Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Avrupa Birliği (AB) liderleri, dün yapılan AB zirvesinde Euro Bölgesi'nin borç kriziyle mücadele stratejisi konusunda ilerleme kaydetti. Ancak Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun (EFSF) gücünün artırılması ve Yunanistan'ın borcuyla ilgili kararlar çarşamba günü yapılacak ikinci AB zirvesine kaldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, bölgede krizle mücadelede Avrupa Merkez Bankasının (AMB) fonlarının sınırsız kullanılması talebinden Almanya'nın amansız muhalefeti karşısında vazgeçmek zorunda kaldı. Euro Bölgesi'nin sıkıntılı tahvil piyasasına destek için Çin ve Brezilya gibi gelişmekte olan ekonomilerden yararlanmayı değerlendirebileceği belirtildi.

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, dün 12 saat süren AB zirvesinden sonra yaptığı açıklamada, ''Daha fazla çalışmak gerekiyor ve bunun için kararları takip eden zirvede alacağız'' dedi.

İtalya'ya, büyüme potansiyelini artırmak için yapısal ekonomik reformları uygulama konusunda bu hafta daha ikna edici bir planla gelinmesi gerektiğinin söylendiğini ifade eden Rompuy, ''Şimdi ve çarşamba arasında, AB Konseyinin bazı üyeleri ülkelerinin söz verdiği önlemleri uygulama konusunda diğer ülkeleri ikna etmek zorunda olacaklar'' diye konuştu.

Sarkozy, Fransa'nın EFSF'nin ateş gücünün artırılması için fonun bir bankaya dönüştürülmesi ve AMB'den borçlanmasına olanak yaratılması yönündeki önerisinin, ne Almanya ne de AMB'nin kabul etmemesi nedeniyle şimdilik işe yaramayacağını söyledi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlediği ortak basın toplantısında Sarkozy, ''Eğer Avrupalı kuruluşların tamamından destek almazsa hiçbir çözüm uygulanamaz'' dedi. Sarkozy, EFSF'nin güçlendirilmesi konusunda kapsamlı bir anlaşmanın biçimlendiğini belirtti.

Merkel de, Fransa'nın EFSF'nin bankaya dönüştürülmesi fikrinin öldüğünü, EFSF ile ilgili geriye fonun, Euro Bölgesi tahvillerini elinde bulunduranlara garanti vermede kullanılması ve bazı gelişmekte olan ülkelerin destekleyebileceği ''fon içinde fon'' yaratılması gibi önerilerin kaldığını söyledi.

Almanya Başbakanı Merkel, çarşamba günü düzenlenecek zirvede alınacak kararların krizin aşılmasında son adım olmayacağını ifade etti.

-Berlusconi'ye baskı-

Bu arada Merkel ve Sarkozy, piyasada güveni sağlamak amacıyla reformları hızlandırması için İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile 30 dakika süren özel bir görüşme yaptı.

Berlusconi'nin, büyümeyi destekleyici önlemleri görüşmek için bugün bakanlar kurulunu toplaması bekleniyor.

Çarşamba günü yapılacak AB zirvesinde, Yunanistan'ın borç yükünün nasıl sürdürülebileceği ve Euro Bölgesi'nin üçüncü ve dördüncü büyük ekonomileri İtalya ve İspanya'yı, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'i AB ve Uluslararası Para Fonu (IMF) kurtarma paketlerine başvurmaya zorlayan krizden korumak için EFSF'nin gücünün nasıl artırılacağı konuları ele alınacak.

AB, IMF ve AMB'nin hazırladığı bir rapor, Yunanistan'ın bu yıl gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 160'ına ulaşması beklenen borcunun sürdürülebilmesinin, bankaların ve finans kuruluşlarının bu ülkenin borcunun yüzde 50 ila yüzde 60'ını silmesinden geçtiğini gösteriyor.

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu gazetecilere, ''Bu borç yükü ağır ve tekrar nefes almamız için hafifletilmeli'' dedi.

