Kredi büyümesindeki yavaşlama sürüyor
-
BDDK verilerine göre, bankacılık sektöründe kredi büyümesindeki yavaşlama devam ediyor
Bankacılık sektöründe kredi büyümesindeki yavaşlama devam ediyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından açıklanan haftalık verilere göre; 28 Ekim 2011 tarihinde toplam kredi hacmi (özel karşılık sonrası tahsili gecikmiş alacaklar dahil) 669 milyar lira olurken, bunun 451 milyar lirası kurumsal krediler, 218 milyar lirası ise kredi kartları dahil bireysel kredilerden oluştu.
Bu veriler, Türk bankacılık sektöründe kredi büyümesindeki yavaşlamanın sürdüğünü gösteriyor.
Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) değerlendirmesine göre, 2010 yıl sonu kurlar sabit tutularak yapılan hesaplama çerçevesinde, 28 Ekim 2011 tarihi itibariyle 12 aylık kredi büyümesi yüzde 29 oldu. TL krediler yüzde 31, yabancı para krediler de yüzde 21 oranında büyüdü. Eylül sonu itibariyle ise kredi büyümesi toplamda yüzde 31, TL kredilerde yüzde 32, yabancı para kredilerde yüzde 26 olarak gerçekleşmişti.
28 Ekim 2011 verileri, yine sabit kurlarla 12 aylık dönemde kurumsal kredilerdeki büyüme hızının yüzde 26, bireysel kredilerdeki büyümenin yüzde 34 olduğunu gösteriyor. Eylül ayı verilerine göre ise kurumsal krediler yüzde 28,4, bireysel krediler yüzde 35,6 oranında büyümüştü.
Sektörde 28 Ekim itibariyle söz konusu verilere göre, toplam mevduat 709 milyar lira olurken, bunun 463 milyar lirası TL mevduat, 246 milyar lirası yabancı para mevduatından oluştu. 2010 yıl sonu kurlar sabit tutularak yapılan hesaplama doğrultusunda, 28 Ekim 2011 tarihi itibariyle 12 aylık büyüme toplam mevduatta yüzde 10, TL mevduatta yüzde 14, yabancı para mevduatta da yüzde 2 olarak gerçekleşti.
2010 yıl sonu kurlar sabit tutulduğunda 2011 Eylül sonu itibariyle ise toplam mevduat yüzde 11, TL mevduat yüzde 17 oranında büyümüştü. Dolayısıyla kredilere benzer şekilde 12 aylık bazda mevduat artış hızında da yavaşlama görülüyor.
-Sabit kurlar ile belirlenen değişim-
Bu arada, Türkiye Bankalar Birliği yetkilileri, verilerin nominal bazda değil, sabit kurlar ile belirlenen değişime bakılarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağına işaret ediyorlar.