Advertisement

Financial Times Başyazarı Martin Wolf Davos’ta Bloomberg HT’ye konuştu.

Zirvede değerlendirmede bulunan Wolf, 3 yıldır belirsizlikler içinde yaşadığımızı ve bu durumun halen devam ettiğini söyledi.

Wolf, “Başka şoklar olmadığını varsayarsak, bu yılın sonunda ekonomiler yeniden büyümeye başladı ve en kötüyü geride bıraktık. Enflasyon düşüyor ve hızlı düşüyor gibi görünüyor. Altta yatan enflasyon da tam net değil ama ABD haricinde işgücü piyasaları için endişe verici gibi durmuyor. Bu şartlar dahilinde faiz oranları kesinlikle yukarı çıkacak bu yılın ortalarında tepe seviyeyi bulmuş olacak. Yılın sonuna doğru düşer mi bunu bilemiyoruz” dedi.

Enflasyon beklentilerini de paylaşan Wolf, “ABD tarafında yüzde 5 seviyesine gelecek ve Avrupa için yüzde 3-4’ün çok üstüne çıkmayacak. Ben bunun da alt tarafında olur diye düşünüyorum. Çin’in bile toparlanma hikayesi var ki asıl büyük hikaye bu, enflasyon baskılarını da bu ortadan kaldıracak, enerji fiyatlarını etkileyecek” diye ekledi.

S4 Capital Yönetim Kurulu Başkanı Sir Martin Sorrell Davos Zirve’sinde Bloomberg HT’ye konuştu.

Zirve hakkında değerlendirmede bulunan Sorrell, bu senenin temasının doğru mesaj olduğunu söyleyerek, eskiden ekonomilerin gelişmesinin sınırsız olduğunu ama şimdiki dünyanın bölünmüş ve parçalanmış olduğunu, iş dünyasında aktörlerin hangi ülkede çalışacağını dikkatli seçmesi gerektiğini söyledi.

Sorrell, “Kuzey ve Güney Amerika çok fazla fırsat sunuyor. Yüksek teknoloji Kuzey Amerika’da işe yarayacak. Orta Doğu yüksek enerji fiyatlarında daha etkili olacak. Burada yapılan yorumların birçoğu şunu gösterdi ki merkez bankaları yılın ikinci yarısında tekrar enflasyonunun yükselmesini bekliyor.

Avrupa çok zorlu bir coğrafya. Özellikle savaşla birlikte uzun bir dönem bu durum devam edecek gibi gözüküyor. Putin’in geri adım atacağını düşünmüyorum. Zelenskiy’nin de geri adım atacağını düşünmüyorum. Şimdi demek ki Avrupa’yı çevreleyen güvenlik meseleleri oldukça yoğun geçecek” dedi.

Türkiye ve bölge ekonomileri hakkında da değerlendirme bulunan Sorrell, “Eğer bir şirketin yönetim kurulunda olsaydım ve eğer birisi bana Türkiye’ye ciddi bir yatırım yapmak istiyorum aynı zamanda Romanya, Polonya, Çekya, Slovakya ve de Ukrayna'da yatırım yapmak istiyorum derse çünkü Ukrayna'nın yeniden inşa edilmesi gerekiyor, hizmet sektöründe insanlarla sermaye yoğun bir yatırım yapacaksak tabii ki nelere bakarız; işte yargının hukukun üstünlüğüne ve belirliliğe ve ekonomiye bakarız. Belirsizliğin en az olmasını isteriz ama o bölgede belirsizlikler oldukça fazla bu da işleri zorlaştırıyor" diye ekledi.

Son olarak Sorrell, “Avrupa da resesyon riski var ama bunun bazıları kadar derin olmadığını söyleyeceğim. Minimal büyüme olabilir ılımlı bir kış geçiriyoruz gaz depolaması da yaptık bir dahaki yıla da bu devam edebilir. Bir dahaki yıl kış bu kadar ılımlı geçmeyebilir Avrupa’daki zorluklar çok belirgin” dedi.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper Davos Zirvesinde Bloomberg HT’nin sorularını cevapladı.

Alper, küresel sorunlara çözüm bulunamadığını artık aksiyona geçilmesi gerektiğinin altını çizerken, Sabancı Holding’in yeni yatırımlarından bahsetti.

Zirve hakkında değerlendirmede bulunan Alper, “Dünya, küresel ölçekte enerji krizi, enflasyonist baskılar, gıda krizi, resesyon gibi sorunlar yumağı içerisinde. Parçalanmış bir dünyanın geleceğini tasarlamak Davos’un ana gündemi. Demek ki geçtiğimiz 5 yılda dünyanın kompleks sorununa sonuçlarına kalıcı çözümler üretemedik. En büyük beklentim artık söylemden aksiyona geçtiğimiz yol haritalarımızı belirlediğimiz ve uyguladığınız bir dönem olmasıdır. Tedarik zincirlerinin dönüşmesi Türkiye için bir fırsat. Türkiye’nin coğrafi avantajı devam ediyor. Rekabet için öngörülebilirlik en önemli kriter. Türkiye dünyanın temiz enerji üretim merkezi olabilir. Türkiye enerji ve sanayi alanında fark yaratabilir” dedi.

