Advertisement

Tarım ve gıda sektörü son dönemlerde daha sık konuşulur ve tartışılır oldu.

Ama artık kısır döngüdeki sorunları tartışmanın ve tespitlerin ötesine geçip, çözüm odaklı yeni yaklaşımlar geliştirmek daha kıymetli hale geliyor.

İşte bu noktada Türkiye İş Bankası, sektör adına önemli bir projeye imza attı.

Tarım ve gıda sektörünün tüm paydaşlarıyla “Tarım Çalıştayı” gerçekleştirdi.

Tarladan Sofraya Gıda Sistemi” başlığı ile üreticiden tüketiciye kadar zincirin tüm halkasından temsilciler, çalıştayda sorunların ötesine geçip somut çözüm önerilerini değerlendirdi.

İlk çalıştay fotoğrafın tamamını görmek açısından oldukça verimli geçti.

Sektör paydaşları konulara kendi açılarından yaklaşırken empati kurma şansları da doğdu. Paydaşlar birbirlerini daha objektif şekilde anlama şansı elde etti.

Tarımsal üretimde bölgeler arası farklı yapılara dikkat çekildi.

Üretimden başlayarak sistemin işleyişinden, finansmana erişime, üretim deseni kararından pazarlama koşullarına kadar bölgeler arası farklı değişkenlerin çıktıları değerlendirildi.

Biz de tüm gün adeta beyin fırtınası ile geçen çalıştayda aldığımız bazı notları sizlerle paylaşalım istedik.

Çalıştayın ilk bölümünde ağırlıklı olarak tespitler öne çıktı.

Tarımsal piyasalardaki oynaklık ve bunun üretimden tüketime kadarki saflara etkisi üzerinde duruldu.

Desteklemelerin üretim deseninin oluşmasındaki rolü tartışılırken, sağlıklı ve güncel veriye ulaşmadaki problemlerden kaynaklanan sıkıntıların planlama üzerindeki olumsuz etkileri konuşuldu.

Tabii burada desteklemeler kadar alım politikalarının da çiftçi tercihleri üzerindeki etkisi yadsınamaz.

Şu tespit de durum analizi açısından oldukça önemliydi: “Çiftçi kendi tecrübe ve hisleriyle öngörülebilirliği sağlamaya çalışıyor. Toplam tüketimi bilmeden, çoğu zaman ezbere üretim yapıyor.”

Hatta çiftçinin başta iklim ve fiyat riskine karşı korunmak adına mümkün olduğu kadar ürün çeşitlendirmesi yaparak kendi başına riski dağıtma eğilimine vurgu yapıldı.

Burada bir başka noktaya da dikkat çekmekte fayda var.

‘Doğru şekilde kurgulanmış bir sözleşmeli üretim modeli’ de kendi içinde riskleri minimize eden ve planlamaya yardımcı olan bir enstrüman olarak karşımıza çıkıyor.

Yine üreticilerin tek bir kanal üzerinden değil farklı kanallar üzerinden pazara erişimi, sistemin sağlıklı ve sürdürülebilir kılınmasında kilit rol oynuyor.

Burada da sık sık dile getirdiğimiz etkin ve işlevsel bir kooperatifçilik modeli alternatif olarak kenarda bekliyor. Ama bu alanda yasal düzenlemelerin yeniden gözden geçirilerek, Türkiye ve dünya gerçeklerine uyarlanması gerektiği aşikar.

Burada kilit konu artık üreticinin karar verici konumda olması.

YENİ TRENDLER ÜRETİMİ ŞEKİLLENDİRİYOR

Tarım ve gıdada da trendler hızlı şekilde değişim gösteriyor.

Artık dünyada tüketim tercihleri hem tüketilen gıdaların çeşidini hem de tarımsal üretimin modelini her geçen gün daha çok belirler hale geliyor.

Yani tüketime göre üretimin yaşandığı bir süreçte ilerliyoruz. Sağlıklı ve çevre dostu ürün talebi üretim zincirindeki süreçleri de yeniden şekillendiriyor.

Pazarlama stratejileri de buna göre oluşturuluyor ama burada temel karar vericilerin sadece tüketiciler olmadığının da altını çizmekte fayda var.

Zincirin diğer halkalarındaki oyuncular da üretici ve tüketici tercihlerinde belirleyici rol oynuyor.

ÖNE ÇIKAN BEKLENTİLER

Tarım ve gıda sektörünün paydaşları, hem verim ve kalite hem de çeşit artışı konusunda daha fazla Ar-Ge, Ur-Ge ve inovasyon çalışmalarına odaklanılmasını talep ediyor.

Tarım ve gıdada sadece üretim değil, bu sürecin öncesi ve sonrasındaki aşamalar da artık daha çok üzerinde durulan konular arasında.

Atık yönetimi, geri dönüşüm, arz zinciri analizi, değer zinciri analizi, üniversitelerle etkin işbirliği ve yeni pazarlama stratejileri gibi başlıklar önümüzdeki dönemde daha sık konuşacağımız konulardan sadece birkaçı.

Özetle herkesin ortak noktada buluştuğu tespit ve beklenti: Tarımda yıkıcı değil yapıcı rekabetin öne çıktığı, sistematik ve bütünsel olarak her paydaşın içinde olacağı yeni stratejilere ihtiyaç var.

Bu çalıştay, Türkiye İş Bankası’nın tarım ve gıda sektöründeki gelişim ve değişim ihtiyacına konunun sadece finansman boyutuyla değil bütüncül açıdan baktığını ortaya koyuyor.

Tarım çalıştaylarından çıkacak sonuç raporları ve analizlerin önümüzdeki dönemde sektörün tamamına yol haritası niteliğinde olacağını düşünüyoruz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com