Advertisement

Piyasalar son 2 yıldır Fed’in ne zaman faiz artıracağı konusunda çok tedirgin. Ha bugün ha yarın, diye diye neredeyse 2 yılı aşkın bir süre geçirdik. Faiz artışından ilk bahsedilmeye başlandığında Fed Başkanı Ben Bernanke idi.

22 Mayıs’ta yaptığı konuşma 2013 yılının en sert türbülanslarından birini yaratmıştı. Her ay gerçekleştirdikleri 85 milyar $'lık ilave tahvil alımını sonlandırabileceklerini söylediği konuşmanın ardından tüm dünyanın bu denli sarsılmasını kendisi de beklemiyordu herhalde. Nitekim ardından ciddi bir iletişim politikası kullanılarak piyasalar rahatlatıldı. Ve faiz artışının zamanlaması tartışılmaya başlandı. Ardından sözcüklerle oynamaya, ne dendiğine değil, ne denilmeye çalışıldığına yoğunlaştık. Sabırlı idi, sabırsız değil idi, makul süre idi, yakın bir zamanda idi, verilere bakıyoruz idi... Böylece geçti iki yıl.

Sonra bir yandan Yunanistan'ın battığının açıklanıp açıklanmayacağı ile kafa yoran piyasaların gündemine sayısız kere jeopolitik riskler, yaptırımlar, soğuk savaş, zaman zaman sıcak temas halini alan çatışmalar girdi çıktı. Ama Fed hiç eksik olmadı. Derken birkaç farklı seçim ile Türkiye zaman zaman, küresel piyasalardan ayrışmalar sergiledi.

Şimdi kendi iç dinamiklerimizi bir yana bırakıp, Fed’in faiz artırımının piyasalar açısından daha önce nasıl fiyatlandığına bakalım. Şu an aktif olarak alım satım yapan arkadaşlarımızın pek çoğu ilk kez ABD'nin faizleri artırabileceğini görecek ve ilk kez karşılaştıkları bu süreci fiyatlayacaklar. Dolayısıyla bazılarımız için hafıza tazeleme olan bu yazı, bazılarımız içinse geçmişten gelen siyah beyaz bir fotograf...

 

İlk grafik bize aslında Fed’in faiz artırımının, Borsalar açısından o kadar da korkulacak bir şey olmadığını göstererek derin bir nefes aldırabilir. Fed’in 2004 yılından başlayarak kademeli olarak faizleri %5'lerin üzerine çektiği dönemin gelişmekte olan piyasalara yaradığı aşikâr.

BIST 100 de benzer şekilde, gelişmekte olan piyasalara paralel bir seyir izleyerek,%200'ün üzerinde prime imza atıyor. Aslında bu pek de sürpriz bir gelişme değil. Faiz artırmanın ana gerekçesi büyüyen ve ısınan ekonomiyi bir miktar rahatlatmaktır. (Bizim gibi paranın değerini korumak, cari açığı çevirmek, ülkeye para girişinin devamını sağlamak zorunda olan ülkelerde farklı gerekçelerle faiz artırılabilir bu kısım ayrı.)

Büyüyen ve ısınan bir ekonomide firmaların da performanslarını arttırmaları, kar etmeleri ve bu karlarını yatırımcılarla bölüşmeleri, kendilerine yatırım yapmak için hisse senedi piyasaları üzerinden alıcı bulmaları akla çok mantıklı geliyor. Bu yolla öncelikle yükselen ABD piyasaları, tüm dünyayı her zaman olduğu gibi peşinden sürüklemiş ve piyasalarda yükselen o trend kanalının içinde kendilerini bulmuşlar.

Fed’'in yeniden faizleri arttırmaya başlamasıyla birlikte geçmiş tekerrür eder mi? Bu soruya cevap vermek çok zor. Çünkü o günkü dünya ile bugünkü birbirinden çok farklı.

Zira yadsıyamayacağımız bir Avrupa krizi, sürekli parasal genişleme yapan bir Uzak Doğu var. Çin mevzuuna hiç girmiyorum. Hangi saikle hangi işlemin yapıldığını, yatırımcı çoktan kaçırdı. Sonrası malum; tüm dünya patlayan balonlardan, krizin ne kadar derinleşebileceğinden, krizi aşmak için neler yapılması gerektiğinden bahsetmeye başladı. FED faizleri indirmeye başladı. Merkez Bankaları eliyle piyasalar paraya boğuldu. Parasal genişlemeler numaralandırılmaya başlandı. Bu süreçte, piyasalar Lehman Brothers ismini ezberledi, peş peşe çok büyük firmaların battığına tanık oldu. Şirketleri hatta ülkeleri; batacak ve batmasına izin verilemeyecek kadar büyük olarak ikiye ayırmaya başladı. Sınırsızca parasal genişlemenin yapıldığı, rekor düşük faiz oranları ile yol alındığı uzunca bir süre de bu kısır döngüden çıkılamadığı bir döneme merhaba, dendi.

Grafik 2 ise bize aynı dönemdeki kur hareketlerini gösteriyor. Doların TL karşısında 2 yıl içinde sadece, %13 primlendiğini görüyoruz. Bu süreçte elbette iç dinamiklerin de etkili olmadığını düşünmek anlamsız olur. Ancak
paranın yani doların, faizlerin artması ile birlikte kendi ülkesine dönmesi beklemek son derece doğaldır. Fed, yeniden faizleri arttırmaya başladığında yine benzer bir süreç yaşanması olasılığı masada duran oldukça güçlü bir ihtimal. Üstelik şu ara yaşadığımız koalisyon tartışmaları, ha kuruldu, ha kurulmadı dediğimiz hükümet ve elbette masadan bir türlü kaldıramadığımız erken seçim, dövizi tetiklemeye devam ediyor.

Albümün tozlu sayfalarının arasından çıkan siyah beyaz fotograf böyle, bakalım piyasaların yeni çekeceği renkli fotograf nasıl olacak?