AB liderlerinin 2 günlük zirvesinde alınacak kararlar, borç krizinde itibarı sarsılan ortak para euronun geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Avrupa Merkez Bankasının bugün çeyrek puanlık faiz indirimine giderek bankalara para musluğunu sonuna kadar açarken tahvil piyasasına güçlü şekilde gireceği yönünde sinyal vermekten kaçınması AB zirvesinden beklentileri artırdı.

Avrupa Merkez Bankasının borçlu ülkelere sınırlı destek vereceği bir ortamda borç krizini kontrol altına alınabilmesi için Euro Bölgesi'nde bütçe disiplinini güçlendirecek önlemler önem kazanıyor.

Almanya ve Fransa'nın bu doğrultuda hazırladığı önerilerin tartışılacağı zirvede, ortak para bölgesine dahil 17 ülkenin bütçe yapma yetkilerini Brüksel'e devretmeleri için AB antlaşmalarında değişiklik yapılması konusunda uzlaşma aranacak.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, zirve öncesinde yaptığı açıklamada, ''Avrupa hiçbir zaman bu kadar tehlike altında olmamıştı'' derken zirvenin başarısızlığı halinde ikinci bir şans olmadığı uyarısında bulundu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ise ülkelerin ''ulusal çıkarlarını ve egolarını bir kenara bırakarak'' borç krizine ortak çözüm bulmak zorunda olduklarını söyledi.

Merkel, ''Kimse artık sözlere güvenmiyor çünkü biz çok kere verdiğimiz sözlere uymadık'' dedi.

Merkel ve Sarkozy'nin zirveye sunacakları ortak öneri, bütçe açığı gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 3'ünü aşan ülkelere otomatik yaptırımlar uygulanmasını gerektiriyor. Bunun için AB anayasasının değiştirilmesi ya da Euro Bölgesi'nde zorunlu olmak üzere isteyen AB üyelerinin yeni bir anlaşma imzalaması öngörülüyor.

Öte yandan AB zirvesinde, borç kriziyle mücadelede kullanılmak üzere merkez bankalarının Uluslararası Para Fonu'na (IMF) kredi açması ve savurgan ülkelerin IMF eliyle terbiye edilmesi üzerinde duruluyor.