Avrupa Birliği'nin (AB) ekonomi şefi, bazı ülkelerden masada bulunan taslağa yönelik muhalif seslerin gelmesine rağmen, topluluk ekonomilerinin koronavirüsün neden olduğu resesyondan çıkmasına yardımcı olabilmek için hazırlanan 750 milyar euroluk (850 milyar dolar) paketin anlaşmasının Temmuz ayında imzalanabileceğini kaydetti.

Liderler AB'nin icra organı Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve bölge ülkelerine 500 milyar euroya kadar hibe ve 250 milyar euroya kadar kredi sağlamayı içeren planı yakında tartışmaya başlayacak. Yürürlüğe girmesi için halen AB hükümetlerinin onayı gereken program, topluluk için daha derin bir finansal entegrasyona yönelik önemli bir adım olan ortak tahvil ihracı yoluyla fonlanacak.

AB'nin Ekonomik İşlerden Sorumlu Komiseri Paolo Gentiloni, Bloomberg TV'ye yaptığı değerlendirmede, blok'un 27 liderinden oluşan organı işaret ederek, "Avrupa Konseyi'nin anlaşmasının Temmuz ayında imzalanmasının mümkün olduğunu düşünüyorum," dedi. Gentiloni, Almanya'nın 1 Temmuz'da birliğin dönem başkanlığını devralmasının paket konusunda anlaşmaya varılmasına yardımcı olacağını sözlerine ekledi.

Bazı ülkelerin komisyon'un teklifine ilişkin bazı itirazlarda bulunması, ortak zemin aranması çabaları dahilinde, önümüzdeki haftalarda sıcak tartışmaların olacağını işaret ediyor. Bütçe konusunda titizliği ile bilinen Avusturya, Danimarka, Hollanda ve İsveç gibi hükümetler, ilerideki geri ödemeler sırasında kendi vergi mükelleflerinin zarar görmelerini istemiyorlar ve bu hükümetlerin paketteki toplam büyüklük ve kredilerin hibelere oranı gibi farklı konularda mücadele vermeleri bekleniyor.

Taslağa İtirazlar Geliyor

Finlandiya hükümeti Perşembe günü yaptığı açıklamada, toparlanma fonunun mevcut halini kabul etmeyeceklerini ve hibe miktarının azaltılması ve kredi payının artırılması ve aynı zamanda sürenin de azaltılması gibi değişiklikleri görmek istediklerini kaydetti.

Tüm bunlar karşın Gentiloni uzlaşmaya varılabileceğini kaydederek iyimserliğini koruyor.

Gentiloni, "Kimseyi kapıyı çarpıp çıkmadı," dedi ve "Üye ülkelerin çoğunluğu müzakere pozisyonunda ve bunun birlik içinde nasıl işlediğini biliyor. Müzakere pozisyonu anlaşmayı getirir" dedi.