Advertisement

 

Tarım ve gıda alanında hızlı bir değişim yaşanıyor.

Yakın gelecekte ezberlerin bozulacağı bir süreçten geçiyoruz.

Ve bu süreçte trendler yeniden şekilleniyor.

Harvey ve Irma bize gösterdi ki artık iklimin şakası yok...

Hızla değişiyor...

Ama değişim sadece bununla sınırlı değil.

İklime paralel olarak tarımsal üretimin deseni de değişiyor.

Maliyet baskısı altında tarımla uğraşan çiftçi profili giderek farklılaşıyor.

Her ne kadar FAO, tarımsal üretimin sürdürülebilir olması ve gıda güvenliğinin teminat altına alınabilmesi adına 'aile çiftçiliği'nin önemine ve gerekliliğine dikkat çekse de trendler maalesef ters yönde ilerliyor.

Küçük üreticiler oyun dışı kalırken, orta ve büyük ölçekli şirketler tarımsal üretimin yeni oyuncuları arasına katılıyor.

Değişim bununla da sınırlı değil...

Artık tarladan sofraya kadarki üretim zincirinin her safhasında emek yoğun işlerde teknolojideki gelişimin etkisiyle robotlar daha fazla rol üstlenmeye başlıyor.

Projeksiyonlara göre dünya nüfusu 2050 yılında 9 milyara ulaşacak.

Tarımsal üretim tarafındaki yeni yaklaşımlara paralel olarak tüketici tercihlerinde de değişim yaşanıyor.

Gelişmiş ülkelerde tüketiciler daha az işlenmiş gıdalara yönelirken, gelişmekte olan ülkelerde alım gücünün artmasıyla birlikte hayvansal protein bazlı tüketim talebi artıyor.

Tüketimdeki artışa karşın kaynaklar sonsuz değil.

Başta toprak ve su olmak üzere dünya oldukça sınırlı doğal kaynaklara sahip. Ve söz konusu kaynaklar üzerindeki baskı 'insanoğlu etkisiyle' her geçen gün artıyor.

İşte bu noktada devreye biyoteknoloji giriyor.

Hollanda'daki bir enstitüde bilim insanları, bir sığırdan aldıkları hücreleri laboratuvar ortamında üreterek kas liflerine dönüştürmeyi başardı.

Yani artık laboratuvar ortamında 'yapay et' üretilebiliyor.

Bu sürecin yakın gelecekte bitkisel ve hayvansal üretimde izlenen geleneksel yöntemlere yansıması nasıl olacak dersiniz?

Yukarıda saydığımız değişimler ışığında tarım ve gıdaya yönelik yeni senaryolar üzerine çalışıyor muyuz?

ENTEGRASYON VE İŞLEYİŞ ÖNEMLİ

Düne kadar tarım ve gıda iki farklı sektör gibi algılansa da artık birbiriyle iç içe geçmiş ve entegre olmuş bir yapıda.

Hatta zincire dönüşen entegrasyona artık turizm, sağlık, teknoloji, lojistik, enerji ve tekstil sektörlerini de eklemlemek yanlış olmaz.

Bir sektörde yaşanan herhangi bir değişim ya da gelişim, diğer tarafı da doğrudan ya da dolaylı yoldan etkilebiliyor.

İşte bu yüzden tarım ve gıda sektöründe ana aktörler artık sadece çiftçilerle sınırlı değil.

Kamunun regülatör misyonu, özel sektörün girişimci ve yatırımcı ruhu, üniversitelerin Ar-Ge ve inovasyona yönelik iştahı ile sivil toplum kuruluşlarının gözetim rolü fotoğrafı bir bütün haline getiriyor.

Bu değişime cevap verebilmenin ve uyum sağlamanın yolu  da entegrasyonun doğru biçimde sağlanmasından ve etkin şekilde işleyebilmesinden geçiyor.

Yukarıda bir kısmını sıraladığımız değişimleri göz önüne aldığımızda tarımda yeni bir oyun planına ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.

Bugünün mevcut sorunlarına çözüm ararken yarının değişimini göz ardı edemeyiz.

TARIM ÜRÜNLERİ RESTLEŞME ARACI OLDU

Küresel anlamda tarım ve gıda endüstrisi yaklaşık 8 trilyon dolarlık bir hacme sahip.

Sektörün doğrudan ve dolaylı yoldan küresel istihdamdaki payının yüzde 40 civarında olduğu hesaplanıyor.

Üretim, depolama, lojistik, pazarlama, satış ve dağıtım gibi zincirin tüm halkalarında yaşanan bir değişim ve blockchain gibi gerçeklik var. 

Ve bu konulara sadece ekonomik boyutuyla yaklaşmak eksik ve yanlış olur. 

Yakın gelecekte söz konusu değişimin sosyolojik, ekolojik ve politik yansımaları daha fazla hissedilecek.

Zira tarım artık bir dış politika enstrümanı olarak devletler arası ilişkilerde daha sık kullanılmaya başlandı.

Jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde ülkeler birbirlerine yönelik ambargolarında tarım ve gıda ürünleriyle restleşir hale geldi.

Türkiye'de maalesef tarım ve gıda alanında kronik sorunlar kısır döngü içerisinde tartışılmaya devam ediyor.

Maliyet, üretim planlaması ve verimlilik, kalite, arz-talep dengesi, katma değerli üretim, pazarlama ve fiyat istikrarı gibi konularda hâlâ sıkıntı yaşanıyor.

Ama öte yanda dünya artık tarımda yeni oyun planlarını gündemine almış durumda.

Tarımda yarını planlayabilmek için bugünkü değişimi iyi okumak gerekiyor.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com