“Sürdürülebilirliğe yatırım yapıyoruz”

Holding hakkında değerlendirme bulunan Alper, yeni dönemde yapacakları yatırımların altını çizerek şunları söyledi:

“Yeni bir iklim teknolojileri şirketi kurduk. Yurt dışı enerji yatırımlarına başladık. Önümüzdeki dönem iklim ve malzeme teknolojileri ile dijital teknolojilere ağırlık vereceğiz. Sürdürülebilir alanlara yön veren şirketlerden olmak istiyoruz. Yeni dönem yatırımları dünya ölçeğinde hayata geçirmek için hazırız. Önümüzdeki 20-25 yılda dünyayı şekillendiren sürdürülebilirlik etrafında oluşacak yeni teknolojiler olacak. Biz de Türkiye olarak ya bunun müşterisi konumunda olacağız ya da bunu şekillendiren dinamiklerin içerisinde olacağız. Sabancı Holding olarak burada şekillendiren oyun kurucu sıfatıyla yer almak istiyoruz ve yatırımlar yapıyoruz.”

"Hisse geri alımlarında hedef iskonto oranını aşağı çekmek"

Alper özel söyleşide holdingin geri alım programı ve temettü dağıtımıyla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Alper “Önümüzdeki 5 yılda son 5 yılda yaptığımız yatırımın iki katını yapacağız. Bunların yüzde 25’ini mevcut işlerimizi büyütmek ve korumak için yapacağız. Yüzde 75’i de bahsettiğim alanlarda yapacağız. Yatırımlar için paramız ve borçlanma kabiliyetimiz var. Hisse geri alım programımızla hissemizi destekliyoruz. Sabancı Holding şirketlerimizin değerlenmesinin süreceğini düşünüyoruz. Hedefimiz iskonto oranını aşağı çekmek. Temettü politikasında bu sene de yüzde 5-20 bandında bir dağıtım yapacağız. Bazı şirketlerimizde enflasyon muhasebesi sonuçlarımızı geri çekiyor” dedi.

İngiliz uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam'ın yayımladığı raporda büyük kâr elde eden gıda şirketlerinin ek gelir vergisi ödemesi gerektiği belirtildi.

Oxfam'ın İsviçre'nin Davos kentinde bugün başlayacak Dünya Ekonomik Forumu toplantısından önce yayımlanan raporuna göre, enflasyonun yükselmesiyle büyük kâr elde eden gıda şirketlerinin, küresel eşitsizliği azaltmaya yardımcı olmak için ödedikleri vergilerin artırılması gerektiği bildirildi.

Raporda, dünyanın iklim değişikliği, artan yaşam maliyeti, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kovid-19 salgını dahil eş zamanlı krizlerle kuşatıldığı ancak aşırı zenginlerin daha da zenginleştiği ve şirket kârlarının hızla arttığı kaydedildi.

Oxfam'ın raporunda, son iki yılda dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin, kalan yüzde 99'luk kesimin toplamından neredeyse iki kat fazla servet kazandığına işaret edildi.

Raporda, milyarderlerin toplam servetinin 2020'den bu yana günde 2,7 milyar dolar arttığı, buna karşılık en az 1,7 milyar işçinin enflasyonun, ücret büyümesini geçtiği ülkelerde yaşadığı kaydedildi.

Bu sorunlarla mücadele etmeyi hedefleyen Oxfam, sınıflar arası eşitsizliği azaltmak için zenginlere daha fazla vergi uygulanması tavsiyesinde bulundu.

Rapora göre zengin şirketler, Rusya-Ukrayna savaşını daha büyük fiyat artışları için bahane olarak kullanıyor. Gıda ve enerji konusunda rekabet eksikliği de fiyatların yüksek tutulmasına sebep oluyor.

Oxfam Uluslararası İcra Direktörü Gabriela Bucher, Associated Press ajansına yaptığı açıklamada, "Milyarderlerin sayısı artıyor ve daha da zenginleşiyorlar. Bunun yanı sıra büyük gıda ve enerji şirketleri aşırı kâr elde ediyor. Kriz vurgunculuğuna son vermek için yalnızca enerji şirketlerine değil, gıda şirketlerine de ek gelir vergisi getirilmesi çağrısı yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Raporda, Tesla'nın milyarder Üst Yöneticisi Elon Musk'ın 2014'ten 2018'e kadar gerçek vergi oranının yüzde 3'ün biraz üzerinde olduğuna işaret edildi.

Rusya-Ukrayna savaşının geçen yıl petrol ve doğal gaz fiyatlarının yükselmesine neden olması üzerine bazı hükümetler, fosil yakıt şirketlerine beklenmedik gelirleri nedeniyle vergi getirmeye yönelmişti.

Bu konuda harekete geçen Portekiz, hem enerji şirketlerine hem de süpermarket ve hipermarket zincirlerinin dahil olduğu gıda perakendecilerine ek gelir vergisi getirmişti. Ocak ayının başında yürürlüğe giren uygulama, 2023 boyunca geçerli olacak.