Advertisement

Türkiye'nin siyasal tarihinde bir yeni dönem başlıyor. İlk kez cumhur, sandık başına gidiyor ve cumhurbaşkanı kim olacak kendi belirliyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri  bizim için hiç bilmediğimiz bir suda yüzmek gibi bu sefer.  Kimi nasıl seçeceğiz bilmiyoruz. 2007 yılında yapılan bir değişiklikle birlikte artık cumhurbaşkanını cumhur seçiyor. Ağustosun 10'unda, yani neredeyse bir ay sonra seçime gidiyoruz ama bazı adayları tanımak için ya da bu seçimin nasıl yapılacağını anlamak için kulaktan kulağa oynuyoruz.

Bendeniz de naçizane; tarihte birlikte bir yolculuğa çıkalım, hem cumhurbaşkanları şimdiye kadar nasıl seçilmiş, hem de bundan sonra önümüzde nasıl bir süreç var bir göz atalım, hafızalarımızı tazeleyelim istedim.

Türkiye, yeni yönetim biçimiyle 29 Ekim 1923'te tanıştı. Monarşi yerini Cumhuriyet'e bıraktı ve hanedan tarih kitaplarının içine sıkıştı.

Cumhuriyetimizin kurucusu, bağımsızlığımızın mimarı; Mustafa Kemal Atatürk, yeni Cumhuriyet'in ilk Cumhurbaşkanı adayıydı. Ve 281 milletvekilinden oylamaya katılan 158'i Mustafa Kemal'i ilk Cumhurbaşkanı olarak seçti.

O zamanlar Cumhurbaşkanı 4 yıl için seçiliyordu.

1 Kasım 1927'de yapılan ikinci seçimde Atatürk, 316 millletvekilinin 288'inin oyu ile yeniden cumhurbaşkanı oldu.

Atatürk, 1931 ve 1935 seçimlerine de tek aday olarak girdi ve Çankaya'daki isim değişmedi.

Atatürk'ün ölümünün ardından 11 Kasım'da yeniden bir seçim yapıldı.
Her ne kadar Atatürk'ün hastalığı sırasında cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda tartışmalar yaşansa da cumhuriyetin önde gelenleri İsmet İnönü isminde mutabık kaldı. İsmet inönü, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. Cumhurbaşkanı olarak 399 milletvekilinden 348'inin oyunu olarak seçildi. Çankaya artık İsmet İnönü'ye emanetti.

1939 ve 1943 seçimlerinde de Meclis tek bir adayı oyladı ve İsmet İnönü cumhurbaşkanı olarak meclisten tekrar tekrar onay aldı.

5 Ağustos 1946'daki seçimler, Cumhuriyet tarihi için bir ilke sahne oldu. Yeni yeni çok partiyle tanışan Türkiye'de İlk kez birden çok aday cumhurbaşkanlığı için yarıştı. İnönü'nün karşısında Kurtuluş Savaşı'nın bir başka efsanesi; Mareşal Fevzi Çakmak vardı. Bir diğer aday ise Yusuf Kemal Tengirşek'ti.

İnönü 388, Demokrat Parti'nin adayı Fevzi Çakmak 59, Yusuf Kemal Tengirşenk ise 2 oy aldı. Ve Cumhurbaşkanı yine değişmedi.

1950 seçimleri ise hem iktidarı hem de cumhurbaşkanını değiştirdi. 22 Mayıs 1950'de 487 milletvekilinin 387'sinin oyunu alan Celal Bayar ilk turda seçilerek 3. Cumhurbaşkanı oldu.

Bu tarihten sonra Türkiye'nin siyasi tarihi açısından hiç bir şey artık eskisi olmayacaktı. Defalarca kez, demokratik yaşam kesintiye uğrayacaktı.

1954 ve 1957 seçimlerinde de tekrar seçilen Celay Bayar, takvimler 27 mayısı gösterene kadar cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturdu. 27 mayıs'la birlikte Celal Bayar için Yassıada süreci başlarken dönemin genel kurmay başkanı Cemal Gürsel, 26 Ekim 1961'de yapılan seçimde 638 milletvekilinden 434'ünün oyuyla 4. Cumhurbaşkanı oldu.

