karkas satış fiyatını aşağıya çekecek çalışmalar yapılmadan, mevcut şartlarda et fiyatlarında düşme mümkün görülmemektedir. Kısa dönemde soğutulmuş karkas et ithalatı çözüm olarak düşünülebilir” tespitinde bulunuldu.

Kasaplar Federasyonu, mevcut tablodan yola çıkarak hayvancılık alanında atılması gereken adımları da madde madde şöyle sıraladı:

*** Doğru planlama için ilk önce hayvancılıkla ilgili olarak açıklanan resmi verilerle sektörle ilgili sivil toplum kuruluşlarının ve sektör paydaşlarının verilerinin birbiri ile örtüşmesi sağlanmalıdır.

*** Arazi ve hayvan ıslah çalışmalarına özel önem verilmeli, uzun dönem için etçi ve hem et hem süt verimi yüksek kombine ırklara yönelik kalıcı ve sürdürülebilir ıslah politikalarının uygulanması sağlanmalıdır. Çiftçilerce kabul gören Simental (Fleckvieh) ve Montofon (Brown Swis) ırkı sığırlar ile etçi koyun ırkları yaygınlaştırılmalıdır.

*** ESK tarafından bayilik açılarak satış yapılması esnaf için haksız rekabet oluşturmaktadır. Esasen ESK’nın yapacağı tek iş ülke ihtiyacını doğru belirleyerek önceden adım atılmasını sağlamak ve mezbaha hizmeti vermek olmalıdır.

*** TİGEM tarafından yapılan üretim yaygınlaştırılarak çiftçilere canlı besi materyali ve kaba yem sağlanmalıdır. Halka satışlarda piyasa fiyatı dikkate alınmalıdır.

*** İhtiyaçlarının belirli bir bölümünü kendi işletmesinden sağlayan aile işletmeciliği güçlendirilmeli ve desteklenmelidir.

*** Mera hayvancılığı teşvik edilen iller ile damızlık düve üretim merkezleri oluşturulacak illerde kaba yem Borsaları kurulmalıdır.

*** Yetiştirici birlikleri ve üretici birlikleri daha ucuz kırmızı et arz edeceğiz söylemi ile ticarete soyunmak yerine asıl görevi olan hayvan ıslahı ve üretim konusunda daha etkin çalışmalıdır. İlgili paydaşların da katkılarıyla uzun vadeli sürdürülebilir hayvan ıslahı programı uygulamalıdır.

*** Vakıf ve derneklerin kurban hizmetleri ifa ederken damızlık kapasitesi bulunan dişi hayvanları kesmesini azaltacak önlemler alınmalıdır.

*** Rekabetçiliği sağlamak için büyükşehirlerde Ankara’da olduğu gibi et hali, et borsası ve canlı hayvan borsası kurulmalıdır.

*** Üreticilerin süt ineklerini kesime göndermemesi için çiğ süt fiyatları günün şartlarına göre belirlenmelidir. Süt fiyatlarında kalıcı istikrar sağlanmalı, süt/yem dengesi 1 kilogram süt ile 1,5 kilogram yem alınması oranında tutulmalıdır.

*** Ağırlıklı koyun olmak üzere küçükbaş hayvan sayısı kısa sürede 60 milyon adedin üzerine çıkarılmalı ve azami ölçüde desteklenmelidir. Etçi ve kombine ırk koyunculuk yaygınlaştırılmalıdır.

*** Türkiye, hayvan hastalıkları ile mücadele programı uygulamak yerine, hayvan hastalıklarını tamamen yok edecek bir program uygulamalıdır. Doğum ve doğumu takip eden günlerde yaşanan yaklaşık yüzde 10-15 olan buzağı ölümlerini azaltılmaya yönelik önlem alınmalıdır.

*** Besilik canlı materyal eksikliği giderilinceye kadar besi danası ithalatı sürdürülmeli, ithalat sadece ESK ve TİGEM tarafından yapılmamalı, daha hızlı hareket etme kabiliyeti bulunan özel sektöre de açılmalı, ithalatın yapılacağı süreler kamuoyuna duyurulmalıdır.

*** Perakende et satışlarında KDV’nin kaldırılması halinde kilogram başında 3-5 TL düzeyinde düşüş sağlanabilir.

*** Sekretaryası T.C. Merkez Bankası tarafından yürütülen Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi çalışmalarında konu bütüncül yaklaşımla zincirin bütün halkalarını kapsayacak şekilde ele alınmalı, kırmızı et konuşulurken etin istikrarlı arz ve fiyat oluşumunda başta Türkiye Kasaplar Federasyonu olmak üzere ilgili tarafların görüşü alınmalıdır.

*** Kırmızı et sektörü; besici, mezbaha işletmecisi, kırmızı et üreticisi, toptancı, perakendeci olarak bir bütün olarak düşünülmeli ve zincirin halkaları gereksiz yere suçlanarak et üretim ve tüketiminin olumsuz etkilenmesine fırsat verilmemelidir.

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ'ın Başbakan Binali Yıldırım'a ayak üstü verdiği brifingin yazıyı dökülmüş halini sizlerle de paylaşmak istedik.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com