Brüksel'de dün düzenlenen AB zirvesinde görüşmelere yakın Alman bir bankacı, bankaların Yunanistan'ın borcunun ''gönüllü olarak'' yüzde 40'ını silmeyi önerdiğini, ancak hükümetlerin Yunanistan'ın borcunun yüzde 60'ının silinmesini talep ettiklerini belirtti.

AB'nin 21 Temmuz'da düzenlediği zirvede, ellerinde Yunan tahvilleri bulunduran bankacılar ve finans kuruluşları bu ülkenin borcunun yüzde 21'ini silmeyi kabul etmişti.

Avrupa Bankacılık İdaresi (EBA), Avrupalı bankaların sermaye yeterlilik oranlarının yüzde 9 olması durumunda 100-110 milyar euro yeni sermayeye ihtiyaçları olacağını açıklamıştı.

AB kaynakları, bu rakamın, AB ve IMF'nin İrlanda, Yunanistan ve Portekiz için hazırladığı kurtarma paketlerinde bankalara destek için zaten ayırmış olduğu 46 milyar euroyu kapsadığını ifade ediyorlar. Avrupalı bankaların sermaye artırımının 60-70 milyar euro olması halinde piyasaların hayal kırıklığına uğrayabileceği yorumları yapılıyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupalı bankaların sermaye açığının 200 milyar euro olduğu tahmininde bulunmuştu.

Piyasa uzmanları ise bankaların sermaye ihtiyacının 275 milyar euro seviyesinde olacağını öngörüyor.

AB Maliye Bakanları, Avrupalı bankalara yüzde 9'luk sermaye yeterlilik oranını sağlamak için ilk önce kendi kaynakları ya da piyasadan kaynak bularak, bu olmazsa hükümetlerin ya da son çare olarak EFSF'nin kaynaklarını kullanarak Haziran 2012'ye kadar zaman tanımayı kabul ettiler.

-Cameron ve Sarkozy çatışması-

Öte yandan BBC'nin haberine göre, İngiltere Başbakanı David Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Euro Bölgesi krizi konusundaki tartışmalara İngiltere'nin dahil olması konusunda ağız dalaşına girdi.

Sarkozy, çarşamba günü yapılacak AB zirvesindeki nihai konuşmaların euro kullanan ülkelerle sınırlandırılması gerektiğine inanırken, Cameron, bütün AB liderlerinin o ya da bu şekilde kendilerini etkileyebilecek müzakere konularını sunması gerektiğini ifade etti.

İki lider arasındaki atışma, AB liderlerinin Euro Bölgesi'ni borç krizinin çözümüne yardımda gerekirse AB anlaşmasını değişiklik yapılmasını kabul etmesini takip etti.

Cameron, AB anlaşmasında değişiklik olacaksa İngiltere'nin çıkarlarını korumanın teminatını aradığını söyledi. Bunun üzerine Sarkozy, Cameron ve İngiltere Maliye Bakanı George Osborne'nun Euro Bölgesi için yaptığı tavsiyeleri gazetelerde okumaktan rahatsız olduğunu söyledi.

Sarkozy'nin tartışma sırasında Cameron'a, ''Bizi eleştirmenizden ve bize ne yapmamız gerektiğini söylemenizden bıktım usandım'' dediği aktarıldı.

Düzenlediği basın toplantısında, Euro Bölgesi ülkeleri büyük mali ve ekonomik birleşmeye doğru yöneldiği için AB içinde İngiltere'nin çıkarlarının korunmasını garanti etmeyi sağladığını belirten Cameron, ''Bu İngiltere'nin ulusal çıkarları pahasına olmamalı. Bugün, özellikle AB'nin 27 ülkesi için tek pazar bütünlüğü bakımından, avro dışında kalmak isteyen ülkelerin çıkarlarını korumamızı gerektiren bir taahhüdü güvenceye aldım'' dedi.

Avrupa, Avro Bölgesinde krizin aşılması konusunda Fransa'nın Cannes kentinde 3-4 Kasım'da düzenlenecek G-20 liderler zirvesinde kapsamlı bir strateji ortaya koyması için baskı altına bulunuyor.