Cemal Gürsel'in hastalık nedeniyle görevini bırakmak zorunda kalması üzerine bir başka genel kurmay başkanı Cevdet Sunay, ilk turda seçilerek Çankaya Köşküne çıktı.

Ve ardından 12 Mart muhtırası ile Türkiye'de taşlar yeniden yerinden oynadı. Pek çok sey gibi siyasette de kökten değişimler yaşandı.

6 Nisan 1973'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir denizci tam yol ileri dedi. Sürpriz bir isim Oramiral Fahri Korutürk kaptan köşküne gecti.

O seçimlere genel kurmay başkanlığından cumhurbaşkanlığına aday olmak için emekliliğini isteyen, ve kontenjan senatörü olarak atanan Faruk Gürler de aday olmuştu. Ama seçim sonuçları genel kurmay başkanları geleneğinin bozulduğunu gösterdi.

1980 yılı ise tam anlamıyla krizin adı oldu. Korutürk'ün görev süresinin bitmesine rağmen Meclis yeni Cumhurbaşkanını bir türlü seçemedi.

12 Eylül 1980'de Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu. Askıya alınan demokrasi, kapatılan meclis, ve partiler.. Türkiye tarihine kara bir leke olarak damgasını vuran darbe!  

12 Eylül darbesiyle bir ilke daha imza atıldı. Dönemin genel kurmay başkanı Kenan Evren, Cumhuriyet tarihinde hiç olmayan bir uygulamaya imza attı ve referandumla hem yeni Anayasa'yı hem de Cumhurbaşkanlığını Yüzde 91,37'lik oranla halka kabul ettirdi. 82 anayasası cumhurbaşkanının görev süresinde bir değişiklik yapıyor ve 7 yılda bir seçilmesini de karar baglıyordu.

Orgeneral Kenan Evren yıllar sonra lideri olduğu darbe nedeniyle yargılanacak ve 96 yaşında rütbesi "Er" olacaktı.

Evren'in görev süresinin dolduğu 1989'daki seçimler son yılların en beklendik sonucunu ortaya koydu. Hiç bir sürpriz yaşanmaksızın dönemin Başbakanı Turgut Özal aday oldu ve partisinin desteğiyle üçüncü turda 263 oyla seçildi.

Böylece, epeyce uzun bir aradan sonra cumhurbaşkanlığı koltuguna ilk kez bir sivil oturdu. Bu tarihten sonra da koltuk hep sivillerin olacaktı.

Özal'ın ölümü sonrası Meclis bir kez daha bir başbakanı Çankaya Köşkü'ne gönderdi. Süleyman Demirel, 3. turda 244 oyla seçilerek 9.Cumhurbaşkanı oldu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer, koalisyon ortaklarının adayı olarak 3. turda 330 oyla seçilerek 5 Mayıs 2000'de yapılan seçimlerde 10. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşk'üne çıktı.

2007 yılında yasada yapılan bir değişiklikle birlikte cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve gorev süresinin 5 yıl olması karar bağlanırken cumhurbaşkanı son kez meclis tarafından seçildi. Cumhurbaşkanı seçimi, 29 Ağustos 2007 tarihinde yapıldı. Abdullah Gül, 3. turda aldığı 339 oyla Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı oldu. Ancak yasa değişikliğinin ardından yapılan bu seçimler 11.Cumhurbaşkanının görev süresinin kaç yıl olacağına ilişkin tartışmaları da beraberinde getirdi.

Şimdi sıra geldi 12.Cumhurbaşkanının seçilmesine... Bu sefer halk sececek. 3 Aday var karşımızda biri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, diğeri yine bir siyasi figür Selahattin Demirtaş ve 6 siyasi partinin desteğini arkasına alan çatı aday Ekmelettin İhsanoğlu...

Bu bir ay içinde çok şey konuşuruz daha. Mal varlıklarından tutun da aile yaşantılarına, akrabalarından, eş dostlarına, hatta akşam hangi yemeği yiyip hangi diziyi izlediğine kadar çok konuşur tartısırız...

İyice alevlenmeden seçim meydanları, her gün miting takip etmeye başlamadan önce bakalım istedim, kimler geldi, kimler geçti...