Advertisement

 

14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla Türkiye’de ve dünyada süs bitkileri sektörüne bir göz atalım istedik…

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Kazaz bize bir rapor gönderdi.

Raporun başlığı “Dünyada ve Türkiye’de Süs Bitkileri Ticareti

Önce raporda öne çıkan bazı bilgileri paylaşalım…

Süs bitkileri, kesme çiçekler, dış mekan süs bitkileri, iç mekan (saksılı) süs bitkileri ve çiçek soğanları olmak üzere 4 grupta ele alınıyor.

Türkiye 4 bin 858 hektar alanla dünya süs bitkileri üretim alanlarının yüzde 0,27’sine sahip.

TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de 1 milyar 513 milyon 712 bin adet süs bitkisi üretildi. Bunun da yaklaşık yüzde 69’unu kesme çiçekler oluşturuyor.

Peki, bu üretime karşılık ihracatımız ne durumda?

Bu işten ne kadar para kazanıyoruz?

2016 itibariyle Türkiye’nin süs bitkileri ihracatı 81,6 milyon dolar seviyesinde.

Bunda en büyük payı 45 milyon dolarla canlı bitkiler olarak ifade edilen dış ve iç mekan süs bitkileri alıyor. Kesme çiçek ihracatımız ise 34,8 milyon dolar düzeyinde. Kesme çiçek ihracatında en büyük payı ise 353 milyon adet ve 26,6 milyon dolar değerle karanfil alıyor.

Uluslararası Ticaret Merkezinin (ITC) verilerine göre, Türkiye 81,6 milyon dolar ihracat değeriyle dünya ihracat sıralamasında 25’inci sırada yer alıyor. Diğer bir deyişle Türkiye dünya süs bitkileri ihracatının yüzde 0.4’ünü karşılıyor.

DIŞ TİCARET AÇIĞIMIZ VAR

Peki ithalat tarafında rakamlar nasıl şekilleniyor?

Hemen aktaralım…

Türkiye 2016 yılında 87,2 milyon dolar değerinde süs bitkileri ithalatı gerçekleştirdi.

Yani burada da dış ticaret açığımız var.

Ürün grupları arasında en fazla ithalat 73,3 milyon dolar ile canlı bitkiler (dış mekan süs bitkileri ve iç mekan süs bitkileri) grubunda gerçekleşti.

Burada hemen raporda öne çıkan bir notu da düşelim.

İthalatta en büyük payın dış mekan süs bitkilerine ait olmasının en önemli nedeni Türkiye’de dış mekan süs bitkilerinde en büyük alıcı konumunda olan belediyelerin alımda büyük ağaçları tercih etmesinden kaynaklanıyor.

Büyük ağaçların üretimden satış aşamasına gelmesi için yaklaşık 8-10 yıl gibi bir süreye gereksinim duyuluyor. Bu da 8-10 yıl gibi uzun bir süre finansal destek gerektiriyor. Küçük üreticilerin 8-10 yıl süreyle kendini finanse etmesi mümkün mü?

RAKAMLARLA İTHALAT…

Sizi biraz rakamlara boğacağız ama konu önemli…

Raporda yer alan detaylı ithalat rakam ve bilgilerini paylaşmaya devam…

Çiçek soğanları (dinlenme halinde ve sürgün vermiş) toplam ithalatımız 9,1 milyon dolar.

Çim tohumu ithalatımız yaklaşık 5 milyon dolar.

Mevsimlik çiçek tohumu ithalatımız 3.6 milyon dolar.

Peyzaj güllerine ait fidan ithalatımız 1.6 milyon dolar.

Kesme çiçek amacıyla taze kesme gül ithalatımız 7 milyon 188 bin adet ve yaklaşık 2 milyon dolar.

Yani Türkiye’de her 11 kişiden biri ithal kesme gül taze çiçeği alıyor. Türkiye ağırlıklı olarak aralık-mart aylarında olmak üzere yılın 12 ayında da kesme gül çiçeği ithal ediyor.

Bilin bakalım bu çiçekleri nereden ithal ediyoruz?

Evet, doğru…

Çoğunuzun tahmin edeceği üzere yine karşımıza Hollanda çıktı.

22 MİLYAR $’LIK PASTANIN YARISI HOLLANDA’NIN

Küresel süs bitkileri üretim değeri 80 milyar doları aşıyor.

Dünyada süs bitkileri ihracatı 2016 itibariyle 22 milyar dolar seviyesinde.

En fazla ihracatı, 11 milyar dolar ile Hollanda gerçekleştiriyor. Hollanda’nın süs bitkileri ithalatı ise 2,7 milyar dolar. Yani 8,3 milyar dolarlık net ihracatı söz konusu.

Süs bitkileri ihracatında ikinci sırada ise 1,5 milyar dolar ile Kolombiya var.

Burada da bir ayrıntıya dikkat...

Kolombiya’nın süs bitkileri ihracatında dünya ikincisi olmasının altında önemli bir etken var.

