Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Cezayir, yeni proje kapısı olabilir

Cezayir, yeni proje kapısı olabilir

  • Hükümetin Cezayir'de 250 milyar dolarlık proje tanımladığını söyleyen İTO Başkanı Yalçıntaş, buradan ciddi pay alınabileceğini söyledi

Giriş: 06 Aralık 2011, Salı 12:44
Güncelleme: 06 Aralık 2011, Salı 13:54

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, Cezayir'de hükümetin 250 milyar dolarlık proje tanımladığını belirterek, ''Türkler olarak buradan ciddi pay alabiliriz'' dedi.

Yalçıntaş, Cezayir'de düzenlenen 1. Türk Ürünleri Sergisi'nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, İTO olarak Türkiye'nin çok fazla tanınmadığı ülkelere ihraç fuarları yaptıklarını ifade ederek, fuarlardan 3-4 tane yaptıktan sonra çarpan etkisi olduğunu ve Türk ürünlerinin bu piyasalarda tanınmaya başladığını söyledi.

İhraç ürünleri fuarında daha çok KOBİ'lerin yer aldığını kaydeden Yalçıntaş, firmaların Cezayir'e girebilmesi için en verimli yolun fuara katılması olduğunu dile getirdi.

Yalçıntaş, Arap baharının ülkeye sıçramaması için hükümetin çok ciddi altyapı projeleri bulunduğunu belirterek, ''250 milyar dolarlık proje tanımlamış hükümet. Türkler olarak buradan ciddi bir pay alabiliriz'' diye konuştu.

2006 yılında iki ülke arasında ortaklık ve dostluk anlaşması imzalandığını hatırlatan Yalçıntaş, ''Bu imzanın içinde serbest ticaret anlaşmasının imzalanacağından bahsediliyor. Cezayir, 'biz böyle bir şey yaparsak açık veririz korkusu' yaşıyor. 'Anlaşmayla, Türk malları bizim pazarımızı istila eder' diyor. AB de istemiyor çünkü imzalandığında AB'nin sattığı her şeyi biz de satacağız'' dedi.

Yalçıntaş, ''kültür-sanat ihracatı''na değinirken, şunları söyledi:

''Yüzde 100 ekonomi diyorsanız, aynı oranda kültür ve sanat da demeniz lazım. Bir ürünü sattıran imajdır. Kimse Kongo malı fotoğraf makinesi almaz. Bu imajdan kaynaklanıyor. İmajı anlatmanın en doğru yanı da kültür ve sanat. Son yıllarda düzenli olarak bütün kitap fuarlarına katılıyoruz, yayıncılarımızı götürüyoruz. Telif hakları satmaya çalışıyoruz. Daha önce yapılmayan bir şeydi. İlk defa organize olarak telif hakları satılmaya başladı. Dizi ve film endüstrisi üzerinde çalışıyoruz. Bunun etkisi en az birincisi kadar önemli. Özellikle Ortadoğu ve Afrika'da dizilerinin etkisi inanılmaz. Türkiye'nin imajı açısından güzel bir şey. Dizilerle kültür ihracı yaparak ekonomik dönüşüm sağlayacağız. Geçen sene 100 milyon dolar film maliyeti sattık, telif bundan çok daha düşük. Bu zamanla artacak daha yolun başındayız. Rakamdan ziyade çarpan etkisi daha önemli.''

''2012 Ekim ayında açıklama yapacağım''

Murat Yalçıntaş, AB'nin durumuna değinirken, şu görüşleri dile getirdi:

''Böyle bir durumda Türkiye'nin etkilenmeyeceğini düşünmek yanlış olur. Biz de etkileniriz. Bu etkilenmeyi doğru politikalar uygulayabilirsek artıya çevirebiliriz. Eğer yarıştığınız ülkeler 10 yavaşlarsa siz de 2 yavaşlarsanız aradaki mesafe 8'e düşer. Bütün mesele doğru politikalarla daha az yavaşlamak. Bunu bu zamana kadar başardık. Birkaç tane çözmediği akut problemleri var. Bunlar çözülünce ilerleme daha hızlı olacak. Sosyal barış problemimiz var. Birinci akut problemimiz bu. Doğrudan doğruya Türkiye'yi etkiliyor. İkinci olarak daha ileri teknoloji ürünler üreten ülke durumuna gelmemiz gerekiyor. Esnaf tabiriyle 'bir tık' daha yukarı çıkmalıyız. Bizim rakibimiz AB ülkeleri. Bunların ürünlerine karşılık ürünler üretmeliyiz. Üçüncü olarak da iş kanunları diyelim. İş kanunları bazı noktalarda elimizi kolumuzu bağlıyor. Daha esnek duruma gelmesi lazım.

Formula 1'i tekrar sağlayacak olanın devlet olduğunu kaydeden Yalçıntaş, ''Bu konuda pazarlık yapılır, olursa olur, olmazsa olmaz. Formula Türkiye'de seyirci bulamadı. Belki birkaç sene daha geçmesi gerekiyordu. Biletlerin üniversal değeri var, o yüzden fiyatlar pahalıydı. Formula sahasıyla ilgili önümüzdeki günlerde bir gelişme olacak'' diye konuştu.

Yalçıntaş, İTO başkanlığına ilişkin olarak ise, ''Gelecekteki olaylarla ilgili şimdiden bir şey söylemem erken olur. 2012 Ekim ayında açıklama yapacağım. Birisi İTO başkanlığını dillendirse benim hoşuma gitmez. Dolayısıyla benim de bir şey söylemem abes olur'' dedi.