Advertisement

Forex yatırımcısına birkaç tavsiye...

Fed faiz artırmaya başladı, o nedenle deniliyor ki “Dolar evine dönüyor.”

Ben durumu “geri dönüş” olarak tasvir etmenin yanıltıcı olduğu görüşündeyim. Çünkü Borsalar, tahvil fiyatları, emtia fiyatları, vesaire düşünce küresel servet stoku eriyor. Yani, evine dönmeye çalışan para önemli ölçüde yok oluyor. Unutmayalım konuştuğumuz şey fiziksel para değil kaydi para, yani borç. O nedenle gelirkenki kadar Dolar dönemiyor ve dönen de Fed kasasına dönmüyor. Bu duruma, parasal genişleme dönemine kıyasla azalmış bir tutar üzerinden küresel mahsuplaşma demek lazım. Ve dönüş bir defalık ve tek yönlü bir hareket değil. Giden, kümülatifte daha küçük bir tutar olarak daha düşük yeni fiyatlarla tekrar dönebiliyor, sağa sola sapabiliyor.  

Paranın önemli bir kısmının Forex piyasalarında yok olduğu malum. Çünkü işlemler kaldıraçlı. Dahası, duygusal önyargılar, gerçekle yüzleşmekten kaçınmalar, kararlardaki mantıksal tutarsızlıklar vb. nedenlerle sürünün istikametini kestirmenin giderek zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ekonominin ve finansın bilinen doğrularının bizi yanıltabildiğine, bu doğrulara göre açtığımız pozisyonlarda para kazanmayı beklerken kaybetmenin çok sık başımıza geldiğine şahit oluyoruz. “Aksine bahis” (bet on contrary) türü yatırım stratejilerini pek sık okur olduk.
Soru şu: Ne yapmalı, ne yapmamalıyız?

Kişisel tecrübem şöyle: Forex piyasalarında kazananlar profeyonel oyunculardır. Kaybedenlerse; ümit ya da sezgilerine göre pozisyon açan ya da kapatan; kararlarını duygularının yönlendirmesine izin veren yatırımcılardır.

Warren Buffet’ın dediği gibi yatırım netice itibariyle bir varlığı fiyatı düşükken satın almak yüksekken satmaktır. Önemli olan, neyin fiyatının ne zaman düşük ne zaman yüksek olduğunu bilmektir. Parasal genişleme dönemine göre düşük olan fiyat, normalleşme dönüminde çok yüksek olabilir. Dikkatli olmak lazım.

Forex piyalarasında kazanmak da vardır kaybetmek de. Tek seferde zengin olmak ya da “vole vurmak” isteyenler, bu piyasanın çukurlarına düşer, yem olurlar.

Sınırını bilmeyen ya da koyduğu sınırı aşan, kendine söz geçiremeyen insandır. Profesyonel oyuncular genelde düzenli olarak kazanırlar. Çünkü kendi duygularının, hatta doğrularının esiri olmaz, değişen koşulları görür ve çabucak adapte olurlar. Stratejik düşünür, gerçekle çabuk yüzleşir, tek seferde büyük paralar kazanmanın hayaliyle hislerinin mantıklarının üzerine çıkmasına izin vermezler.
 
Forex piyasalarında yatırım yaparken unutmamamız gereken şey şudur: Algoritmalar vesaire de olsa makine ile oynamıyoruz! Yani bir şey alırken ya da satarken, görmesek de karşımızda bir makine yok, aklı ve duyguları olan bir insan var. Karşımızdaki insan para kazanacağını düşünerek bizimle tam aksi yönde pozisyon açıyor, yani bizim aklımıza karşı bahis oynuyor!

Karşımızdaki insanın bizim bildiğimiz ya da akıl ettiğimiz şeyi düşünmediğini ya da akıl edemediğini varsaymak, profesyonelce bir davranış değildir.

Biz alırken başkaları neden satmak istiyor?
Bu sorunun ve tersinin cevabını her pozisyonda düşünmek zorundayız.
 
Şöyle düşünmeliyiz: Acaba karşımızdaki insan bizim bilmediğimiz ya da hesaba katmadığımız neyi biliyor?

Risk, kararınız yanlış olduğunda ne kadar para kaybedeceğinizin bir fonksiyonudur. Riskinizi mantığınızla hedge edebilirsiniz, hisleriniz ya da sezgilerinizle değil. Kendi aklı ve pozisyonu için “zarar durdurucu bir sınır belirlemek” işin esasıdır.

Forex yatırımcısı için zor olan, pozisyon açarkenki kararının yanlış olduğunu kabul edecek tutar ve zamana karar vermektir. Bunu, teminat tamamlayamadan pozisyonun otomotik olarak kapanması gibi (margin call yemek) acı bir tecrübe yaşamadan kesin olarak bilmek mümkün olmadığı için, her pozisyonda kendimize zarar durdurucu bir seviye belirlemek zorundayız. Elbette “ya hep ya hiç diyerek” vole peşinde değilsek.

Duygusal önyargılar baş belasıdır ve birçok yatırımcıya yapması gerekenin tam tersini yaptırırlar. Misal:

Alım yapılması gereken zamanda satım yaptırırlar.
Tekrar düzelir umuduyla kaybeden pozisyonun tutulmasına neden olurlar.
Gerçekle yüzleşmek yerine, kaybeden pozisyonda aynı yönde daha fazla posizyon açtırırlar.
Kazanan pozisyonun hemen kapatılmasına yol açarlar.

Duygusal önyargılarına göre pozisyon açan yatırımcılar çoğu zaman kaybederler. Duygusal önyargılar, yatırım kararımızın doğruluğuyla alakası pek zayıf olan şeylere büyük önem atfetmemize neden olurlar.
Duygusal önyargılar, kendimizi platformun en zeki insanı olduğunu sanmamıza yol açarak mantığımızı bloke eder ve karar süreçlerimizin mantıksal tutarlılığını zayıflatırlar.

Yatırım kararlarında kesinlik yoktur. Her zaman olasılık vardır. Her işin başı sabırdır.
Gerçekle yüzleşmekte gecikenler ve kendine söz dinletemeyenler, neyin fiyatının ne zaman düşük, ne zaman yüksek olduğunu çoğu zaman şaşırır ve kaybederler.