Advertisement

Cumhurbaşkanlığı Seçimleri “yurt içi gelişmelerle” sınırlı kaldığı sürece piyasa fiyatlamaları üzerindeki etkisi de sınırlı kalmaya devam edecektir. Ancak, eğer bu seçim süreci içerisinde Cumhurbaşkanı adayları “yurtdışı gelişmeleri de” seçim kampanyaları içine alırlarsa, piyasanın yön tayinininde daha belirleyici olan (ve aşağı yukarı %75’ini oluşturan) “dış gelişmeler” de bu dinamiğin içine dahil olur. Ve dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı seçimleri piyasa fiyatlamalarına daha fazla yansımaya başlar.

Burada söz ettiğim, yurtdışı gelişmeler neler olabilir?

    1) Demirtaş üzerinden Irak vurgusu: Irak’ın bölünmesi konusunun, dolayısıyla bölgesel Kürt yönetiminin referanduma giderek bağımsızlık ilanında bulunması. Eğer HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş, bu çerçevedeki gelişmeleri seçim kampanyasına taşır ise, Irak fiyatlamalara daha fazla yansıyabilir. Demirtaş’ın daha fazla taban oyu almak istediği bu dönemde, bu çeşit söylemleri seçim kampanyasında kullanma ihtimalini çok düşük buluyorum. Öte yandan, Irak’ta bölgesel Kürt yönetimine “Kürdistan Hükümeti” cinsinden yapılan vurgular, piyasa dinamiklerinde hassasiyet ve belirsizlik yaratma riski taşıyor.

    2) Erdoğan üzerinden Irak vurgusu: Irak’ta kaçırılan tır soförlerinin yurda geri dönmesinden sonra beklenen haberler arasında Musul’da kaçırılan elçilik çalışanlarının da serbest bırakılması. Erdoğan ve hükümet bu haberlerden olumlu etkileneceğinden, Erdoğan’ın bu konudaki söylemleri olumlu, ılımlı bir yansıma yaratır. Negatif piyasa etkisi yaratma ihtimali, bu konjonktüre bağlı kaldığı sürece neredeyse sıfır. Ancak bu konjonktür dışında, Erdoğan’ın Beyaz Saray ile Irak konusunda yapabileceği dış-politika işbirliği, ya da Irak konusuna herhangi bir şekilde Türkiye’nin müdahil olabileceği konusundaki haberler ise piyasa etkisini artıracaktır.

    3) İhsanoğlu Faktörü: CHP, MHP, DSP, DP ve BTP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun nasıl bir kampanya yürüteceği merak konusu.  Şu ana kadar, “toplum gerginlik istemiyor” söylemlerinde bulunan, Irak konusunda mezhep çatışmalarında ara bulucu tavırlarıyla dikkat çeken İhsanoğlu’nun toplumu birleştirici bir kampanya yürütme olasılığı çok yüksek. Bu durumda piyasa fiyatlamalarına olumsuz yansıma durumu düşük ihtimal.

Görüldüğü gibi, bahsedilen jeopolitik gelişmelerin Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde, piyasa fiyatlamalarına çok da olumsuz bir şekilde girmesi düşük ihitimal gözüküyor. Burada belirleyici olabilecek unsurun enerji fiyatları üzerinden gelmesi daha olası görünüyor.

    4) Enerji Bakanı Açıklamaları ve Tankerler: Piyasa, Bakan Yıldız’ı son dönemde Kuzey Irak petrolü ve Ceyhan Limanı’ndan Irak-Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (İKBY) petrolüyle doldurulan ve yola çıkan tankerler konusunda oldukça yakından izliyor. Şu ana kadar üç ayrı tankerin satışı gerçekleşti. Dördüncüsü yükleniyor. Bağdat’tan bağımsız olarak, İKBY’nin Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı aracılığıyla Ceyhan’a sevk ettiği petrol, Türkiye aracılığıyla buradan dünyaya ihraç edilmeye başlandı. Ceyhan terminali Türkiye’nin elinde tuttuğu önemli bir koz olarak görülüyor.

Bu konuya ilişkin gelişmeler, hükümetle, dolayısıyla Başbakan ile, dolayısıyla da Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan ile ilişkilendirileceğinden piyasa hassasiyeti taşıyor.

    5) IŞİD faktörü-Basra ve Terör: IŞİD bundan sonrasında Basra’ya el atmadığı sürece, petrol fiyatları üzerindeki riskin sınırlı olduğu konuşuluyor. Bu çerçevede, sınır komşumuzda bulunan “terör riski” Türkiye üzerinde bir tehdit oluşturma olasılığı taşıyor. Yatırımcı iştahı için endişe verici bir konu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hangi turda sonuçlanacağı ve AK Parti’nin Başbakan adayı olarak kimi göstereceği konuları da piyasaların yakından takip ettikleri konular. Çizdiğim çerçevedeki başlıklarla birlikte konunun değerlendirilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.  

Merve Hande Akmehmet