Deutsche: Türkiye'de reel faizler bu yıl ilk kez pozitif bölgeye geçti
Deutsche Bank'ın araştırma raporunda TCMB'nin sıkılaştırmacı adımlarına devam ettiği ve reel faizlerin bu yıl ilk kez artıya geçtiği belirtildi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti (AOFM) için Pazartesi önemli bir gün oldu. 29 baz puan ile yılbaşından bu yana en güçlü üçüncü günlük artış gerçekleşerek, reel faizler 2020'de ilk kez pozitif bölgeye geçti. AOFM yüzde 11.93'e yükseldi.
Sıkılaştırmanın net bir şekilde doğru yöne doğru ilerlediği ve muhtemelen piyasa katılımcılarının beklediğinden hızlı bir şekilde gerçekleştiği belirtilen Deutsche Bank araştırma raporunda, reel faizlerin diğer gelişen piyasalarla kıyaslandığında hala düşük olduğuna dikkat çekildi.
TCMB hangi zorluklarla karşı karşıya?
Deutsche'nin raporunda ortalama fonlama faizindeki son yükselişin kısa vadeli para politikasında bazı önemli sonuçları olduğu belirtildi. Ortalama fonlama faizi mevcut durumda ana fonlama aracı olarak kullanılan yüzde 11.75'lik gecelik fonlama faizinin üzerinde bulunuyor. Bu MB'nin piyasayı sadece gecelik borç verme faiziyle fonlayarak likiditeyi daha fazla sıkılaştıramayacağı anlamına geliyor. Merkez'in ya uzun vadeli repo ihaleleri (Mevcut durumda yüzde 13'ün üzerinde) düzenlemeye devam edeceği ya da yüzde 13.25'lik geç likidite penceresine (GLP) geçmek durumunda kalacağını belirten Deutsche'ye göre MB, ortalama fonlama faizinde en azından gelecek haftaki politika toplantısına kadar daha kademeli bir artışa gidebilir.
Bankanın likidite sıkılaştırmasında eğrinin gerisinde kaldığı ve aktif bir yaklaşımdan ziyade tepkisel bir yaklaşım benimsediği eleştirilerine karşın TCMB'nin sıkılaştırmaya gittiği belirtilen raporda, bununla birlikte piyasanın doğrudan resmi faizi artırmak yerine mevcut çerçeveyi zorlayarak "arka kapıdan sıkılaştırma" yapılmasını beğenmediği ifade edildi. Ancak raporda, tüm bunların doğru olmasına karşın TCMB'nin son dönemdeki para politikası adımlarının oldukça etkileyici olduğuna ve kredibiliteyi artırdığına dikkat çekildi.
Raporda, "Bunları yapısal olarak Türk yerel varlıkları için pozitif görüyoruz." dendi ve nedenleri sıralandı:
1. TCMB Eylül ayında her üç faizde de 200 baz puan artırıma gitmesinin ardından sıkılaştırmaya devam etti. Ortalama fonlama faizi toplantıdan bu yana 130 bp arttı. Temmuz ortasından bu yana toplam 460 bp artış oldu. Bunun temel nedeni süregelen zayıf kur olmakla birlikte piyasa beklentisi kademeli sıkılaştırmanın devam edeceği yönünde.
2. Katılımcıların yüzde 13.0 üzerinde faiz ödemeye istekli olduğu uzun vadeli repo ihaleleri (Miktar sabit, faiz alıcı tekliflerine göre değişiyor) düzenleyerek, TCMB onshore faizleri gelecek haftalarda yüzde 12'nin çok üzerine çıkarmaya niyetli olduğunu gösterdi. Bu da sadece gerçekleşen reel faizi değil, kısa vadeli reel faizleri de pozitif bölgeye çekebilir.
3. TCMB zorunlu karşılıklara ödenen faiz/nema oranlarını 200 bp artırdı. Geçen hafta ise bir haftalık TL swap faizini 150 baz puan artırarak yüzde 11.75'e çıkardı. Küçük adımlar olsa da, bankanın likidite sıkılaştırması için istekli olduğunu gösteriyor.
TCMB'nin çoğu beklentiye karşın sıkılaştırmaya devam ettiği ve bunun yerel varlıklar için destekleyici olarak görülmesi gerektiği vurgulanan raporda, ancak bunun sadece MB ile ilgili olmadığı, Türkiye'de piyasa güveni açısından jeopolitik gerginlikler, turizmin az olması ve doğrudan yabancı yatırım olmaması ve ekonomik zorlukların yerel varlıkları baskılamaya devam etmesi gibi diğer faktörlerin de önemli oluğunun altı çizildi.
Deutsche'nin uzmanları raporda şu şekilde devam ediyor:
Bazıları bizimle aynı fikirde olmayabilir ve TCMB'nin acil faiz artırımına gittiği ve reel faizleri 700 baz puana çıkardığı 2018'i işaret edebilir. Ancak biz görüşümüzü koruyoruz ve TCMB'nin geç olsa da harekete geçtiğini düşünüyoruz. Elbette daha agresif bir hamle tercih edilirdi. Ancak bununla birlikte son sıkılaştırma temposu etkileyici. TCMB'nin faaliyet gösterdiği zorlayıcı ortamı da unutmuyoruz. Jeopolitik gerginlikler arttı. Aynı zamanda Türkiye Kovid-19 ve ekonomik stresin ikiz tehdidi altında. Şimdi dördüncü çeyrekte turizmin de yokluğu, yıl sonuna doğru artan işsizlik ve -makro dengesizlikleri azaltmak için gerekli olsa da- kredi büyümesindeki sert düşüş ekonomik toparlanma üzerinde baskı oluşturacaktır.
Sırada ne var?
Deutsche'ye göre TCMB'nin daha fazlasını yapması gerekiyor. "Yapısal görüşümüz değişmedi. AB yaptırımları ve yüksek yurt içi fiyat baskısıyla ilgili belirsizliğin hala yüksek olduğu dikkate alınırsa, bize göre daha fazla sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulduğuna şüphe yok." denen raporda, ortalama fonlama faizinin yüzde 1.5 - yüzde 2'lik makul bir reel faizi korumak için dördüncü çeyrekte en azından yüzde 13.50 seviyesine çıkması gerektiği savunuldu.