Advertisement

Aslında size milyar dolarlık rakamlardan, ihracattan, ithalattan, rezervlerimizden, zenginliklerimizden, ekonomiye kattıklarından, yarattığı istihdamdan bahsetmek isterdim. Bir bayram havası, gerçek bir kutlama sunmak isterdim Utanç duymadan yüzlerine bakabilmek isterdim. O karaya boyanmış yüzlerine Öpmek isterdim simsiyah ellerinden

Ama nasıl?
5 Bin madenci şehit olmuş. Kaderin kotu bir oyunu ki, son yaşanan maden faciasında kaybettiğimiz madencilerimizin cansız bedenlerine 4 Aralık Dünya Madenciler Gününde ulaşılıyor

Evine ekmek götürmenin, girdiği madenden çıkıp çıkamamanın telaşında her gün aileleriyle sevdikleriyle vedalaşmanın, helalleşmenin travmasının gölgesinde bir yaşam hayal edebiliyor musunuz? Her gün güneşten uzak yaşamak nedir bir fikriniz var mı? Daha 3 gün önce 2.800 madencinin işine son verildi. Dünya madenciler günü’nden 3 gün önce

İş güvenliği konuştuk okuduk günlerce ama yine bir facianın ardından
Zamanında alınmayan önlemleri konuştuk. Ki o önlemler hala alınmadı.
Kıyasladık dünyanın bütün madenleriyle
Fıtrat sorguladık
Ama aslında
baktık ki bağlantı yok. Öngörülebilir riskleri bertaraf etmek için maçı önceden oynamakta tüm mesele

4 Aralık Dünya Madenciler Günü düzenlenen Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’na Almanya ve Avustralya’dan katılan iş güvenliği uzmanları Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok dercesine açıklamalar yapmış. “Kazalara doğa değil insanlar neden olur” diyorlar., “Engellenemeyecek kaza yoktur”  kazalardan ders çıkartmak gerek işte tum mesele bu diyorlar

Biz ne yapıyoruz peki
Biz efsun’a inanıyoruz
.

Takip eden bilir; severim ben mitolojik hikâyeleri. Madencilikle ilgili efsaneler bile öylesine içine işliyor ki insanın...
Ya sarıyor sarmalıyor maden
Ya da sonu oluyor bir nefesin...

Bir  rivayete göre babasının gazabından kaçarak, bir mağaraya sığınan ve madenciler tarafından korunan Santa Barbara’ya adanmış 4 Aralık Bu tarihte yerleşmiş madene. Madenciler, onu bir azize olarak kabul etmiş
Tesadüf de odur ki hikaye bu topraklarda geçmiş

St. Barbara Roma İmparatorluğu’nun Bitinya Vilayeti‘nin merkezi olan Nicomedia‘da - İzmit‘te yaşamış Soylu ve varlıklı bir bürokratın kızıymış. Baba gaddar!!! Güzeller güzeli kızına yapmadığını bırakmamış kulelere kapatmış, öldürmeye kalkmış, yargılatmış, zindanlara atılmasına da neden olmuş, kırbaçlanmasına da Ancak Dünyanın işkencesini çeken Barbara’da işkencelerden hiçbir iz kalmadığını hayretle gözlenmiş, hatta bir seferinde, gaddar baba öz kızının başını vurmak üzere keskin kılıcını havaya kaldırdığında, gökten inen bir yıldırımla kendi yanarak yok olmuş

Madenciler, Barbara’nın mucizelerini gördükçe, işkencelere direnişini, ölüme dahi meydan okuyuşunu, mucizenin adı olusunu; onu bir azize ilan etmişler. Azizelerini o gün bugün MÖ 230’dan beri anar sürekli tehlike altında yaşadıklarından onun koruyuculuğuna ihtiyaç duyarlarmış Hatta gel zaman git zaman sadece madenciler değil, tüm tehlike altında çalışan meslek grupları sahiplenmiş Santa Barbara’yı...

Yani uzun lafın kısası St. Barbara koruyor gücü yettiğince bizim yeraltında çalışan canlarımızı