Başta Hollanda olmak üzere birçok gelişmiş ülke, iklim koşulları, temiz su kaynağı, ucuz işgücü ve enerji maliyetleri gibi nedenlerden dolayı üretim merkezlerini Afrika, Asya ve Güney Amerika kıtasındaki ülkelere (Kolombiya, Kenya, Ekvator, Etiyopya vb.) kaydırıyor.

Gelişmiş ülkeler süs bitkilerinin üretim materyallerini de (çelik aşı gözü vb.) Afrika (Kenya, Etiyopya, Uganda, Tanzanya, Zambiya) ve Güney Amerika ülkelerinden temin yoluna yönelmiş durumda.

ÜRETİM DÜŞÜYOR, İTHALAT ARTIYOR

Tekrar dönelim ülkemizdeki ithalat meselesine…

Türkiye, uzun yıllardan beri süs bitkileri dış ticaretinde ithalat lehine gelişme gösteriyor ve yıllardır dış ticaret açığı veriyor.

Raporda yer alan şu değerlendirme önemli: “Türkiye’de özellikle iç ve dış mekan süs bitkileri ile çiçek soğanları alt sektörlerinde yıllardır aşırı ithalat yapılması hem bu alt sektörlerde dış ticaret açığına neden olmuş hem de sektörün gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir.”

Yine sektör raporunda yer alan şu tespite dikkat: “Dış ticarette açık vermemizin başlıca nedeni dış mekan süs bitkileri ve iç mekan bitkilerin aşırı ithalatıdır.”

Peki ithalatı artıran başka sebepler neler?

Prof. Dr. Soner Kazaz’ın hazırladığı raporda arz ve talep tarafındaki uyumsuzluk dikkat çekiyor.

Raporda, “Dış mekan süs bitkilerinde; piyasanın talep ettiği bodur, budama ile form verilmiş, çiçek ve meyveleri ile dikkat çekici özelliğe sahip istenilen boy, kalite ve yeterli sayıda fidan bulunmaması, ürün çeşitliliğinin azlığı, çim ve mevsimlik çiçek tohumlarının olmaması ithalatı artıran başlıca nedenlerdir” deniliyor.

İthalatın yüksek olmasının diğer nedenleri raporda şöyle sıralanıyor:

*** İç mekan süs bitkilerinde; işletmelerin büyük çoğunluğunun bitkisel materyalleri fide ve/veya küçük bitki şeklinde ithal edip seralarında büyütme yolunu tercih etmesi, modern ve teknolojik sera yatırımlarının olmaması, ithalatın ana nedenleridir.

*** Çiçek soğanlarında, çiçek soğanı üreten işletme sayısının oldukça sınırlı olması ve talebi karşılayamaması ithalatın başlıca nedenidir.

UGANDA’DAN İTHALATA GEREK VAR MI?

Türkiye’de iç mekan süs bitkilerinin ithalatının son yıllarda hızlı artış gösterdiğine dikkat çekilen raporda, “Afrika Menekşesi gibi kolay üretilebilen çiçek türlerinin çeliklerinin Uganda gibi ülkelerden ithal edilmesi de son derece düşündürücüdür. Oysa bu tür bitkilerin Türkiye’de üretimi kolaylıkla yapılabilmektedir” deniliyor.

İşin daha da düşündürücü tarafı şu ki ülkemiz ekolojik koşullarında üretimi ve yetiştirilmesi zor olan süs bitkileri yanında kolaylıkla üretilebilen süs bitkilerini de ithalat ediyoruz.

Bunu anlamak mümkün değil.

Raporda da bu konuya dikkat çekilerek, “Sürekli ithalat yapılarak bir ülkenin gelişmesi ve kalkınması mümkün değildir, o nedenle yerli üretimin mutlaka desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer veriliyor.

Türkiye’de süs bitkileri sektöründe karşılaşılan sorunların başında üretim materyalinde dışa bağımlılığın geldiğine dikkat çeline raporda, bunun başlıca nedeni olarak da ülkemizde süs bitkileri sektöründe ıslah edilen ve sektöre kazandırılan tür ve çeşit sayısının yok denecek kadar az olması gösteriliyor.

Türkiye, başta kesme çiçek alt sektörü olmak üzere iç mekan süs bitkileri ve çiçek soğanları faaliyet alanlarında üretim materyaline yönelik olarak her yıl milyonlarca dolar ıslahçı hakkı (royalite) ödüyor.

Yazık değil mi?

Sektörün kendi içinde başka sorunları da var.

Mesela işletme yapılarının küçük olması, mekanizasyon ve teknoloji kullanımındaki yetersizlik, kayıt dışı üretim, KDV eşitsizliği, üretime uygun bölgelerin yeteri kadar değerlendirilememesi bunlardan bazıları.

Hollanda’nın 11 milyar dolar kazandığı bir sektörden biz 82 milyon dolar ile yetiniyorsak, bu konular üzerinde düşünmekte fayda var.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com